Ayrıca bu kulağa iltifat olarak gelmeyebilir ama bu kadar şahane birisini beklemiyordum. | Open Subtitles | وأعلم أن هذا لا يبدو كإطراء ولكنني لم اتوقع أن تكوني بهذا الكرم |
Hasta olduğunu duymuştum ama bu kadar kötü olmanı beklemiyordum. | Open Subtitles | سمعت بأنكَ مريض, ولكني لم اتوقع بأن المرض بهذا السوء. |
7 yaşındayken olmasını beklemiyordum. Neden bilmiyorum, ama beklemiyordum. | TED | لم اتوقع حدوثه وهي في السابعه من العمر, لا اعلم لماذا |
Yardım için Buck'ı aradığımda sizi göndereceğini ummuyordum. | Open Subtitles | عندما سألت باك النصيحة لم اتوقع ابدا انة سيرسلك الى هنا |
Lumbergh gibileriyle yattığını düşünmemiştim! | Open Subtitles | لم اتوقع أن تكوني على علاقة مع شخص مثل لمبرج |
Ve ben de kendimi 1763 modası giyerken tahmin etmiyordum, ama buradayım işte. | Open Subtitles | وانا لم اتوقع يوما ارتداء ازياء 1763 ولكن ها نحن ذا |
Bu ne sürpriz. Burada olacağını sanmıyordum. | Open Subtitles | يالها من مفاجأة لم اتوقع قدومك هنا |
Bunu ondan beklemezdim. Megalomanlık hakkında attığı nutuklar... | Open Subtitles | أنا أَبَداً لم اتوقع هذا انه جنون العظمة |
- Günaydın Leslie. - Seni beklemiyordum bugün. | Open Subtitles | صباح الخير يا ليزلى لم اتوقع حضورك اليوم |
Bunu beklemiyordum. İşte olur böyle şeyler. | Open Subtitles | حسنا , انني لم اتوقع ذلك فهذا يحدُث بالعمل احيانا |
Şok geçirdim. Kapı eşiğinde görmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت فى حالة صدمة, اعنى لم اتوقع ظهوره على عتبة بابنا |
Kusura bakmayın ortalık biraz dağınık. Sizi bu kadar erken beklemiyordum. | Open Subtitles | انا متأسف لان المكان فوضوي قليل لكني لم اتوقع بان تأتوني باكرا |
Çölde bu kadar temiz su beklemiyordum. | Open Subtitles | انا لم اتوقع ابدا ايجاد مياة صافية هكذا فى الصحراء |
Aslında şu sıralar birinden hoşlanacağımı beklemiyordum. | Open Subtitles | أنا فى الحقيقة لم اتوقع ان احب بأحد فى تلك الفترة |
Ben de tepede çılgın bir kadın görmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | وانا لم اتوقع رؤيه امرأه مجنونه على سطح القطار |
Sen iyi bir iş çıkardın. Ve sen tavırlarına dikkat et küçük hanım. Seni bu kadar erken beklemiyordum. | Open Subtitles | لقد قمتي بعمل رائع وانتِ في مشكلةً يا آنسه لم اتوقع منكِ العوده مبكراً |
Selam, güzelim. Bu gece burada olmanı beklemiyordum. | Open Subtitles | هناك واحده جميله لم اتوقع رؤيتك هنا الليله |
Sizi görmeyi ummuyordum, efendim. | Open Subtitles | لم اتوقع رؤيتك، سيدي. |
Seni görmeyi ummuyordum. | Open Subtitles | لم اتوقع ان اراك. |
Çok aptalım. Evde olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | اللعنة يا لي من حمقاء لم اتوقع ان يكون موجود في البيت |
Açıkçası, sizlerden bir ziyaret bekliyordum, ama NTAC'in başkanını göndereceklerini düşünmemiştim. | Open Subtitles | حسنا.. على القول انى توقعت زياره منكم يا جماعه ولكنى لم اتوقع ان يرسلوا لى رئيس الامن الوطنى |
Yarı zamanlı işlerde çalıştığından ötürü bu kadarını tahmin edebiliyordum zaten. | Open Subtitles | كنت أعرف عن أشتغالكِ فى كل تلك الوظائف المؤقتة فليس وكأني لم اتوقع شيء كهذا |
Biliyorum. Bunu yapacağımı hiç sanmıyordum! En azından bu şekilde. | Open Subtitles | -اعرف , لم اتوقع ان افعل ذلك على الاقل ليس بهذه الطريقة |
Açıkçası, senden hiç beklemezdim. Çok şey beklerdim, ama methamphetamine? | Open Subtitles | بأمانة، لم اتوقع ان تبلغ كل هذا الكم، لكن "ميثامفاتمين"؟ |