Konuşmaya gerek yok. Benim kuzenim bunu yapmayacak. | Open Subtitles | ،لا حاجة بنا إلى الكلام .قريبي لن يقوم بذلك فقط |
Üzgünüm ama şef röportaj yapmayacak. | Open Subtitles | آسفة ، لكن الرئيس لن يقوم بمقابلات صحفية |
Kendine "aziz" diyen tanıdığım azizlerin... hiçbiri, bunun hepsini bir günde yapmaz. | Open Subtitles | أي رجل ورع صدقا أعرف أنه لن يقوم بكل ذلك بيوم واحد |
Bizi bir daha asla rahatsız etmeyecek. | Open Subtitles | أعلم ماذا تقصدين , لا تقلقي بعد الآن لن يقوم بإزعاجنا بعد الآن |
Adam tükürdüğünü biliyorsa, sana örnek vermez ki. | Open Subtitles | حسناً، الرجل على علم بفعلته لن يقوم بإعطائك عينة |
Yeni icerden cıktıgını biliyorum, ama sana kimse zarar vermeyecek. | Open Subtitles | أعلم أنك خرجت للتو .. لكن لن يقوم احد بأذيتك |
Muhtemelen çocuğunuz asla cinsel mesajlar göndermez sanıyorsunuz, | TED | ومن المُحتمل أن يتبادر إليك، لن يقوم إبني أبدا بتصوير محتوى جنسي. |
Sende de aynı şey olmaması için Hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد داعٍ للتفكير بأنه لن يقوم بالأمر ذاته فيك |
İşin gerçeği Edward Darby senin elinde bir koz olmasaydı bu anlaşmayı yapmazdı. | Open Subtitles | الحقيقة هي ان ادووارد داربي لن يقوم بعمل هذه الصفقة الا اذا كان لديك نفوذ و تعلم ان داربي لا يمكن ان يخسر |
Tamam durun, sözleşme yapmadan herhangi bir hareket yapmayacak. | Open Subtitles | حسناً توقف, الفتى لن يقوم بأي حركة حتى يوقع عقداً |
Kimse istemediğin bir şey yapmayacak, ama sadece 5 dakikalığına adamım. | Open Subtitles | لن يقوم أحد بفعل أي شيء لا تريده لكن سأتكلم خمس دقائق فقط سام |
Size bir ambulans çağıracağım. Burada kimse arama yapmayacak, doktor. | Open Subtitles | سأستدعي سيارة الاسعاف لن يقوم احد باي اتصال هنا ايها الدكتور |
Bir daha asla kendi mahallesinde serserilik yapmayacak. | Open Subtitles | لن يقوم بتخريب حيه بعد الآن اليس كذلك يا بني؟ |
Uçuş kısmında bu birşey yapmayacak değil mi ? | Open Subtitles | هو لن يقوم بأي مهام طيران جادة أليس كذلك؟ |
Senin düzgün olduğunu biliyorsa hareket falan yapmaz. | Open Subtitles | إيرك انه لن يقوم بحركه معك ان علم انك لست شاذ |
Muhtemelen böyle bir şey yapmaz bile. | Open Subtitles | كل هذا بلافائدة، فهو على الأرجح لن يقوم بذلك |
Hayır bu sefer, bizi ağaç etmeyecek bir önceki gibi... | Open Subtitles | لا ، لا، لن يقوم بتركنا كما فعل آخر مرة |
Hayir bu sefer, bizi agaç etmeyecek bir önceki gibi... | Open Subtitles | لا ، لا، لن يقوم بتركنا كما فعل آخر مرة |
Öylece çıkıp gitmene izin vermez. | Open Subtitles | انه لن يقوم لك بالسماح بالتجوال خارجاً من هنا |
- Diski alıncaya kadar ona zarar vermeyecek. | Open Subtitles | لن يقوم بإيذائها، ليس حتى يتحصَّلَ على القرص. |
Kimse oraya dönmeyecek. Hiçbir sorun çıkmayacak. | Open Subtitles | لن يقوم أحد بالعودة لهناك لابأس، فقط سيكون الوضع جيد |
Tanıdığım Kardinal asla böyle bir şey yapmazdı. | Open Subtitles | الكاردينال الذي أعرفه لن يقوم بفعل هذا أبداً |