Kameralarıyla bu kadar fazla kişi olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أدرك أنه سيكون هناك . هذا الكم من الناس . وكل هذه الكاميرات |
Menajerime mülklere bakmasını söylediğimde bir sürü aileyi evinden edeceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | تهانيّ حين كلّفت مدير أعمالي بالبحث عن عقارات لم أدرك أنه سيشتت عائلات كثيرة |
Buraya gelene kadar valizimde olduğunu fark etmedim. | Open Subtitles | لم أدرك أنه معي حتى وصلت |
Misafirimiz olduğunu fark etmedim. | Open Subtitles | لم أدرك أنه لدينا صحبة |
Bilmeni isterim ki evlenme teklif edeceğinden haberim yoktu. | Open Subtitles | . أريدك أن تعرف ، لم أدرك أنه كان سيعلن الزواج |
O zaman, manyak bir evsiz olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | بمرور الوقت، لم أدرك أنه رجل متشرد مجنون |
Normal bir adamdı. Bay Skinner söyleyene kadar da önemli biri olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم أدرك أنه شخص هام حتى نبهني السيد سكينر |
Bu çok garip. Bu kadar yakışıksız olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | هذا غريب لم أدرك أنه سيكون جباناَ |
Bu kadar kızacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أدرك أنه كان عندنا هذا الوهج القليل |
Lütfen. Bunun Kral yemeği olduğundan haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أدرك أنه طعام الملك |
Öylesine söyledim. Günümüz jargonunu kullanma kuralından haberim yoktu. | Open Subtitles | (مجرد حديث لبق ، (آلي لم أدرك أنه يجب أن أكون معاصر |
Senin üstünde böyle güçlü bir etkim olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أدرك أنه لدي ذلك التأتير القوي عليك. |
Kontrol edilecek bir zihni olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أدرك أنه لديه عقل ليتم التحكم به |
Bunun bir randevu olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم أدرك أنه كان موعد |
Dışarıda olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم أدرك أنه فعل ذلك |