Hâlâ hamurdur. Kimse ekmek hamuru yemez -- bence çok az insan ama Çok değil. | TED | تكون مازلت العجين .. عجيناً .. ولا احد يأكل عجين الخبز ربما البعض يفعل ذلك .. ولكن ليس الكثير |
Çok değil ama... | Open Subtitles | فأخرجنا بعض المال من المنزل ليس الكثير ولكن |
Pek Fazla değil. Benim için işlerin çoğunu yapacak bir sekreterim var. | Open Subtitles | ليس الكثير لدي سكرتيرة تتولى هذه الأعمال |
Pek değil. Burada kitaplarda yazılı olmayan bir, iki şey olabilir. | Open Subtitles | قرأت عنها فى الكتب لا ليس الكثير |
Pek bir şey yok aslında. Babamın birkaç ayak işini hallediyordum. Peki ya sen? | Open Subtitles | ليس الكثير فقط بعض المهمات لوالدي , ماذا عنك |
Fazla bir şey değil. Sadece kızlarla birkaç dostane poker eli çevirdik. | Open Subtitles | ليس الكثير فقط بضعة أدوار بوكر مع الفتيات |
Yani, son zamanlarda o kadar Çok değil, ama belki iki sene kadar önce | Open Subtitles | أعني، ليس الكثير مؤخراً، لكن ربما قبل سنتين |
Çok değil. | Open Subtitles | ليس الكثير انه يمتلك زوجان من المنظّفات الجافة |
İnsanlar bu kişi hakkında daha az şey istiyor, daha Çok değil. | Open Subtitles | الناس تحتاج إلى قليل من هذا الرجل ، ليس الكثير |
Beş tane özel tim ayakkabısı, biraz da kan var ama o kadar da Çok değil. | Open Subtitles | خمسة عناصر تكتيكيه هجوميه وبعض الدماء ، ولكن ليس الكثير |
Çok değil. | Open Subtitles | حسناً, ليس الكثير, كما أتوقع إلا لو أمكنني إقناعك |
Elektriği iletmek için birşeye ihtyacım var, ama çok Fazla değil. | Open Subtitles | أحتاج لشيء يوصل الكهرباء و لكن ليس الكثير منها |
Tamam sana birşeyler verebilirim. Ama Fazla değil. | Open Subtitles | حسنا يمكنني ان اعطيك القليل و ليس الكثير |
Hayır, pek Fazla değil. Bilirsin, zengin insanlar hastanede ölmeyi yeğlerler. | Open Subtitles | لا ، ليس الكثير ، تعلم أن الإغنياء يفضلون الموت في المستشفيات |
Pek değil. Kağıt üstünde, temiz bir sicili var. | Open Subtitles | ليس الكثير على الورق، إنه نظيف |
- Yok, Pek değil. | Open Subtitles | ـ لا ليس الكثير |
Pek bir şey yok. Ölü tamirciler infaz edilmiş. | Open Subtitles | ليس الكثير لقد قتلوا كل الميكانكيون |
Pek bir şey yok. | Open Subtitles | ما الذي يجري؟ أوه، ليس الكثير .. |
Fazla bir şey değil ama, tek kızı,kendini öldürmeye adamış Çinli savaş tanrısı efsanesi ile ilgili bir şey buldum. | Open Subtitles | ليس الكثير , لكن وجدت أسطورة لصينيون أحد أسياد الحرب الذى أنتحرت أبنتة و |
Ortalıkta sürüyle iyi yönetici var ama iyi doktor Pek yok. | Open Subtitles | هناك الكثير من المدراء الجيدون و ليس الكثير من الاطباء الجيدين |
Çok şey değil, ama vampir olduğunu biliyorum ve sana güvendiğini de biliyorum. | Open Subtitles | ليس الكثير, لكنني أعرف أنك . . مصاص دماء, |
Çok bir şey değil. Paula'nın yeni bir dişi ve babası var. | Open Subtitles | ليس الكثير فعلاً حصلت باولا على أسنان و أب جديد |
Söylenecek Fazla bir şey yok. | Open Subtitles | ليس الكثير لأخبركم به |