Afroamerikalı birini tanımlamak için ırkçı bir şey söylediniz mi? | Open Subtitles | هل قمتَ بإستخدام مصطلح عنصري لوصف أمريكي ذو أصول أفريقية؟ |
MS: Ban'ı tanımlamak için hangi kelimeleri kullanırsınız? | TED | أم أس: ما هي الكلمات التي سوف تستخدم لوصف الحظر؟ |
Erkekler iş ve aileyi dengeleme sürecine başladıkları zaman yaptığımız şeyi tarif etmek için iki cümle var. | TED | عندما بدأ الرجال في العمل على تحقيق التوازن بين العمل والعائلة. لدينا دائما عبارتين لوصف ما نقوم به. |
Çünkü seçmenler - politik bir ifade anlamında- kıçına tekmeyi bastılar. | Open Subtitles | لأن المصوتون ولأستخدم المصطلح السياسي لوصف مافعلوا طردوكي بأستخدام الجزمة القذرة |
Bu tip tutumları tanımlayan sözcükler olsun istemiyorum. | TED | لست في حاجة لكلمات لوصف هذا النوع من التصرفات. |
Yani bence, kalkıştığım bu şeyi anlatmanın en iyi yolu hayatımda başıma gelmiş birkaç şeyi anlatmak olacak. | TED | وأظنني وجدت أفضل طريقة لوصف هذه التجربة وذلك من خلال ذكر بعض الأشياء التي حدثت لي خلال سنوات حياتي |
Bu yeni teknoloji doğal olarak sinir sistemini açıklayacak yeni benzetmelere ilham kaynağı oldu. | Open Subtitles | هذه التكنولوچيا الجديدة أوحت باستعارات جديدة لوصف الجهاز العصبي |
Bir yargıcın adını lekelemek istemem ama onun gibi bir cadalozu tanımlayacak tek bir söz var. | Open Subtitles | أكره أن ألقّب قاضي بلقب دنيء لكن لا يوجد سوى طريقة واحدة لوصف ساحرة شريّرة مثلها |
Bu cümlelerin her biri resimleri tanımlamak için derin öğrenme algoritmasıyla geliştirildi . | TED | كلاً من هذه الجمل المكتوبة تم إنتاجها بواسطة خوارزمة التعلم العميق لوصف كلاً من هذه الصور |
İş arkadaşlarımla birlikte bu iki kategorideki adayı tanımlamak için bazı resmi terimler oluşturduk. | TED | زملائي في العمل وأنا ابتدعنا مصطلحات رسمية للغاية لوصف فئتين مختلفتين من المرشحين. |
Sıcaklığı tanımlamak için ondalık sayıları kullanmayız. | TED | كنا لا نستخدم الخانات العشرية لوصف درجات الحرارة. |
Şeker bir molekül sınıfını tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir, karbonhidratlarıdır. Yiyecek ve içeceklerin çok büyük bir kısmında bulunur. | TED | السكر هو مصطلح عام يستخدم لوصف نوع من الجزيئات تدعى بالكربوهيدرات ومنتشرة في الكثير من الأطعمة والمشروبات. |
İnsanları tanımlamak için kullanıldığında "engelli" kelimesinden nefret ediyorum. | TED | أكره كلمة معاق عند أستخدمها لوصف الناس. |
Yani ben hep tembel insanları tarif etmek için kullanırım. Siyah tembel insanları değil. | Open Subtitles | لقد اعتدت استخدامها لوصف الأشخاص الكسالى وليس الكسالى السود |
Peki, kokuyu tarif etmek için tek bir kelime kullanmak zorunda olsan ne derdin? | Open Subtitles | حسنا، إذا كان هناك يمكن أن يكون كلمة واحدة لوصف ذلك، ما من شأنه أن يكون؟ |
Tehdit teşkil etmeyen ve tamamen vatanperver duygularını ifade etmek için başka şeyler çağrıştıran bir metafor kullandın demek. | Open Subtitles | يالها من استعارةٍ مثيرة تسخدمينها لوصف مشاعرك الوطنية التي لا تشكل أي تهديد يو .. |
Diyelim ki, lisede herkesi tanımlayan beş evrensel terim var, tamam mı? | Open Subtitles | دعونا نقول أن هناك خمسة صفات عالميه لوصف أي شخص في المدرسه الثانويه |
Bir Goa'uld ölüm uçağını anlatmanın şairane yolu. | Open Subtitles | طريقة شاعرية لوصف طائرات الموت عند الجواؤلد |
Anlamıyorsun bu açıklayabileceğim bir şey değil bunu açıklayacak kelimeler yok. | Open Subtitles | لن يسعكِ الفهم الكلمات لاتكفي لوصف ذلك |
Ne kadar kötü olduğunu tanımlayacak yeterli kelime bilmiyorum. | Open Subtitles | لا توجد كلمات تكفي لوصف سوء مستواكِ باللعبة |
"Bunun için daha iyi bir kelime bulunana kadar hayat deyip geçeceğiz." | Open Subtitles | تلك هي الحياة أو على الأقل حتى تُوجد كلمة أدق لوصف الأمر |
Onu CTU'ya geri götürün. Bir an önce yüz tarifi için bir ressamla çalışmasını istiyorum. | Open Subtitles | نحتاج لوصف اعده الى الحجز فى وحدة مكافحة الارهاب |
Olena Prentice'in tarifine uygun bir kadın cesedi Midway tarafında bir çöplükte bulunmuş. | Open Subtitles | جثـة مطابقة لوصف "أولينا بارنتس" قد اكتُشفت للتو في مكبِّ النفايات بمنتصف الطريق. |
Özellikle, atomum içinde oraya buraya pırpır eden minicik partikül elektronu tanımlama çabalarında büyük sorunlar vardı. | Open Subtitles | على وجه التحديد، كانت هناك مشاكل كبيرة في محاولة لوصف الإلكترون، وأزيز الجسيمات الصغيرة حول الذرة من الداخل. |
Sözde kulağa kolay geliyor: Hadi bütün vücudumuzdaki metabolitlerden bilgi toplayalım, bir hastalıkta nasıl değiştiklerini açıklayan matematiksel modeller yapalım ve bu değişikliklere engel olarak hastalığı tedavi edelim. | TED | بدا الأمر سهلا على هذا النحو: دعونا نجمع البيانات من كل المُسْتَقْلَبات في جسمنا، تصميم نماذج رياضياتية لوصف كيفية تغيرها في مرض ما والتدخل من خلال تلك التغييرات وعلاجها. |
Zaaflarımı, etnik kökenimi, dinimi anlatmak için kullandığım dili bilin. | TED | تعلموا اللغة التي أستخدمها لوصف إعاقتي وعرقي وديني. |
Sanki, ikimizde birlikte dağlardan yukarı tırmanan kahramanlar gibiydik ve yeni manzaralara varıp durduk ve bu mükemmel kelimeler kümesi bunları tasvir etmek için ağzımızdan çıkıverirdi. | TED | كنا نشبه بطلتين تتسلقان معا مجموعة من الجبال ونعمل للوصول إلى آفاق جديدة، وهذا أمر جديد، كامل، مجموعة من الكلمات ستصدر منا لوصف الأمر. |
Ama diyeceğim şu ki, inkar, sevdiği birinin ölümüyle yüzleşen kişinin yaşadıklarını tasvir etmekten çok ama çok uzak bir sözcük. | TED | ومع ذلك سأقول لكم ان النكران ليست كلمة قوية كفاية لوصف ما عانيناه أنا وهؤلاء الذين يواجهون موت احبائهم |