Başka kimse de sorgulamayacak, çünkü onu gören kimse olmadı. | Open Subtitles | لن يسألنى أحد أخر , لأنه لم يراه أحد أخر |
Dokuz buçuk yaşında, dün geceden beri onu gören yok. Yukarı çıkmıştı... | Open Subtitles | هو في التاسعه و النصف من عمره لم يراه أحدهم منذ أن ذهب للسرير الليله الماضيه و كان غاضب |
Yarattığım şey dünyanın daha önce hiç görmediği türden bir tehlikeyi ortaya çıkardı. | Open Subtitles | يعد نسل تهديداً على الوجود، لم يراه العالم من قبل |
Annesi iltica etti, kendini tutuklattı şimdi de hiç görmediği babasının peşinden buraya geldi. | Open Subtitles | امه نفيت وهو تسبب في اعتقال نفسه وكيف يأتي هنا ليقابل ابا لم يراه |
Eddie silahı attığını görmedi. Onu vurduğunda silah bendeydi. | Open Subtitles | إيدي لم يراه وهو يرمي المسدس كان معي المسدس حينما قتله إيدي |
- Kirası nakit ödenmiş, ama ev sahibi onu görmemiş. | Open Subtitles | ولقد تم دفع الإيجار نقداً، لكن مالك المنزل لم يراه. |
Bir haftadan beri kimse onu ne görmüş ne de haber almış. | Open Subtitles | لم يراه أو سمع عنه أحد منذ أسبوع |
Akşam 7'den sonra onu gören olmamış, kredi kartı kullanımı yok ve cep telefonu tüm gün aynı yerden sinyal vermiş. | Open Subtitles | ليلة مقتله لم يراه أحد بعد الساعة السابعة لا مدفوعات من بطاقته الإئتمانيه وتم تحديد مكان هاتفه في نفس المكان طوال اليوم |
Kitaba göre Akrep Kralın zamanından beri... onu gören hiç kimse geri dönüp gördüklerini anlatamamış. | Open Subtitles | لقد كان مكتوباً إنه منذ عصر "الملك العقرب"... لم يراه أى شخص وعاد حياً ... |
Ondan sonra onu gören olmamış. | Open Subtitles | لم يراه أحد بعدها |
Demek onu gören olmadı. | Open Subtitles | إذن لم يراه أحد. |
Annesi iltica etti, kendini tutuklattı şimdi de hiç görmediği babasının peşinden buraya geldi. | Open Subtitles | امه نُفِيَت وهو تسبب في اعتقال نفسه والآن يأتي هنا ليقابل اباً لم يراه |
hiç görmediği oğlu. | Open Subtitles | الذي لم يراه قط |
Çalıların arkasına saklandığı için kimse görmedi. | Open Subtitles | لقد أختبأ خلف هذه الأشجار لهذا لم يراه أحد |
Pek çoğu eski griffin hikayesi yüzünden okulu bıraktı hiçbiri onu görmedi tabiki. | Open Subtitles | الكثير منهم غادر الفضل يرجع الى ذلك الجريفين القديم المخيف الذى لم يراه أحد ,بالطبع |
Çok güzel ama sizinle konuşurken onu kimse görmedi amacımız bu. | Open Subtitles | هذا رائع، لكن لم يراه أحد آخر .وهذا في النهاية ما نريده أن يحدث |
Her yere baktım. Spor salonuna, kumarhaneye, resepsiyonda kimse onu görmemiş. | Open Subtitles | لقد بحثت في كل مكان في صالة الجيم والكازينو , لم يراه أحد |
Pekala. Adamın teki ofis pikniğinde bitiveriyor. Ama kimse onu görmemiş. | Open Subtitles | حسناً، رجل ظهر في نزهة مكتب، لكن لم يراه أيّ أحد! |
Çok tuhaf ama kimse onu görmemiş. | Open Subtitles | لا .. إنه رجل غريب لم يراه أحد |
Bir haftadan beri kimse onu ne görmüş ne de haber almış. | Open Subtitles | لم يراه أو يسمع عنه أحد منذ اسبوع. |