düşünmüyordum. Giderken yolda düşündüm ve asıl pataklamam gereken kişinin sen olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | لم أكن أفكر لكن خلال طريق العودة أدركتُ تماما بأنه يجب أن أركلّ مؤخرتك |
Tüm dikkatim karşımdaki testlerde olmalıydı ama ilk kez kendi durumumu düşünmüyordum. | Open Subtitles | كل تركيزى كان من المُفترض أن ينصب على الأختبار الذى أمامى ,و لكن للمرة الأولى لم أكن أفكر بشأن حالتى |
Seninle konuşmak istedim, hepsi bu. Bunları düşünmüyordum. | Open Subtitles | أردتُ أن أتحدث معكِ ، هذا كل ما في الأمر لم أكن أفكر |
Ve olan biten gerçekten bir kâbus gibi ve ben düşünemedim. | Open Subtitles | و قد كان أمراً سيئاً جداً و أنا لم أكن أفكر |
Yaşamımın böyle günlük ızdırap olacabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أفكر بأن الحياة قد تكون معاناة بشكل يومي |
O an, yaptığım şeyin anlamsız olduğunu anlamalıydım ama pek sağlıklı düşünemiyordum. | Open Subtitles | كنت لأعرف وقتها أنه لايمكنني ذلك لكن لكنني لم أكن أفكر بوضوح |
Ben, sekiz yaşında Stalingrad'ı savunurken kendimi düşünmedim. | Open Subtitles | حين كنت في الثامنة من عمري , أدافع عن الثمرة لم أكن أفكر بنفسي |
Hiç düşünmediğim şeyleri bana düşündürüyorsun. | Open Subtitles | كما تعرفيـن ، أنت تجعلينني أفكر بأشياء لم أكن أفكر بها كما تعرفيـن ، أنت تجعلينني أفكر بأشياء لم أكن أفكر بها |
İnanması zor biliyorum Owen, ama seni düşünmüyordum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا صعب التصديق يا أوين ، لكنني لم أكن أفكر بك |
Bilmiyorum, etrafta çok fazla insan vardı, gerçekten düşünmüyordum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، كان هناك الكثير من الناس حولها، لم أكن أفكر حقا. |
Yakın zamanda gitmeyi düşünmüyordum. | Open Subtitles | حسنًا، لم أكن أفكر في المغادرة في أي وقت قريب. |
Burada, yatağının yanında dururken aldığın paraları veya söylediğin yalanları düşünmüyordum. | Open Subtitles | تعلمين، عندما كنت أقف قبالة سريرك لم أكن أفكر حول المال الذي اخدتي أو الأكاذيب التي قلتيها لي |
İşin aslı, o çocuğu kurtardığımda düşünmüyordum. | Open Subtitles | الحقيقة هي، أنني لما انقذت ذلك الصبي لم أكن أفكر |
Onunla konuşurken fark ettim ki Weather Dağı'ndan beri ilk defa Maya'yı düşünmüyordum. | Open Subtitles | عندما كنت أتحدث إليها، أدركت للمرة الأولى منذ جبل الطقس، لم أكن أفكر حول مايا. |
Yani ayrı restoranlarda yiyeceğimizi düşünmüyordum. | Open Subtitles | لم أكن أفكر في تناول الطعام في مطعمين منفصلين |
Aslında sizi kontrol etmeyi düşünmüyordum. | Open Subtitles | في الواقع، لم أكن أفكر من السيطرة عليك. |
Özür dilerim, her şeyi batırdım. düşünemedim. | Open Subtitles | أنا أسف يا أصدقاء , لقد أخفقت لم أكن أفكر |
Yere yatırırken başını korumayı düşünemedim. | Open Subtitles | حسنا، لم أكن أفكر في رأسها عندما كنت أضعها للأسفل |
Belki iyi düşünemedim çünkü çift gelirli hanemiz tek gelirli haneye dönüştü. | Open Subtitles | ربما لم أكن أفكر بوضوح لأن دخلي الأسري المزدوج قد انخفض إلى دخل أسري منفرد. |
Öyleyse bunu yapmalısın. Kesinlikle. Bunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنت يجب أن تفعل ذلك وحينها بالتأكيد ، أنا لم أكن أفكر |
Bir iş alabileceğimi hiç düşünmemiştim o yüzden gerçek anlamda düşünmemiştim. | Open Subtitles | لا أعلم ، لم أعلم بأني سوف أحصل على عمل. زلذلك لم أكن أفكر في ذلك بجدية |
Geç saatte ayakta olduğum için doğru düşünemiyordum, bir önerge üzerinde çalışmaya başladım. | TED | ولأنني كنت مستيقظاً لوقتٍ متأخر ، لم أكن أفكر جيداً ، وبدأت العمل على مرافعة. |
Net düşünemiyordum, ama bırakın ben deneyeyim. | Open Subtitles | لم أكن أفكر جيداً .لكن دعنى أجرب هذا يمكننى فعل ذلك |
Seni hiç düşünmedim. | Open Subtitles | فى الحقيقة انا لم أكن أفكر بك كانت هذه أنانية منى |
Ama bu senin durumunu düşünmediğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن لا يعني هذا أنني لم أكن أفكر بكِ دائماً |