Roman, ihtiyacı dayanılmaz hale gelmeden ona gösterdiğimiz şeyi kabul etmez. | Open Subtitles | الأن حتى تكون حاجيات نورمان لا تطاق لن يقبل بما سنريه |
Hevesini kırmaktan nefret ediyorum ama okyanus senin Gold Card'ını kabul etmez. | Open Subtitles | أكره إخبارك بهذا المحيط لن يقبل بطاقتك الذهبية |
Aklı başında hiçbir temsilci seni bu noktada kabul etmez. | Open Subtitles | ليس الآن لن يقبل عاقل أن يكون مدير أعمالك |
Biz ona başka seçenek sunmadıkça çevresel olmadığını kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لن يقبل بأنّه ليس بيئيّاً ما لم نترك له خياراً |
Ama Roma kanunları onun Katolik idealleri için öldürüldüğünü kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لكن القانون الروماني لن يقبل لقد قُتل من أجل الأفكار الكاثوليكية |
Aktif savaşçıların birçoğu bu barış herzelerini artık kabul etmiyor. | Open Subtitles | لن يقبل العديد من رجال المقاومة هذا الهراء حول السلام |
Halkımız hiçbir zaman bu kızın oğlunu kral olarak kabul etmeyecektir. | Open Subtitles | لن يقبل الشعب أبدًا ابن هذه الفتاة ملكًا عليهم |
Adam ondan bir şey istediğini ve hayır cevabını kabul etmeyeceğini söyledi. - Peki Ella ne tepki gösterdi? | Open Subtitles | لكنّي سمعتهما مُصادفة، وكان يُهدّدها، وقال أنّها تملك شيئاً أراده، وأنّه لن يقبل بالرفض كإجابة. |
Yönetim kurulum bunu asla kabul etmez. Ölürüm de hisse başı 2 dolardan satış yapmam. | Open Subtitles | مجلس الأدارة لن يقبل هذا محال أن أبيع السهم بـ 2 دولار |
Malvarlığı emanet fonunda olursa böyle bir tehlikeye girişmez ve adaylık teklifini kabul etmez. | Open Subtitles | لن يقبل بترشيحه إن كانت استثماراته.. في دائرة الثقة العمياء و لن يستطيع مجابهة التهديد |
Büyücü bir doktor ödeme için plastik kabul etmez diye düşündüm. | Open Subtitles | فكّرتُ أنّ العرّاف لن يقبل بطاقة اعتماد. |
Benim oğlum kadınlara saygı duyar ve ona para versen de bu cinsiyetçi yaklaşımını kabul etmez. | Open Subtitles | ،لأن ابنى فى الواقع يحترم النساء وهو لن يقبل عرضك الرجولى المتعصب |
Hakim bunu kabul etmez. | Open Subtitles | القاضي لن يقبل تعليق هيئةَ المحلفين. |
Alan beni asla geri kabul etmez. Nereden mi biliyorum? | Open Subtitles | ألين لن يقبل بعودتي كيف لي أن أعرف ؟ |
Şimdi internet sitesi videomu kabul etmeyecek. | Open Subtitles | يا رجل الآن موقع الأغاني الراقصة الأمريكي لن يقبل هذا الفيديو |
Savcılık soruşturma bitene kadar bizden gelen talepleri kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لن يقبل مكتب النائب العام أي طلبات منا قبل أن ينتهي التحقيق |
Mimarlar artık o büyük kelimeler ve karmaşık çizimler kullanan o esrarlı yaratıklar değiller, siz de artık ne o şanssız toplumsunuz, ne de o daha önce görmediği bir şeyi kabul etmeyecek bir müşterisiniz. | TED | لم يعد المهندسون تلك المخلوقات الغامضة التي تستعمل كلمات مبهمة ورسوما صعبة، ولم تعودوا قط ذلك الجمهور المغلوب على أمره، ذلك الزبون الذي لن يقبل شيئا لم يره من قبل. |
Futbol buradan kurtuluşum olacaktı. Şimdiyse ordu bile beni kabul etmiyor. | Open Subtitles | كرة القدم كانت مخرجي حتى الجيش لن يقبل بي الان |
Olumsuz. Adam transferi kabul etmiyor. | Open Subtitles | لا هذا الفتى لن يقبل بارسال المال |
Kelowna eşit temsil edilmekten daha azını kabul etmeyecektir. | Open Subtitles | كيلوانا لن يقبل أي شيء أقل من التمثيل المساوي. |
Kirsten'in söyledikleri göz önüne alındığında hiçbir yargıç Pram ve Dybbøl'e karşı olan davayı kabul etmeyecektir. | Open Subtitles | لن يقبل به أي قاضي كي يرفع قضية على برام ودوبل |
Travis, bu anlaşmayı sırf üstünde adın olduğu için kabul etmeyeceğini söyleyip duruyorsun. | Open Subtitles | ترافيس) انك تستمر في قول) ان هارفي لن يقبل بالصفقة لأن اسمك فيها |
Bundan sonra kimse bizimle akraba olmayı istemez. - Bay Darcy bunu bana çok barizce belirtti. | Open Subtitles | لن يقبل اي احد بصحبتنا بعد هذا، السيد دارسي جعل هذا واضحا جدا لي. |