Cinayet önemli değildir, sadece kan elde etmek için araçtır. | Open Subtitles | مقصدهم الرئيسي ليس القتل إنها فقط وسيلة ليحصلوا على الدماء |
İstedikleri her şeye sahip olsalar da daha fazlasını elde etmek için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | عندهم كل شيء يريدون رغم ذلك فإنهم يفعلون أيّ شئُ ليحصلوا على المزيد |
Ve zeki kızlar hayatta istediklerini elde etmek için yalana veya hileye gerek duymazlar. | Open Subtitles | والفتيات الأذكياء لا ينبغي عليهم أن يكذبوا ويتلاعبوا ليحصلوا على مايريدون |
Mobilya alacak parayı kazanmak için çalışmak istediler. | Open Subtitles | أرادوا أن يعملوا ليحصلوا على المال لشراء الأثاث. |
Arabalar, yolu vakit kazanmak için değil harika vakit geçirmek istedikleri için kullanıyordu. | Open Subtitles | السيارات لا تقود على هذا من أجل قضاء وقت ممتع كانوا يتنقلون على هذا ليحصلوا على وقت ممتع |
Hakkımızda niyetlendikleri büyük ölümü bertaraf etmek için biricik fırsatımız bu. | Open Subtitles | ليس هناك داعي لإجراء محاكمة. هذه فرصتنا الوحيدة ليحصلوا على ميته عظيمة من أجلنا. |
İstediklerini elde etmek için insanların ne kadar alçalabileceğini bilsen şaşarsın. | Open Subtitles | ستُفاجئين لأي قدر ينزل مستوى الآخرين ليحصلوا على ما يريدون |
Çoğu sosyopat istediklerini elde etmek için hile ve manipülasyona başvurur. | Open Subtitles | معظم المختلّين عقليّاً يستخدمون الخداع والتّلاعب ليحصلوا على ما يريدون |
İnsanlar, dilediklerini elde etmek için ağızlarını açıyorlar. | Open Subtitles | أناس يقولون أشياء ليحصلوا على أشياء |
Yani özetle, bakacak olursak, ilk yıl insanlar topraklarını gelir elde etmek için satıyorlar, ama buna karşılık inşaat ve ağaçlandırma, orangutanlara çalışmada işleri oluyor, atık ahşabı el sanatları için kullanabiliyorlar. | TED | لذا فالملخص، أنه إذا نظرت إليها، في السنة الأولى كان الناس يبعوا أرضهم ليحصلوا على الدخل، ولكنهم الآن يحصلوا في المقابل على وظائف في البناء وإعادة التشجير، يعملوا مع القردة، يمكنهم إستخدام نفايات الأخشاب في الحرف اليدوية. |
Çünkü EXXON, buna değer olduğunu düşünüyor. Planları elde etmek için başka bir oyunun da yok. | Open Subtitles | لأن (إيكسون) يعتقدون أن هذا يستحق و لا يملكون لعبة أخرى ليحصلوا عليه |
Ne yapacaklar ki? Ekstra kredi kazanmak için yeni gelen birini mi öldürecekler? | Open Subtitles | ماذا سيفعلون يعني ، قتل طالب جديد ليحصلوا على ائتمان إضافي |
Şu demek; onların, istediklerini kazanmak için yeterli sabırları yok. | Open Subtitles | يعني أنهم يعلمون أنهم لا يمتلكون الصبر ليحصلوا على ما يريدون |
Onlar para kazanmak için bir yol bulmuş oldular. | Open Subtitles | لقد إختلقوا قضيّة ليحصلوا على التمويل |