Daha da kötüsü her gece uyanıp hiç tanışmadığım birini arzulamak var olmayan bir kızı sevmek. | Open Subtitles | و الأسوء، هو الإستيقاظ كل ليلة بإنتظار شخص لم أقابله الوقوع في حب فتاة غير موجودة |
Onun gözünde beni bir aptal yerine koydu hiç tanışmadığım ve bana hiçbir yanlışı dokunmayan bir adamın. | Open Subtitles | لقد جعلتني أبدو كالأحمق أمامه رجل لم أقابله من قبل رجل لم يفعل لي اي شيء خاطئ |
Onunla hiç tanışmadım, Bay Pike ama sürekli sizleri izledim. | Open Subtitles | أن لم أقابله من قبل يا سيد بايك ولكنني أشعر بأنني أعرفه |
Onunla hiç tanışmadım ama onu tanıdığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا لم أقابله لكني.. أشعر كما لو أني عرفتة |
Hive'dan daha önce hiç görmediğim birisiyle, bağlantı kurdu. | Open Subtitles | لقد كانت تتصل بشخص داخل الخلية، شخص لم أقابله من قبل |
hiç görmedim. Yanlış iz üzerindesiniz bence. | Open Subtitles | لم أقابله , أعتقد بأنكم تنبحون على الشجرة الخاطئة هنا |
Ama onunla daha önce tanışmamıştım konser haricinde. | Open Subtitles | البلايين من الناس شاهدوك وأنت ترقص معه نعم.حسنا أنا لم أقابله من قبل فقط في الحفلة الموسيقية |
Hiç tanımadığım bir adamı eğlendirmemi istiyorsun. - Tek istediğim adama birkaç içki verip onunla sohbet etmen. | Open Subtitles | أنت تريد منّي أن أسلّيَ رجلاً لم أقابله في حياتي أبداً |
onu hiç tanımadım, ama onun için bir anıt inşa etmeliler. | Open Subtitles | لم أقابله من قبل لكن يجب أن نفعل هذا من أجل مارسير |
Oğlum, hiç tanışmadığım zengin bir göt tarafından okula getiriliyor. | Open Subtitles | إبني يرعاه واحد من الأغنياء حتى أني لم أقابله. |
hiç tanışmadığım birini öldürebilesin diye suikastçı kılığına girmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أتنكر كقاتل حتى يُمكنك قتل شخصاً ما لم أقابله قط |
hiç tanışmadığım bir ortaktan hemen buraya gelmemi yoksa barodan attıracağını söyleyen bir e-mail aldım. | Open Subtitles | لقد تلقيت إيميل من شريك لم أقابله من قبل يخبرني أن أسرع إلى هنا وإلا سيتنصل من شراكتي |
- hiç tanışmadığım bir oğlum. Birlikte ilk gecemizden bu yana hiç görmediğim karımdan doğma. | Open Subtitles | ابنٌ لم أقابله قطّ، وُلد من زوجةٍ لم أرَها منذ أوّل ليلةٍ لنا معًا. |
hiç tanışmadığım bir babam kolunda iğne yoksa görebildiğin bir annem ve neredeyse bir düzine üvey ailem vardı ki sadece üç tanesi, beni devlet yardımı için kabul etmemişti. | Open Subtitles | كان لديّ أبٌ لم أقابله أبداً وأمّ تكون بالجوار عندما لا يكون هناك إبرة في ذراعها والكثير من الأشخاص الذين تبنوني، و 3 منهم لم يفعلوا ذلك فقط من أجل المال. |
hiç tanışmadığım biriyle telefonda görüştüm. | Open Subtitles | لقد جائني إتصال من رجل لم أقابله |
Aslında onunla hiç tanışmadım. Sadece eski fotoğraflarını gördüm. | Open Subtitles | في الواقع لم أقابله أبداً لم أرى له سوى بضعة صور قديمة |
Söyleyecek bir şeyim yok. Onunla hiç tanışmadım. | Open Subtitles | لا أملك ما أقوله عنه فأنا لم أقابله من قبل |
Kendisiyle hiç tanışmadım. Birkaç tekyazısını okumuştum. | Open Subtitles | لم أقابله مطلقاً، لقد قرأت العديد من أطروحاته |
Onunla şahsen hiç tanışmadım fakat telefon görüşmemiz olmuştu. | Open Subtitles | لم أقابله أبدا لكني تحدثت إليه عبر الهاتف |
Peki bu hiç görmediğim adama paramı nasıl emanet edeceğim? | Open Subtitles | حسناً كيف يمكنني أن أثق في هذا الرجل الذي لم أقابله مطلقاً على مالي؟ |
Onu buraya sen getirdin, daha önce hiç görmediğim bir soytarıyı benden daha önemli bir konuma yerleştirdin. | Open Subtitles | لقد أحضرته إلى هنا ووضعته في الكوخ بجانبي , مهرج لم أقابله من قبل |
Sadece babamı tanımak istedim. Onu hiç görmedim. | Open Subtitles | أردتُ أن أعرف والدي فحسب فأنا لم أقابله قطّ |
Bununla birlikte, önceden de dediğim gibi kendisiyle bizzat tanışmamıştım. | Open Subtitles | بالرغم من أنني قلتُ أني لم أقابله شخصياً قط |
Hiç tanımadığım bir adamın hayatımıza girip birlikte inşa ettiğimiz her şeyi tehdit etmesine göz yummam. | Open Subtitles | لن أسمح لرجل ما لم أقابله قط أن يهدد ما لدينا وما بنيناه سوياً |
Ama onu hiç tanımadım. | Open Subtitles | لكني لم أقابله. |