Yani bizim için en ufak bir ümit bile yok mu? | Open Subtitles | اذاً انتِ لاتعتقدين انه هناك اي امل لنا على الإطلاق ؟ |
bizim için Kule'ye erişim sağlarsan azabına son vereceğime söz veriyorum. | Open Subtitles | اعثرا لنا على مدخلٍ إلى البرج وأعدُكَ بأنى سأضعُ حداً لمُعاناتكَ |
Beyler, talimatlarınızın bizim için kanun olduğunu biliyorsunuz, ve her dileğiniz, uymaktan mutluluk duyacağımız bir emirdir. | Open Subtitles | السادة أعرف أن الأوامر الخاصة بهم هي القوانين بالنسبة لنا. على كل رغبة هو أمر الذي نفرح في الوفاء. |
Küçük sevimli avlanma bıçağını çıkar ve bize bir iyilik yap. | Open Subtitles | فقط إخرج مبردك، وإقطع القليل وإحصل لنا على القليل من الطّعام. |
Güney Amerikada bize bir iş ayarlamaya çalışacağım. | Open Subtitles | سوف أحاول العثور لنا على عمل فى أمريكا الجنوبية. |
Ve bunun için, ikimizi birden mahvettiler. | Open Subtitles | ومن أجل ذلك أنهم سوف تفنى لنا على حد سواء. |
Ya da, bunamaktan kaçınmaya çalışıyoruz ve biz herşeyi doğru yaptığımız için başımıza gelmeyeceğine inanmak istiyoruz. | TED | أو نقرر أن نمنع الخرف من الحدوث، ولن يحصل ذلك لنا على الإطلاق وسنقوم بكل شيء كما يجب ولن يأتي خلفنا. |
Bunca yıldır bizim için yaptığın fedakarlıklar içsel arzularını baskı altına almana sebep oldular. | Open Subtitles | إنَّ التضحيات التي قدَّمتِها لنا على مرّ السنين، جعلتكِ تكبتين رغباتكِ الداخلية |
Belli ki, o huzurlu liman... yolculukların sonunda varılan o sakin, güvenli yer... bizim için yok. | Open Subtitles | هذا ليس مقدراً لنا على ما يبدو الميناء الساكن، حيث تقف السفن بعد رحلاتها البحرية تتأرجح برفق للأمام والخلف ثم تقف بهدوء |
Şey, aslında, buraya yıllarca bizim için yaptıklarından ötürü duyduğumuz minneti ifade etmek için gelmiştim. | Open Subtitles | في الواقع جئت هنا لأعبر عن امتناننا لكل ما فعلتيه لنا على مر السنين |
-Bu çocuk bizim için uygun degiI. | Open Subtitles | سيدة دافي , هذا الفتى ليس مناسباً لنا على الإطلاق |
Onun için kötü olmuş, ama bizim için iyi oldu. Mantarın büyük ihtimalle, cinayet aleti aracılığıyla geldiğini söylemek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنه أمر سيء له ولكن جيد لنا على الأرجح الفطر أنتقل لسلاح الجريمة |
bizim için değil de onun için miydi? | Open Subtitles | ليس موجهنا لنا على الإطلاق بل تقصدينه هو |
Nüfusumu kullandım ve bizim için Breadstix'te VIP masasını ayırttım ama prova ile aynı saatte müsait yalnızca. | Open Subtitles | حسناً، سحبت بعض الأوتار وحصلت لنا على طاولة للشخصيات المهمة في مطعم بريدستيك، لكن التوقيت الوحيد الذي كان متاح لديهم |
Güney Amerika'da bize bir iş ayarlamaya çalışacağım. | Open Subtitles | سوف أحاول العثور لنا على عمل فى أمريكا الجنوبية. |
bize bir oda tut ve içeri girdiğinde ara beni. | Open Subtitles | أحصل لنا على غرفة واتصل عندما تكون في الداخل |
Ama grubu kuran bize bir konser ayarlayan ve geçen gece albüm kapağı üzerinde çalışan da benim! | Open Subtitles | وأنا من حصل لنا على تلك الفرصة وأنا من سهر طوال الليل بالأمس لأعمل على شكل جديد للألبوم |
Büro, bize bir doğum annesi bulmuş olabilir. | Open Subtitles | الوكاله ربما تكون عثرت لنا على أم للتبنى |
Neresi ya da ne kadar olduğu önemli değil, bize bir stant bulun. | Open Subtitles | لا أكترث أين أو كم يكلف .أحصلي لنا على كشك |
En azından bir defa cevap verip bize bir iyilik yapar mısın? | Open Subtitles | ستتفضّل لنا على الأقل مرة بجوابك؟ |
Annem, aynı zamanda hukuk okurken ikimizi de büyütmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | وكان عليها أن ترفع لنا على حد سواء في حين الذهاب إلى المدرسة القانون في نفس الوقت. |
-Bu başımıza gelen en iyi şey olabilir. -Hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır | Open Subtitles | هذا يمكن أن يكون أفضل شيء يحدث لنا على الاطلاق لا، لا، لا، لا، لا، لا، لا، لا، لا، لا |