İçeri Charles Bronson gibi gireceğiz ve çığlıklar başlayana dek durmayacağız. | Open Subtitles | نذهب مثل شارلز برونسون لن نتوقف حتي يبدءوا الصراخ |
İyiki birşeye çarptık. Hiç durmayacağız sandım. | Open Subtitles | أنا سعيد أننا صدمنا شيء ما إعتقدت أننا لن نتوقف أبداً |
Büyükanneye gelene kadar durmayacağız sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت بـ أننا لن نتوقف حتى أن نصل الى جدتي |
Bu listeyi beşe bölüyoruz ve içinde yazan tüm isimlere ulaşmadan Durmuyoruz. | Open Subtitles | سنقوم بتقسيم هذه القائمة لخمسة أقسام لن نتوقف عن العمل حتى ننتهي من تعقب كل اسمٍ موجودٍ فيها. |
Havai fişek için duramayız. Üzgünüm. | Open Subtitles | كلا ، لن نتوقف لأجل الألعاب النارية ، آسف |
Hiç durmak yok, kahramanlık yok. | Open Subtitles | لن نتوقف فى أى مكان ، لا أعمال بطولية أكثر |
Duramayacağız! | Open Subtitles | لن نتوقف! |
Bilmen gereken tek şey, sizi ve tüm sevdiklerinizi öldürene kadar bu savaşı asla bırakmayacağız. | Open Subtitles | كل ما تريدين معرفته هو أننا لن نتوقف عن قتالكم حتى تموتي أنتي وكل شخص تحبيه |
Petrov'un bizim hiç pes etmeyeceğimizi anlaması gerek. | Open Subtitles | على (بيتروف) أن يعلم أننا لن نتوقف أبداً |
Dinle, böğürtlen toplamak veya sülün avlamak için durmayacağız. | Open Subtitles | استمع، لن نتوقف لالتقاط التوت الأسود وصيد الطيور |
Ben layığımı buluncaya kadar durmayacağız. | Open Subtitles | نحن لن نتوقف حتى أحصل على ما هو قادم الي |
Tekrar ve tekrar. Çürüyene kadar durmayacağız. Veya banka çürüyene kadar. | Open Subtitles | "مجدداً و مجدداً، لن نتوقف حتى ننهار نحن، أو ينهار البنك." |
Gerets Geçidi'ne ulaşana kadar, bir daha durmayacağız. | Open Subtitles | لن نتوقف مُجدداً قبل أن نصِل إِلى ألمعبر |
Bu olay, öldürülenen polis hakkında ve katilini bulana kadar da durmayacağız. | Open Subtitles | الفكره حول رجل شرطه الذي تم قتله, نحن لن نتوقف حتى نحد قاتله. |
Seni şehir merkezindeki Federal Binası'na götürene kadar durmayacağız. | Open Subtitles | لن نتوقف حتى نُوصلك إلى المبنى الفيدرالي في وسط المدينة. |
Şehre yol uzun. Bir daha durmayacağız. | Open Subtitles | تفصلنا مسافة طويلة ناحية المدينة و لن نتوقف في الطريق مجدداً. |
Pekala çocuklar, tuvaletiniz varsa şimdi tam vakti çünkü yolda bir daha durmayacağız. | Open Subtitles | حسناً يا أطفال، لو كنتم بحاجة لدخول الحمام، فالآن هُو الوقت المُناسب لأننا لن نتوقف حالما ننطلق. |
Şef, Durmuyoruz. Hızlı bir şekilde hedefe doğru ilerliyoruz. | Open Subtitles | أيها القائد لن نتوقف سنهاجم الهدف بقوه |
Şef, Durmuyoruz. Hızlı bir şekilde hedefe doğru ilerliyoruz. | Open Subtitles | أيها القائد لن نتوقف سنهاجم الهدف بقوه |
Altına işe. duramayız. Altıma mı? | Open Subtitles | تبول في سروالك ونحن لن نتوقف |
Hiçbiriniz anlamıyorsunuz! Bu iş bitene dek durmak yok! | Open Subtitles | لا منكم يفهم لن نتوقف حتى تنتهي هذه العملية |
Duramayacağız! | Open Subtitles | لن نتوقف! |
Doğru düzgün yaşayabilmek için yeteri kadar para toplamadan bırakmayacağız demiştik. Çocuk haklı. | Open Subtitles | دومًا ما قلنا أننا لن نتوقف حتى نحظ بما يكفي للاستقرار |
Petrov'un bizim hiç pes etmeyeceğimizi anlaması gerek. | Open Subtitles | على (بيتروف) أن يعلم أننا لن نتوقف أبداً |
Yaşlı bir kadın yüzünden taşı durduramayız. | Open Subtitles | لن نتوقف عن تحريك هذه الكتلة من أجل إمرأه عجوز |
Tabii ki kimsenin kalmadığına emin olana kadar aramaya devam edeceğiz ama acı bir gerçek var ki başka kurtulan olduğunu sanmıyoruz. | Open Subtitles | بالتأكيد نحن لن نتوقف حتى نتأكد ...أننا عثرنا على كل شخص, لكن لكن الحقيقة المرة أننا لا نعتقد أن هناك أي ناجين أكثر |
Onlar istiyor diye duracak değiliz ya. | Open Subtitles | لن نتوقف لأنهم أرادوا ذلك. |