Ben bu yüzden gelmedim. Onlar bu yüzden geldi, bense hayır. | Open Subtitles | أنا لم أحضر هنا من أجل المال هم جاءوا من أجله |
Benim bir sorunum var. Buraya bir rol için gelmedim. | Open Subtitles | لدي مشكلة أنا لم أحضر إلى هنا من أجل الدور |
Yanımda hiç getirmedim, o yüzden bunu yapman biraz zor olacak. | Open Subtitles | لم أحضر أي كتب معي إلى هنا لذلك سيكون ذلك صعباً |
Fotograf makinemi getirmedim ama nasil bundan daha iyi olur hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لم أحضر الكاميرا الخاصة بي ولكن لا أتخيل صورة أفضل من صورتك |
Maalesef silahım yanımda değil. Ama silah kılıfınızı kapatsanız iyi olur, yoksa silahınız düşebilir. | Open Subtitles | آسف لم أحضر مسدّسي، ومن الأفضل أن تغلق حافظة مسدسك قبل أن تفقده |
- Bugün onun doğumgünü. - Size hediye almadım, üzgünüm. | Open Subtitles | إنّه عيد ميلادها لم أحضر لك هدية ، أنا آسف |
Bilmiyorum ama eğer gelmezsem, geyik gibi derimi yüzeceğini söyledi. | Open Subtitles | لا أعلم لكنها أخبرتني أذا لم أحضر أنها ستقطعني كالسمكة |
Bu gece buraya sadece boğayla kapışmak için gelmedim. Seni görmek ve hoşçakal demek istedim. | Open Subtitles | لم أحضر إلى هنا الليلة لكى أُصَارع الثور جئت لآراكي وأودعك |
Ben buraya boş laflarla kafanı şişirmeye gelmedim. | Open Subtitles | لم أحضر هنا لبيع أي شيء ولست بائعاً متجولاً |
Ben buraya oyun oynamaya gelmedim. | Open Subtitles | .ليس بالضبط أنا لم أحضر الى هنا .لألعب لعبة التخمين |
Derslere gelmedim. Ödevlerin hiçbirini okumadım. | Open Subtitles | .. لم أحضر الصفّ ولم أقرأ أيّة فروض منزلية |
Onun için gelmedim buraya Clark. Dostlarım dertte olduğu için geldim. | Open Subtitles | لم أحضر هنا لذلك "كلارك" جئت لأن صديقي كان في مشكلة |
Long Beach' e gelirken aletleri getirmedim. | TED | حتماً لم أحضر أياً من أدواتي إلى مؤتمر تيد هنا في لونغ بيتش |
Jill Bolte Taylor 'ın geçen yılki sunumundan esinlenerek buraya bir insan beyni getirmedim ama bir litre kemik iliği getirdim. | TED | الآن، ملهما من حديث جل بولت تيلور العام الماضي لم أحضر دماغا بشرية ولكنني أحضرت لتراً من نخاع العظام |
Gelemem çünkü mayom yanımda değil. | Open Subtitles | لا أستطيع, لأني لم أحضر ملابس السباحة الخاصة بي |
Girerdim, ama mayom yanımda değil. | Open Subtitles | أود ذلك. لكن لم أحضر بدلة السباحة. |
Çelloyu kendi başıma öğrendim, hiç ders almadım. | TED | لم أحضر أبدًا دروسًا لتعلّم عزف التشيللو بل تمرّنت بمفردي. |
Ayine gelemedim, özür dilerim. Belim tutuldu. | Open Subtitles | آسف لأني لم أحضر إلى الكنيسة ظهري يؤلمني |
Şöyle ki, bir de mahkemeye gitmediğim için hakkımda yakalama emri varmış. | Open Subtitles | حسناً ، كان هناك أيضاً أمر قضائي بينما لم أحضر إلى المحكمة |
Oyununa gelemediğim için kızgınsın. | Open Subtitles | إنك غاضب لأني لم أحضر للمسرحية ، أليس كذلك ؟ |
Oyunu görmeye gelmeseydim, gidecek başka yerim yoktu. | Open Subtitles | حسنا، إذا لم أحضر لرؤية المسرحية، لم يكن لدى أي مكان آخر أذهب إليه. |
Eminim çok eğleneceksiniz. - Evet. Daha önce hiç defileye gitmemiştim. | Open Subtitles | -نعم، كثيراً، فأنا لم أحضر عرض أزياء من قبل |
Kendi organize ettiğim dansa katılamadığım hâlde ben zamanında gelebildim bak. | Open Subtitles | حضرتُ في الوقت المُحدد مع أنّي حتّى لم أحضر الحفل الذي نظّمته. |