Okumayı bile bilmeyen adamları tek bir kitabı aramaya gönderiyorsun. | Open Subtitles | أنت ترسل أشخاصاً لا يستطيعون القراءة، ليبحثوا عن كتاب واحد. |
Onlar sanırım Nick ve Cathy'i aramaya çıktılar. | Open Subtitles | ذهبوا ليبحثوا عن نيك" و "كاثى" على ما أعتقد" |
Askerler beni aramaya gelmeden. | Open Subtitles | قبل ان يأتي الجنود ليبحثوا عني |
Evet, buraya küp gibi görünen şeyi aramak için geldiler. | Open Subtitles | لقد قدموا الى هنا ليبحثوا عن شى فى شكل المكعب |
Hava saldırısı boyunca, yiyecek aramak için dışarıdaydılar. | Open Subtitles | ويخرجون خلال الغارات الجوية ليبحثوا عن الطعام |
Çünkü düğünlerinde müzisyen isteyen insanlar onları bulmak için buraya gelirler. | Open Subtitles | ﻷن من يريدون أن يصبحوا موسيقيين ليحيوا حفلات الزفاف يأتون هنا ليبحثوا عنهم |
Onları bulmak için dağa adam mı göndersinler? | Open Subtitles | يرسلون دليلاً إلى الجبال ليبحثوا عنهما؟ |
Onlar bizi aramaya başlamadan, biz çoktan gitmiştik. | Open Subtitles | إختفينَا قبل أن يعرفوا ليبحثوا عنّا |
Tamam, cesetleri aramaya gelirler. | Open Subtitles | حسناً، إنهم سيأتون ليبحثوا عن الجثث. |
Çünkü tekrar bizi aramaya başladıklarında ve ki arayacaklar... | Open Subtitles | لأنهم عندما يأتون ليبحثوا عننا مجدداً... . و سيفعلون.. |
İnsanlar benim gibi sıska beyaz kıçını aramaya geldiklerinde... etrafında biraz koruma olsa iyi olur. | Open Subtitles | لذلك عندما يأتي اولئك الناس الذي تتحدث عنهم ليبحثوا عنك بنفس الطريقه التي وجدتك بها... قد ترغب في بعض الحمايه من حولك. |
İnsanlar beni aramaya geleceklerdir. | Open Subtitles | سوف يأتي الناس ليبحثوا عني |
Herkesi onları aramaya sevk et. | Open Subtitles | اخرج الجميع ليبحثوا عنهم |
Bizi aramaya geleceklerdir. | Open Subtitles | سيأتوا ليبحثوا عنّا |
Kötü adamı ve kedisini aramak için gökyüzüne balon gönderiyorlar. | Open Subtitles | سيرسلون المنطاد للأعلى ليبحثوا عن الرجل الشرير والقطة |
Fakat eğer o ise insanlar onu aramak için gelecektir. | Open Subtitles | لكن لو انه هو, فسيأتي أشخاص ليبحثوا عنه |
Bu yüksek seviyedeki toplantı, politik bölgenin dışında kalan uluslararası sorunlara çözüm aramak için dünyanın en güçlü kadın ve erkeklerinin kafa kafaya vermesini sağlıyor. | Open Subtitles | يجمع لنا هذا اللقاء الرفيع بعضاً من أوسع الرجال و النساء نفوذاً ليبحثوا عن حلولٍ للمشاكل العالمية بعيداً عن الإطار السياسي |
Telsizden arayacaklar ve cevap alamayınca, onu aramak için buraya gelecekler. | Open Subtitles | ولن يكون هناك رد ثم يأتون ليبحثوا عنه |
O anda, dünyanın üzerinde onu bulmak için buraya kadar gelenlerin üzerine çıkmıştı. | Open Subtitles | وهى جالسة أعلى من مستوى الأرض أعلى من هؤلاء الذين جائوا ليبحثوا عنها جين" عرفت ماذا يجب أن تفعل" |
Gün ısınırken, herkes yiyecek bulmak için dışarı çıkıyor. | Open Subtitles | ،وبينما يشتد الحر" "يتجه الجميع ليبحثوا عن طعام |