ويكيبيديا

    "ليخبرني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • söylemek için
        
    • söylerdi
        
    • söyleyecek
        
    • söylemesine
        
    • söylesin
        
    • söylemesi
        
    • söylemeye
        
    • anlatacak
        
    • haber
        
    • anlatmak
        
    • anlatması
        
    Bir dostumdu. Bu gece Bruins maçına gelemeyeceğini söylemek için aramış. Open Subtitles كان هذا صديقي ، اتصل ليخبرني بأنه لن يستطيع الذهاب لمشاهدة الهوكي الليلة
    - Bunu söylemek için niye kendisi burada değil? Open Subtitles إنه طفل كبير و لماذا ليس هنا ليخبرني بهذا معك؟
    Hayır, Bay Quilty bana hayallerimi takip etmemi söylerdi. Open Subtitles لا، كان ليخبرني أن استمر في التمثيل.
    Yüzüme söyleyecek cesaretleri yoktu... ve evi terk edemeyeceğimi biliyorlardı. Open Subtitles لم يكن لديه الشجاعة ليخبرني وجها بوجه عرفوا بأنه لا يمكن ان أترك البيت
    Bak, ukala bir adamın ne yapacağımı söylemesine ihtiyacım yok, tamam mı? Open Subtitles انظر , لا اعتقد اني احتاج الى طفل غبي ليخبرني ما الذي علي فعله
    Birisi şu iri yaratığa odamdan çıkmasını söylesin. Open Subtitles ليخبرني احدكم ذلك الوحش الكبير ان يخرج من غرفتي.
    Adamın birine bana bunun imkânsız olduğunu söylemesi için binlerce dolar verdim. Open Subtitles انا دفعت الاف الدولارات لشخص ليخبرني ذلك هذا مستحيل
    [Ama şimdi] söylemeye hazırdı. TED ولكنه الآن، كان مستعدا ليخبرني.
    Ya ne olduğunu sen anlatırsın ya da anlatacak başka birini bulurum. Open Subtitles إما أن تخبرني بما يجري, أو سأجد شخصاً ليخبرني بذلك ماذا؟
    Evet. O gün harika bir iş bulduğunu söylemek için bana uğramış. Open Subtitles نعم، لقد أتى ليخبرني أنه وجد وظيفة مذهلة
    -Bana olanları söylemek için. Open Subtitles ليخبرني بما حدث أراد مني العودة للمنزل قبل أن تصل الشرطة أو الصحافة
    O gün George'un neden işte olmadığını, neden bana gelmek ve savaş zamanı orduya katıldığını söylemek için yolda olduğunu anlamaya çalışıyorum. Open Subtitles حاول فهم السبب في عدم وجوده في العمل في ذاك اليوم لماذا كان في طريقه إلى منزلي ليخبرني أنّه سينضم للجيش في وقت الحرب
    Öğrendiyse, söylemek için neden yarını beklemedi? Open Subtitles إذا علم بالأمر، فلم لم ينتظر حتى الغد ليخبرني بذلك؟
    Eğer arkadaşının evine uyumaya gittiyse ya da tatile falan gittiyse, ki gitseydi bana söylerdi. Open Subtitles اذا ذهب الى النوم فى منزل صديق او... ربما ذهب في إجازة, لكن لو فعل كان ليخبرني
    Bana söylerdi. Open Subtitles كان ليخبرني لو حصل هذا
    Böylece, belki bir gün kendisi gelip bana söyleyecek kadar rahatlamış olurdu. Open Subtitles أن يشعر بالراحة الكافية ذات يوم ليخبرني بنفسه
    - Bana doğruyu söyleyecek, güvenebileceğim birine ihtiyacım var. Open Subtitles اسمعي, هل تمانعي ان تلقي نظرة على هذا لأجلي انا احتاج الى شخص استطيع ان اثق به ليخبرني بالحقيقة
    Senin veya başkasının bunu söylemesine gerek yok çünkü biliyorum ki o zaman ölmüş olurum. Open Subtitles لن أحتاج إليك أو إلى أى شخص ليخبرني ذلك سأعرف ذلك بمفردي لأن وقتها سأكون ميتاً
    Tom'un yeni bir aptal bulduğumuzu söylemesine ihtiyacım yok. Open Subtitles لستُ بحاجة إلى توم ليخبرني أننا إكتشفنا نوع جديد من الغباء.
    Birisi bunun cadılar bayramı şakası olduğunu söylesin. Open Subtitles ليخبرني أحدكم أن هذه خدعة من خدع عيد القدّيسين
    Eli Holt'a yazıyordum kızımın yerini söylemesi için yalvarıyordum. Open Subtitles لقد كنت أراسل إيلي هولت , أتوسل اليه ليخبرني أين ابنتي
    Bana bunu söylemeye geldi ve Almanlar geldiğinde onları gördüm ve camdan dışarı atladım. Open Subtitles وقد أتى ليخبرني. وعندما وصل الألمان... رأيتهم وقفزت...
    Kimse burada olduğumu bilmediği için... ve yaptığın kötü şeyleri bana anlatacak birilerini tanımadığım için memnunum. Open Subtitles -أنا سعيدة لأن لا أحد يعرف اني هنا وأني لا أعرف أحداَ يعرفك ليخبرني عن الأمور السيئة في حياتك -نعم
    Dinle, bundan nefret ediyorum bunu hastalarım yaptığında da nefret ediyorum ama avukatımdan bir haber aldığında beni aramasını istedim. Open Subtitles انظري، أكره أن أفعل هذا أكره عندما يفعل مرضايَ هذا لكني قلتُ لمحاميَّ أن يتّصل بي ليخبرني بشأن جلسة الاستماع
    Biliyorsun, bana anlatmak için şansı vardı ama o kızı korumayı tercih etti. Open Subtitles لقد كانت لديه الفرصة ليخبرني بالحقيقة ولكنه اختار حمايتها
    Karısıyla nasıl tanıştığını anlatması bir ömür sürmüştü. Wally'i hatırlıyorsun değil mi? Open Subtitles لقد استغرق وقتاً طويلاً ليخبرني . كيف التقى بزوجته

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد