Çok Uzak değil, istersen seni kasabaya kadar bırakabilirim. | Open Subtitles | إنها ليست ببعيدة وإنكنتترغب، يمكنني أن أقلك إلى المدينة |
Hatta bir kulübe bile yaptım, çok Uzak değil buraya. | Open Subtitles | ربما حتى سأشيد لى مقصورة ليست ببعيدة عن هنا |
Bulunduğumuz yerden çok Uzak değil. | Open Subtitles | أنها ليست ببعيدة من مكاننا الآن. |
Missy o kadar uzakta değil. Çığlıklarını sen de duydun. | Open Subtitles | ميسي ليست ببعيدة من هنا لقد سمعتم صراخها |
Kilise çok uzakta değil. Şehrin ortasında bir yerlerde. | Open Subtitles | الكنيسة , إنها ليست ببعيدة إنها في منتصف المدينة القديمة وحسب |
Buradan 3 km. Çok uzak sayılmaz. | Open Subtitles | إنه تبعد ميلين فقط من هنا إنها ليست ببعيدة |
Civar köylerde Hristiyanlar var. Uzak değil. | Open Subtitles | هناك مسيحيين في القري، ليست ببعيدة. |
Burdan Uzak değil. | Open Subtitles | إنها ليست ببعيدة. |
Sana bira alacağım. Uzak değil. | Open Subtitles | سأشتري لك البيرة، ليست ببعيدة |
Dasha haydi. Uzak değil. | Open Subtitles | تعالي ياداشا, فهي ليست ببعيدة |
Korucu merkezi, çok Uzak değil. | Open Subtitles | إنها محطة حراس ليست ببعيدة. |
Korucu merkezi, çok Uzak değil. | Open Subtitles | إنها محطة حراس ليست ببعيدة. |
Kansas Uzak değil. | Open Subtitles | "كنساس" ليست ببعيدة عنا |
Bu taraftan. Göl çok uzakta değil. | Open Subtitles | من هذا الطريق البحيرة ليست ببعيدة |
Aradığın şeyler, çok uzakta değil. | Open Subtitles | تلك الأمور التي تسعين لها ليست ببعيدة |
Ailelerimiz uzakta değil, daha hızlı! | Open Subtitles | المستعمرة ليست ببعيدة ! اسرع .. اسرع |
Bu bahçe çok uzakta değil | Open Subtitles | هذه الجنة ليست ببعيدة |
Stockton'dan fazla uzakta değil. | Open Subtitles | ليست ببعيدة من بلدة "ستوكتن" |
- Annen iyi, buradan uzakta değil. | Open Subtitles | -أين أمّي؟ -إنها بخير، ليست ببعيدة . |
- Evet, fazla uzak sayılmaz. | Open Subtitles | نعم , انها ليست ببعيدة |