Aileni tehlikeye atacak hiç bir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | أنتِ لن تفعلي شيئاً سيعرّض عائلتكِ للخطر |
-Bekle, utanç verici hiç bir şey yapmayacaksın değil mi? | Open Subtitles | انتظرى، أنتى لن تفعلي شيئاً محرجاً، أليس كذلك؟ |
Vücuduna çılgınca bir şey yapmayacaksın ve kendine zarar vermeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | لن تفعلي أي شيء مجنون لجسمك و لن تؤذي نفسك, صحيح؟ |
Aynı hatayı iki kere yapmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | أعتقد بأنكِ جعلتيني أطمئن أنكِ لن تفعلي نفس الغلطة ثانيةً |
Umarım yapacağını düşündüğüm şeyi yapmazsın. | Open Subtitles | اتمنى بانك لن تفعلي ما اعتقد بانك ستفعلينه |
Musa'ya yapabileceğin şeyleri bana asla Yapamazsın. | Open Subtitles | فقط سأحبك أكثر و أثق فيك بدرجة أقل أنت لن تفعلي لي أبدا ما فعلتيه ل موسى |
- Yo hayır, gitmiyorsun hanımefendi. - Burada yapmamız gereken işimiz var. | Open Subtitles | أوه، لا، لن تفعلي لدينا شريط لنعمله ، يا سيدة |
Hayır olmaz. Tüm aile çıkmalı. | Open Subtitles | اوه, كلا, لن تفعلي يجب أن يكون كل الأسرة بالصورة |
Şimdi kızımız inciniyor ama sen hiçbir şey yapmıyorsun? | Open Subtitles | الأن أبنتنا على وشك أن تتأذى،وأنت لن تفعلي شيء؟ |
Hiç şüphem yok. Ama bunu yalnız yapmayacaksın. Bu sefer olmaz. | Open Subtitles | لا، لا ليس لدي شك إطلاقاً لكنكِ لن تفعلي ذلك بمفردك هذه المرة |
Her an biliyorsun ki o şeyi bırakıp fırlatabilirsin ama biliyorsun ki asla yapmayacaksın. | Open Subtitles | وتعرفين بأنه في أي لحظة إيقافه ولكنك تعرفين أنك لن تفعلي قط |
Hayır, yapmayacaksın. | Open Subtitles | لماذا مشاعره ليست في محلها اوه , لا , لن تفعلي |
O halde güvendeyiz. Çünkü bunu bir daha asla yapmayacaksın. | Open Subtitles | إذن فنحن بأمان، لأنك لن تفعلي ذلك ثانية |
Sen hiçbir şey yapmayacaksın. Tekerlekli sandalyede olmanın bir sebebi var. Bırak bulaşıkları Karl'la ben yıkayayım. | Open Subtitles | كلا ياعزيزتي, لن تفعلي شيئا - أنتي في الكرسي المتحرك لسبب, أليس كذلك؟ |
Hiç bir şey söylemeyeceksin, hiç bir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | , لن تقولي شيئاً و لن تفعلي شيئاً |
Eminim yapmayacaksın, seni lanet olası uyuşuk kal..k. | Open Subtitles | بالتأكيد لن تفعلي أيتها العاهرة الكسولة |
Bunu artık yapmayacağını sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ قلتي أنكِ لن تفعلي ذلك ثانياً |
Çünkü o kurtarırdı, ...ve sevgili Doktor'unu hayal kırıklığına uğratacak bir şey yapmazsın sen. | Open Subtitles | لأنه كان ليفعل و لن تفعلي أي شيء لتخيبي أمل دكتوركِ العزيز |
Onlarla çok iş Yapamazsın. | Open Subtitles | لن تفعلي كثيرًا مع هؤلاء القوم تلك الأيام ولّت |
- gitmiyorsun. - Burada kalıyorsun. - Ama çok hızlıyım. | Open Subtitles | لا, لن تفعلي, ستبقى هنا - ولكني سريعة للغاية - |
Sen hiçbir şey yapmıyorsun, tamam mı? | Open Subtitles | كلا ، لن تفعلي أي شيء ، حسناً؟ |
İstemediğini biliyorum, ama başka seçeneğim yok. Paraya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعلم أنك لن تفعلي, و لكني لا أملك خيار, أحتاج النقود |
Vakayı başkasına vermek istiyorsun ama vermeyeceksin çünkü beni bir arada tutan tek şeyin bu vaka olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | تريدين نقل الحالة لسواي لكنّك لن تفعلي لأنّها الشيء الوحيد الذي يحفظ رباطة جأشي |