| Bana yardım etmek istiyorsun, biliyorum ama kampüsteki ofisime gitme. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاولين أن تساعديني و لكن لا تذهبي لمكتبي |
| ofisime geldiğinizden beri bir arpa boyu yol aldığımızı bile söyleyemem. | Open Subtitles | لم نحرز تقدماً في إيجاد أختك منذ أول يوم أتيت لمكتبي |
| ofisime gelirsen eğer, serumu bağlarız ve kısa sürede horlamaya başlarsın. | Open Subtitles | إذا أردتم القدوم لمكتبي هنا فسنبدأ بالعملية ونولِّدكِ في غمضة عين |
| Şerif, odama geçelim derdim ama odam yok. | Open Subtitles | حسناً, يا رئيس الشرطة كنت لأقول لنذهب لمكتبي لكن ليس لدي مكتب |
| Christopher'ın dosyasının masama geldiği gün sorgudaydım. | TED | كُنت أقف في المحكمه ذلك اليوم عندما أتت قضية كريستوفر لمكتبي. |
| ofisimde konuşarak açıklığa kavuşturabiliriz. | Open Subtitles | بوسعنا الذهاب لمكتبي لنتحدّث أولا أو لنبدأ مباشرة |
| Kabindeki çocuklar sürekli olarak ofisime giren şapkalı bir adam görüyorlarmış. | Open Subtitles | الرجال في الكشك قد إعتادوا رؤية رجل يعتمر قبعة يدخل لمكتبي |
| ofisime gelip, benden gereksiz şeyler için siyasî iyilikler isteme. | Open Subtitles | لا تأتي لمكتبي لتطلبي معروفاً سياسياً إعتماداً على لا شيء |
| Kendini ne zannediyorsun bilmiyorum ama ofisime dalıp sebepsiz yere beni tutuklayamazsın. | Open Subtitles | لا أعلم من تظن نفسك لكن لايمكنك القدوم لمكتبي وتعتقلني بدون سبب |
| - Bunu ben de çok isterim. Ama şu anda hemen ofisime dönmek zorundayım. | Open Subtitles | سأسعد بهذا، لكني الآن في عجلة من أمري للعودة لمكتبي |
| istiyorsan SPK ile görüs. Son 6 ayda ofisime 15 kez geldiler. | Open Subtitles | و يمكنك أن تكلم لجنة الأوراق المالية و البورصة أتوا لمكتبي 15 مرة في الست آشهر الماضية |
| Evet, ofisime gittim ve silahımı aldığını öğrendim. | Open Subtitles | ..نعم ، رجعت لمكتبي وأكتشفت أنكي أخذتي مسدسي |
| İstiyorsan SPK ile gorus. Son 6 ayda ofisime 15 kez geldiler. | Open Subtitles | و يمكنك أن تكلم لجنة الأوراق المالية و البورصة أتوا لمكتبي 15 مرة في الست آشهر الماضية |
| Sonra bu adam ofisime geliyor ve diyor ki, aynı bankalar açgözlü davranıp piyasa durumunu takip etmeyi bıraktılar. | Open Subtitles | ثم هذا الرجل يأتي لمكتبي ويقول أن هؤلاء البنوك جشعون |
| Açık kapı ilkesiyle çalışırım. Yani, ne zaman isterseniz... ofisime gelebilirsiniz. | Open Subtitles | أتبع سياسة الباب المفتوح مما يعني أنه يمكن للجميع المجيء لمكتبي... |
| Anlıyabiliyormusun, bununla, benim ofisime girmek için ziyaretçi kartı almana gerek yok. | Open Subtitles | هل تعي أنه بهذا ، أعني لن تكون بحاجة إلى كرت عبور الزوار لكي تأتي لمكتبي |
| odama döndüm, silahı dışarı koyup yardım çağırmaya gittim. | Open Subtitles | ثم عدت لمكتبي و و ضعت السلاح في الخارج و ذهبت لطلب المساعدة |
| Eğer uzun olmayan ve hafızada kalabilecek bir notunuz varsa lütfen ben çıkmadan önce odama gelip bana verin. | Open Subtitles | في نقطة متعلقة بذلك إذا كان أي منكم عنده نكتة مثيرة وغير مملة وسهلة للحفظ أرجو منه التّقدّم لمكتبي قبل مغادرتي |
| Biliyorsun bir çok cinayet davasında savcılık yaptım ve o dönemde dosyalar masama geldiğinde hep artık çok geç olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | قمت بالمرافعة بالعشرات من جرائم القتل و بحلول الوقت لوصولهم لمكتبي شعرت دوما بتأخر الوقت |
| Spreyin birazını aldım ve ofisimde koluma uyguladım işe yaradı. | Open Subtitles | لقد سرقت بعضاً من البخاخ لمكتبي وقمت بتجربته على ذراعي ونجح الأمر |
| Haftada iki kez arabayla, Meksika, Tijuano yakınlarındaki evimden ABD sınırını geçip San Diego'daki büroma gidiyorum. | TED | مرتان في الأسبوع، أقود من منزلي القريب من تيخوانا، المكسيك عبوراً بالحدود الأمريكية، وصولاً لمكتبي في سان دييجو. |
| Öğleden önce ofise geri dönmeliyim. | Open Subtitles | فأنا يجب علي العودة لمكتبي قبل منتصف النهار |
| Sayın Başkan, buna yasal hale getirme derseniz ofisim bunu kaldıramaz. | Open Subtitles | سيدي المحافظ ، سمّها إباحة لا يمكن لمكتبي السماح بذلك |
| Eğer birşeye ihtiyacın olursa beni ofisimden bulabilirsin. | Open Subtitles | وإذا احتجت لأي شيء, فيمكنك دائماً المجيء لمكتبي, موافق؟ |
| Dün geceden sonra büroya yazdım ve beni geri alırlarsa eski işime devam edebileceğimi söyledim. | Open Subtitles | بعد ليلة البارحة, كتبت لمكتبي القديم سأستعيد وظيفتي القديمة، إذا كانوا سيقبلوني. |
| Uyuşturucu ilaçlar için olan tüm reçeteler masamın üzerinde. | Open Subtitles | كل الوصفات الطبية للأدوية المخدرة تأتي لمكتبي |
| Muhtemelen sonunda bütün ofisimi yanımda taşımaya başlayacağım. | Open Subtitles | ربما سينتهي الأمر بحملي لمكتبي كله بالجوار معي |