ويكيبيديا

    "لن يخاطر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • göze almaz
        
    • riskini almaz
        
    • verme riskine girmeyecektir
        
    • riske etmez
        
    • riske girmez
        
    • riskine girmez
        
    • tehlikeye atmaz
        
    • tehlikeye atmazdı
        
    • riskini göze almayacaktır
        
    Stark bütün gücünü toplamadan Casterly Kayası'na saldırmayı göze almaz. Open Subtitles ستارك لن يخاطر بالزحف نحو كاستلي روك حتى يكون كامل القوات.
    Hayır. Böyle usta bir adam, çıktığında motosikletinin yakınlarda olmaması riskini almaz. Open Subtitles رجل كهذا لن يخاطر بألا تكون دراجته بقربه عندما يخرج
    Amerika'da bir tren bombalaması için kendisini ele verme riskine girmeyecektir. Open Subtitles لن يخاطر بكشف نفسه هنا في الولايات المتحدة من أجل تفجير قطار
    Bir beyefendi bir hanımefendinin itibarını asla riske etmez. Open Subtitles الرجل النبيل لن يخاطر ابدا بسمعة سيدة
    Bu riske girmez. Başka bir aracı daha olmalı. Open Subtitles لن يخاطر بالأمر لا بد من وجود سيارة اخرى
    Doğru, fakat kimse Jackson'ı karşısına alma riskine girmez, hele Collins'e hiç. Open Subtitles حسناً ، ولكن لن يخاطر أحد بمعاداة (جاكسون) ولا حتى (كولينز)
    Bir beyefendi asla bir hanımefendinin itibarını tehlikeye atmaz. Open Subtitles وهو جدا قلق بخصوص صحتها الرجل المحترم لن يخاطر بسمعة سيدة
    Menajeri de yapmamış. Kaynağını tehlikeye atmazdı. Open Subtitles و ليس الوكيل فهو لن يخاطر بفقدان عميلته الثمينة
    Sovyetler, elimizde yürüyen bir nükleer caydırıcı olduğu sürece savaş riskini göze almayacaktır. Open Subtitles لن يخاطر السوفييت بالدخول في حرب... ولدينا رادع نووي يمشي على قدمين بجانبنا
    Hayir, havaalanindan gitme riskini göze almaz o. Open Subtitles لن يخاطر للذهاب للمطار
    Karısını da kaybetmeyi göze almaz. Open Subtitles و لن يخاطر بفقدان زوجته
    Bizi içeriye sokmak için CDC ile başını belâya sokma riskini almaz. Open Subtitles لن يخاطر بالدخول في مشاكل فقط ليدخلنا خلسة
    Chata adamlarının torununu öldürmesi riskini almaz. Open Subtitles إن (تشاتا) لن يخاطر بأن يقتل رجاله حفيدة
    Fatah eğer işine yaramasa böyle bir açığa çıkma riskini almaz. Open Subtitles (فتاح) لن يخاطر بهذا النوع من الكشف إلا إذا خدمه ذلك بطريقةٍ ما
    Amerika'da bir tren bombalaması için kendisini ele verme riskine girmeyecektir. Open Subtitles لن يخاطر بكشف نفسه هنا في الولايات المتحدة من أجل تفجير قطار
    Naz o olmadan hap almanı riske etmez. Open Subtitles ناز" لن يخاطر بأن يدعك تأخذ " بدونها
    Mick parlamentodan ayrılmak istemediğini zaten söylemişti. O riske girmez. Open Subtitles لا ، (مايك) سبق وقال أنه لن يغادر المجلس لن يخاطر
    Cameron elinde daha fazlası olmadan mahkeme riskine girmez. Open Subtitles كاميرون) لن يخاطر بالمحكمة من دون اكثر معلومات)
    Gerçek erkek bir kız için hayatını tehlikeye atmaz. Open Subtitles لأنّ الرجل الحقيقي لن يخاطر بحياته لأجل فتاة
    Tamam, kendi hayatını tehlikeye atacak kadar salak bile olsa benimkini tehlikeye atmazdı. Open Subtitles و حتى إن كان أحمقاً بما فيه الكفاية ليخاطر بحياته الخاصة... فإنه لن يخاطر بحياتي أنا...
    - Medyanın burada olduğunu biliyor. Kendi yardım gecesinde zor duruma düşme riskini göze almayacaktır. Open Subtitles لن يخاطر بقطع الحديث في حفل لجمع التبرّعات.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد