Önlemek veya Durdurmak için hiçbir şey yapmadığımızdan sayılar artmaya devam ediyor. | TED | الأرقام تزداد لأننا لا نفعل شيئاً لمنع الأمر أو لوقفه. |
Gelip olanları gördüğümde ise, Durdurmak için çok geç kalmıştım. | Open Subtitles | عندما رأيت ما كان يحدث ، أنا بعد فوات الأوان لوقفه. |
Tom'un onu öldüreceğini bilemezdim, durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي فكرة ان توم قتله. حاولت لوقفه. |
Wilson ve Price, güç santralinde bir isyan bastırdıklarını söyledi ama durdurmaya çalışırlardı diye bile emin değilim. | Open Subtitles | يقول ويلسون والأسعار فهي صد الاحتجاجات في محطات توليد الطاقة، و ولكني لست متأكدا حتى انهم محاولة لوقفه. |
Ve o geldiğinde, onu durduracak güce sahip olmalıyız. | Open Subtitles | و عندما يفعل سنكون ضعفاء لوقفه |
Önce atların peşine düşeceğiz ve sonra onu durdurmanın bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سوف نتتبع الأحصنة ثم نعثر على طريقة لوقفه. |
Ve döndüğünde, onu durduramayacak kadar güçsüz olacağız. | Open Subtitles | و عندما يفعل سنكون ضعفاء لوقفه |
Onu Durdurmak için harcadığınız onca emekten sonra mührünü kırmasının nedeni Rose. | Open Subtitles | بعد كل العمل الذي ،قمتم به لوقفه كانت هي السبب في أن يكسر ختمه |
Durdurmak için elimden bir şey gelmiyordu ve bir daha öyle hissetmeyeceğime yemin ettim. | Open Subtitles | وكنت عاجزة لوقفه. وأنا أقسم أنني لن يشعرون بالعجز مرة أخرى. |
Görev gücünüzün Reddington'a suç işlemek için izin verdiğini ve bunu Durdurmak için hiçbir şey yapmadığına dair ifadeler duyduk. | Open Subtitles | لقد سمعنا شهادة أن قوة العمل الخاصة بك يسمح ريدينغتون لارتكاب جرائم عنيفة ولم تفعل شيئا لوقفه. |
Durdurmak için büyüne ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة لسحرك لمساعدتي لوقفه |
Bunları Durdurmak için de yapacağın hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنك القيام به لوقفه. |
Bunu durdurmaya imkanın yoktu, biliyorsun. | Open Subtitles | لم يكن عليك المحاولة لوقفه تعرفين هذا |
Onu durduracak güçte değilim, ve bana yardım edecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | ليس لدي اي نية لوقفه و انت من يساعدني |
Daha fazla kontrol edebileceğimi sanmıyorum, ve onu durduracak başka bir yol aklıma gelmiyor! | Open Subtitles | لا اعتقد انني استطيع السيطرة عليه لفترة اطول ليس لدي اي وسيلة اخرى لوقفه! |
Ama bunu durduracak bir planımız var. | Open Subtitles | ولكن لدينا خطة لوقفه. |
Onları durdurmanın tek yolu kitabın içine geri sokmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لوقفه هو سحبهم داخل الكتاب مجدّداً |
Çünkü bilmek istediğim şey bunu durdurmanın veya en azından kontrol etmenin bir yolu var mı? | Open Subtitles | أهناك طريقة لوقفه عن الحدوث أو على الأقل التحكم به؟ |
Normal şartlarda buradaysa durdurmanın yolu yok demektir. | Open Subtitles | إذا كان هنا بطبيعة الحال... ... ليس هناك طريقة لوقفه. |
Ve döndüğünde, onu durduramayacak kadar güçsüz olacağız. | Open Subtitles | و عندما يفعل سنكون ضعفاء لوقفه |
Ve durduramayacak kadar kibarım. | Open Subtitles | وأشعر بأني مهذباً جداً لوقفه |