Bagaja bakıp çalabilecekleri bir şey var mı diye kontrol edecekler. | Open Subtitles | سيفتشون في السيارة فقط ليروا إن كان هناك شيء يمكنهم سرقته |
Bence sadece bekleyip, bizden haber çıkacak mı diye bakıyorlar. | Open Subtitles | أظنّهم ينتظرون، ليروا إن كانت لدينا أخبار جديدة |
Frengi var mı diye kontrol ettiler. | Open Subtitles | اختبار اخصائية الغسيل ليروا إن كنت مصابة بازهري |
Bilimsel yayınları gözlemleyip önümüzdeki birkaç ay içinde deneyleri yayınlayan var mı diye bakabilirler. | Open Subtitles | حسنا, بإمكانهم مراقبة الإعلانات العلمية ليروا إن قام أحدهم بطرح إعادة لتلك الصيغ في غضون الأشهر المقبلة |
Burada mı diye içerisine bir bakacaklar. | Open Subtitles | إنهم يتحققون بالداخل ليروا إن كانت موجودة هناك |
Yerel halktan görüşebileceğimiz biri var mı diye kimseyi gönderdik mi? | Open Subtitles | هل قمنا بتعيين بعض المراسلين الميدانيين ليروا إن كان هنالك أي شخص من المدنيين باستطاعتنا التحدث إليه؟ |
İşimize yarayan bir şey var mı diye birileri oraya gitmişti. | Open Subtitles | البعض ذهبوا لهناك ليروا إن كانَ هناكَ أي شيء يأخذوه. |
Eski nesillerde böyle insanları cadı olmakla suçlayıp çığlık atacaklar mı diye bakmak için üzerlerine su atarlarmış. | Open Subtitles | في الأجيال السابقة، كانوا يتّهمون أمثالكِ بأنهن ساحرات ويرشونهن بالماء ليروا إن كانوا سيصرخون. |
Bana borçları var mı diye bakıyorlar. | Open Subtitles | ليروا إن كانوا مدينين لي بالمال |
Olaya karşı özel bir ilgin var mı diye bakmak için. | Open Subtitles | ليروا إن كان لكي أي ... اهتمام شخصي في القضية |
Chin Ho ve Kelly iki saldırının kurbanlar arasında bağlantı var mı diye kimlik sorgusu yapıyor. | Open Subtitles | (تشين هو) و(كونو) يجرون مسح للهويات حالياً ليروا إن كان بإمكانهم وجود اتصال بين ضحايا الهجومين |
Rush ve Young oraya gidip kontrol edecekler kurtarmaya değer bir şey var mı diye bakacaklar. | Open Subtitles | (راش) و (يونج) سوف يذهبونسوياً... و يَفحصُوها. ليروا إن كان هُناك أيّ شيء يَستحق الإنقِاذ. |