Kameranın beni çektiğini bilmiyordum ki. Ses adamlarından biri ile dalga geçiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن ألكاميرة تعمل أنا كنت ألعب مع بعض ألرجال |
Bebeğim inan bilmiyordum babanın gelmediğini... o zaman şimdi gel ve bizi götür... | Open Subtitles | ..عزيزتي لم أكن أعلم بأن أبيكِ لن يأتي .. إذاً تعالي الأن وخذينا |
Sen sahneye çıkana kadar müzik menajeri diye bir şey olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | إنني لم أكن أعلم بأن هناك شيء اسمه مدير موسيقي، بغضّ النظر عمّا يفعلونه حتى ظهرت أنت في المشهد |
Genç kızları kendine arkadaş yapmak gibi bir hobin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن هوايتك جعل الفتيات رفيقاتٍ لك |
Bu kadar kaba ve nankör olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن لديكِ كل هذه الوقاحة وهذا الجحود |
Buralarda yaşayanların bu tür turistik şeylere katıldıklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن المحليين كانوا يقومون بهذه الأمور السياحية |
O iki pengueninin erkek olduğunu bilmiyordum ve ben sadece, yerel hayvanat bahçemizin tanıtımını yapmak için küçük, eğlenceli bir etkinlik gerçekleştirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن كلا البطريقين ذكوراً وكنت أحاول إقامة إحتفالية ممتعة ولطيفة فحسب لتطوير حديقتنا المحلية للحيوانات |
Sonuçları olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن ستكون هناك عواقب حسناً ، توجد عواقب |
Resmi bir toplantı yapmamız gerektiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن يجب علينا بأن نحظى بإجتماعاً رسمياً للنقاش |
Bana ne olacağını bilmiyordum Ama yaptım | Open Subtitles | لم أخطط لهذا و لم أكن أعلم بأن ذلك سيحدث |
Tek yapman gerekenin "benim" demek olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن كل ما فعلتي هو أخذ الأولوية |
Rubik küpün orada icat edildigini hiç bilmiyordum mesela. | Open Subtitles | انا, كمثال, لم أكن أعلم بأن لعبة المكعبات الملونة تم إختراعُها هناك |
Köpeklerin fırınlanmış patates yediğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن الكلاب تأكل البطاطا المحمصة. |
Bir insanın diğerini öldürebileceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن بشري يستطيع قتل بشري أخر أعلم بأن البشري الأخر خُلق من أجل الحياة |
Ben ahbap Fed olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن الرجل كان عميلاً فيدرالياً |
Bölgedeki restoranları değerlendirdiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن يكتب مقالات عن المطاعم في المنطقة |
- Bu kadar ciddi olduğunuzu bilmiyordum. | Open Subtitles | أسعد رجل على وجه الأرض و تزوجتيني؟ لم أكن أعلم بأن علاقتكما جادة |
Of! Bunlardan düşülebildiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن بإستطاعك أن تسقط من تلك المركبات |
Çini ve cam endüstrisinin sanat direktörü oldum. Nihayetinde Stalin düzeninde, Stalin düzeninin başında yüzlerce masum insanın tutuklandığını bilmiyordum. | TED | أصبحت مخرجة فنية للصناعة الصينية والزجاج وفي الأخير تحت التطهير الستاليني، في بداية التطهير الستاليني لم أكن أعلم بأن مئات الآلاف من الأبرياء كانو يُعتقلون |
Burada bir peder olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأن لدينا قساوسةً هنا |