ويكيبيديا

    "ليس لديها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yoktu
        
    • yokmuş
        
    • olmayan
        
    • olmadığını
        
    • yok ki
        
    • hiçbir
        
    • bile yok
        
    • falan yok
        
    • yok mu
        
    • de yok
        
    • hiç bir
        
    • Onun
        
    • yoktur
        
    • sahip değil
        
    Çünkü ev sahibinin güzel bir arabası vardı ama evinde bir şey yoktu. Open Subtitles لأن صاحبة المنزل كانت لديها سيارة جميلة لكن ليس لديها الكثير من الأغراض
    Ama duyduğuma göre polislerin hiç hayal gücü yokmuş. Open Subtitles لكن الشرطة ليس لديها خيال , هكذا قالوا لي
    Tıbbi eğitimi olmayan genç kızlara ayda 50 won mu ödeyecekler? Open Subtitles دفع 50 بالشهر للفتيات الشابات التي ليس لديها أي تدريب طبي؟
    Kendisi dışında kimse için vicdanı ve saygısı olmadığını biliyorum. Open Subtitles ,أعلم أن ليس لديها ضمير و لا تقدير إلا لنفسها
    Bayan Couch, Bayan Threadgoode'un artık bir evi yok ki. Open Subtitles مدام كاوتش, مدام ثريدغود ليس لديها بيت من بعد الآن
    Ya silahın nerede olduğunu biliyor ve bizimle oynuyor ya da hiçbir fikri yok, bu durumda vakit kaybediyoruz. Open Subtitles إما أنها تعلم أين السلاح و تعبث بنا أو أنها ليس لديها أدنى فكرة و نحن نضيع وقتنا هنا
    Beni bir daha asla bulamayacak, elinde bir isim bile yok. Open Subtitles هي لن تكون قادرة على إيجادي مجدداً ليس لديها الاسم حتى
    Hakkında hiçbir bilgi yok. Sosyal güvenlik numarası falan yok. Open Subtitles ليس هناكَ شيءٌ عنها ليس لديها رقم ضمان إجتماعي
    Çünkü olduğumuz o bakterinin bugün ne olduğumuza dair bir fikri yoktu. TED لأن البكتيريا التي كنا عليها، ليس لديها أدنى فكرة عما نحن عليه اليوم.
    Göründüğü kadarıyla o kadının Latin kültürü olmadığı gibi, Yunan kültürü konusunda da hiç bilgisi yoktu. Open Subtitles ومن الواضح ان هذه المرأة ليس لديها اى معرفة بالحضارة اليونانية
    Kurbanın üzerinde kimlik yoktu ama sizin adınız ve adresinizin yazılı olduğu bu kâğıt parçası elindeydi. Open Subtitles الضحية ليس لديها تعريف لكنه كان يحمل هذه الورقة عليها إسمك وعنوانك
    Ailesi yokmuş işte. Sorun ne o zaman? Open Subtitles هل تسمعي ، ليس لديها والدين لماذا هذا الجدال، خذيها إلى فوق
    Efendim. Gidecek bir yeri yokmuş. Open Subtitles سيدي, انها تقول انها ليس لديها مكان غير هذا
    Hiç arkadaşı yokmuş gibi görünmesinden endişe duyuyorum. Open Subtitles لذا ، أنا قلقة لأنها ليس لديها أصدقاء كثيرون
    PMK'lar, ekranı ve klavyesi, olmayan bu küçük kutular, programlanıp yerlerine konurlar ve işlerini yaparlar. TED المتحكمات المبرمجة هذه الصناديق الصغيرة التي ليس لديها شاشة ولا لوحة مفاتيح تبرمج وتوضع في مكانها وتؤدي عملها
    Herkes hücum etti. Şimdilerde Hindistan'da bir kampanya yürütülüyor. Evlenme çağındaki genç kızları tuvaleti olmayan bir aileye gelin gitmemeleri konusunda iknaya çalışıyor. TED في الهند الآن هناك حملة تقوم بإقناع المتزوجين حديثاً ألا يتزوجوا من الأسر التي ليس لديها مرحاض.
    Albay BM'nin olayı araştırmak için zamanı veya insan gücü olmadığını söylüyor. Open Subtitles العقيد يعني أن الأمم المتحدة ليس لديها الوقت أو القدرة على التحقيق.
    Kendini savunacak bir kanıtı yok ki! Open Subtitles ليس لديها أى عذر لتواجدها بعيدا عن مكان الجريمه
    Bu aralar hiçbir randevusu yok, yani bir sürü boş zamanı var. Open Subtitles ليس لديها اية اعمال فى الوقت الراهن بالتالى لديها المتسع من الوقت
    Gidecek hiçbir yeri olmayan genç bir bayan gördüm, eğitimi yok, eğlencesi yok, yaşayacak bir yeri bile yok. TED رأيت امرأة شابة ليس لديها طريقة أو وسيلة لتذهب إلى أي مكان، بلا تعليم ولا تسلية ولا حتى مكان تعيش فيه.
    Çok şükür, kafasında çuval falan yok. Open Subtitles الحمدلله أنه ليس لديها كيس على رأسها
    Hayatında yeterince sevgi yok mu? Open Subtitles ليس لديها ما يكفي من الحب في حياتها سيدى
    Güya Çinli ama Çin'den hiç tanıdığı yok. Ailesi de yok. Open Subtitles لقد أتت من الصين, لا أحد يعرفها و ليس لديها عائلة.
    ... ilişkimiz bitince bunlara karşı hiç bir özel bağlılığı kalmadığını biliyordum. Open Subtitles وكنتُ أعرف أنّه ليس لديها أيّ مودّة دقيقة لها بمجرّد أن نتطلّق
    Ama FBI'da Onun ülkeden ayrıldığına dair bir kayıt yok. Open Subtitles عدا أن المباحث الفيدرالية ليس لديها سجلاً أنه غادر البلده
    Düşkün devletlerde yasal ve demokrasiyle kontrol edilen bir güç yoktur. TED الدول الفاشلة ليس لديها تشريع و ديموقراطية في استخدام القوة المسلحة
    ordunun adını unuttum, sanırım Lordların Direniş Ordusu, ama hükümet de pek temiz bir geçmişe sahip değil, ilk videoyu oynatabilir miyiz? TED لقد نسيت أسم الجيش، إنه مقاومة جيش الرب، كما أعتقد، لكن الحكومة كذلك، ليس لديها سجل نظيف، إذاً هلا شغلتم الفيديو الأول.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد