İşte bu yüzden dinlemekte ısrar etmeliyiz, Gordy, tekrarını yakalamak için. | Open Subtitles | لهذا يجب أن نبقى على هذا، جوردي، في حالة بانة يكون |
İşte bu yüzden filmin çıkmadan bir sonraki projeni bağlarsın. | Open Subtitles | لهذا يجب ان نحجز العمل القادم قبل ان يعرض الفيلم |
İşte bu yüzden bizim eve gitmeliyiz. Annemin kasasının şifresini biliyorum. | Open Subtitles | لهذا يجب أن نذهب إلى منزلي فأنا أعرف الرقم السري للخزنة |
O yüzden algoritma bize her ne söylüyorsa sezgimizle ve insanlara bakarak farklı arka planlar ve bakış açılarıyla bunu takviye etmemiz gerek. | TED | لهذا يجب علينا أن نُلحق أيًّا كان ما تخبرنا به الخوارزمية بحدْس وبحث عن أشخاص بخلفيّات ورؤى متنوعة. |
O yüzden doya doya yaşamalıyız. | Open Subtitles | لهذا يجب على المرء أن يستغلها ما وسعه ذلك. |
Sana O yüzden vücut çalış diyorum ya. Böylece vücudunla ilgilenecekler. | Open Subtitles | ، لهذا يجب أن تستمر سوف يريدونك يوماً لجسدك |
Bu da benim ailemin lâneti, işte bu yüzden kutuyu her zaman biz taşırız. | Open Subtitles | . اترين , هذه هيا لعنة عائلتي . لهذا يجب علي دائماً ان اعتني بالصندوق |
İşte bu yüzden kendi çişini içmemelisin. | Open Subtitles | لهذا يجب ان لا تشربوا من بولَكمَ الخاصَ. |
Tatlım, işte bu yüzden özel günlerimizi ben planlamalıyım. | Open Subtitles | حبيبي، لهذا يجب ان اخطط لمناسباتنا الخاصة |
İşte bu yüzden birlikte olmalıyız. | Open Subtitles | هل ترين ذلك ؟ لهذا يجب علينا أن نكون معاً |
İşte bu yüzden olayları etkilemek için hükümette kalmalısın | Open Subtitles | لهذا يجب أن تبقى في الحكومة لكي تأثر على الأمور |
Gördün mü? İşte bu yüzden anlatmalıyız. Birbirimize hayatımız boyunca yediğimiz tüm bokları anlatmalıyız. | Open Subtitles | حسناً ، أتري ، لهذا يجب ان نتحدث ، وأن نخبر بعضنا بالأفعال الشنيعة التي فعلناها |
Sana yer çekimi gibi çekiliyorum işte bu yüzden senden olabildiğince uzaklaşmalıyım. | Open Subtitles | أنا انجذب نحوك كالجاذبيه لهذا يجب أن ابتعد قدر ما استطيع |
İşte bu yüzden yapay ağaç almalısın. Sonsuza dek dayanır. | Open Subtitles | يا رفيق لهذا يجب أن تشترى هذة الأشجار المُزيفة لأنها تدوم إلى الابد |
İşte bu yüzden yaptıklarınız için size teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | لهذا يجب علّى أن أشكرك لما فعلته من أجلى |
İşte bu yüzden onu bulmam gerekiyor. Bana kendi gibi olmayı öğretebilsin diye. | Open Subtitles | لهذا يجب أن أجده، حتّى يعلّمني كيف أكون مثله. |
Evet, harika. Ama işte bu yüzden vücuduna doğal olmayan bir şeyi sokmamalısın, Max. | Open Subtitles | نعم , عظيم , لكن لهذا يجب عليك ان لاتضع شيئاً غير طبيعياً |
O yüzden sen gerektin. Aralarına köstebek olarak sızmıştın. | Open Subtitles | لهذا يجب علينا ان نزرعك تحت غطاء امن معه |
O yüzden aşağıdaki şeylere karşı dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | لهذا يجب عليهم أن يـحذروا من بعض الأشياء في الأسفل |
Kesinlikle, O yüzden seni buradan alıp tekrar Los Angeles'a götürmeliyiz. | Open Subtitles | بالضبط، لهذا يجب إخراجك من هنا وإعادتك إلى لوس أنجيليس |