Evet, hepsini onlar aldı ve sen bunu benden duymadın. | Open Subtitles | أجل, لقد قضوا عليها جميعاً وأنت لم تسمع ذلك مني |
Bu toplantıyı o yönetiyor, duymadın mı yoksa? | Open Subtitles | انه يدير هنا الاجتماع ، أو لم تسمع بذالك؟ |
Nasıl hiç duymadın, inanamıyorum. | Open Subtitles | مهلا, أنا لا أَستطيع أن اصدق بأنك أبداً لم تسمع عرض القيمة صحيحه |
Daha sorunumu duymadınız. Sanırım şimdiden başka biriyle görüşmeye başladı. | Open Subtitles | فانت لم تسمع مشكلتي بعد فهي بدئت بمواعدة رجل اخر |
Hiç duymamış. O, arabalar hakkında her şeyi bilir. | Open Subtitles | لم تسمع عنه أبداً وهي تعرف كل شيء عن السيارات |
Belki sen iyi duymadın onun için bir daha soracağım. | Open Subtitles | ربما أنك لم تسمع ذلك الحق. لذلك أنا ستعمل أطلب منكم مرة أخرى. |
Ve diyorsun ki içeri girip çıkan kimseyi duymadın. | Open Subtitles | وأنت تقول بانك لم تسمع أي شخص تعال هنا أو ارحل هل ذلك صحيح |
Hepsini duymadın. Kız arkadaşım da beni fırlattı attı. | Open Subtitles | انت لم تسمع حتى نصفه فاخر الامر ان حتى صديقتي تخلت عني |
Harry, şişko kadının şarkısını duymadın mı? | Open Subtitles | هاري, أ لم تسمع هذا؟ هل سمعت ما قالته هذه السمينة |
duymadın herhalde. Narkotik ajanıyım! Bunun anlamını biliyor musun? | Open Subtitles | حسناً, يبدو أنك لم تسمع ما قلت, أنا شرطي أتعرف ما يعنيه ذلك؟ |
Sanırım, kitap özeti denen küçük şeyleri hiç duymadın. | Open Subtitles | اعني اُنظر الى حجم الطباعة الصغير ربما انكَ لم تسمع |
O küçükn çinli hakkında uzun zamandır birşey duymadın mI? | Open Subtitles | أنت لم تسمع عن تلك اليابانيه الصغيره مؤخراً؟ |
Hiçbir şey duymadınız değil mi? Sadece küçük bir tetik tıkırtısı. | Open Subtitles | أنت لم تسمع شيء سمعت نقرةَ الأنزلاق قليلاً |
Başpiskopos hakkında hiçbir şikayet duymadınız mı? | Open Subtitles | لم تسمع مطلقاً عن أى إدعاءات أو إتهامات موجهة ضد القس ؟ |
Fakat bu plan kusursuz işlese bile, henüz son söyleyeceklerimi duymadınız. | Open Subtitles | ولكن حتى اذا سارت هذه الخطة بلا خطأ فأنت لم تسمع الكلمة الأخيرة |
Ne dediğimi duymamış olabilirsin. Ben DEA'denim. | Open Subtitles | حسنآ, يبدو انك لم تسمع ما قلت, أنا شرطى أتعرف ما يعنيه ذلك؟ |
İşten çıkarılmakla ilgili bir şey duydun mu? | Open Subtitles | ,لم تسمع شيئاً عن حالات البطالة أليس كذلك؟ ماذا؟ |
-Eminim silah sesi de duymamışsındır. | Open Subtitles | حسناً أراهن بأنك لم تسمع شيئاً أيضاً أ ليس كذلك ؟ |
Panter'lerin lndiana'ya döndüğünü bile duymamıştır, eminim. | Open Subtitles | من المحتمل انك لم تسمع حتى عن النمور التى ظهرت في الهند. |
Ağzımdan çıkanı kulağın duymadı değil mi? | Open Subtitles | لم تسمع ماقلته لك بخصوص ذلك ، اليس كذلك ؟ |
- Şerif'in kazanmasına izin veremem. - Dediklerimi dinlemedin mi sen? | Open Subtitles | . أنا لا أستطيع أن أترك عمدة البلدة يفوز هل لم تسمع ما قولتة ؟ |
Dün akşam çıkıp gittiğini, hiç haber alamadığını söyledi. Dinleyin! | Open Subtitles | قالت بأنّه خرج البارحة، لم تسمع منه من حينها. |
24 yaşındayım. Adını Hiç duymadığın bir madenci kasabasından geliyorum. | Open Subtitles | عمري 24 سنة وأنا من بلدة صغيرة ربما لم تسمع عتها في حياتك |
Birisi, onu öldürmen için tutana kadar Doktor Naylor'ı hiç duymadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد اخبرتنا بانك لم تسمع بـ د.نيلر حتى استأجرك احدهم لقتلها |
Eğer hayatında bir kere ses duymadıysan, o zaman yanlış bir şeyler yapmışsındır. | Open Subtitles | إذا كنت لم تسمع أصوات مرة واحدة على الأقل، كنت تفعل شيئا خاطئا. |
Bana, Maria Tura'yı daha önce duymadım demeyin. | Open Subtitles | لا تقل لي بأنك لم تسمع من قبل بماريا تورا |
Parkour diye bir spordan haberin yok, değil mi? | Open Subtitles | أهو خائف من المنافسة؟ لم تسمع بباركور من قبل,أليس كذلك؟ |
- Hayır. Tabii ki aramaz. Kızı uzun süredir ondan haber alamamış. | Open Subtitles | كلا بالطبع، كل ما في الأمر ... أن إبنته لم تسمع منه |