ويكيبيديا

    "ليس هنالك ما" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir şey yok
        
    • hiçbir şey yok
        
    • birşey yok
        
    Burada çalınacak bir şey yok, neyse. Bay. Open Subtitles ليس هنالك ما يُسرق على أي حال مع السلامة
    Bakın kızlar, gerçekten üzülecek bir şey yok. Open Subtitles يافتيات، ليس هنالك ما يستحق أن تنزعجوا من أجله
    Eğer böyle hissediyorsan söylenecek bir şey yok. Open Subtitles حسناً، إذا كان ذلك ما تشعر به، إذاً، ليس هنالك ما يُقال أكثر
    Benim kendime zaten söylemediğim ve senin bana söyleyebileceğin hiçbir şey yok. Open Subtitles لكنّي أجزم لك، ليس هنالك ما بوسعك قوله لي ولم أقله لنفسي.
    Sakin ol. Sakin ol hayatım. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Open Subtitles ،إهـدءِ، أسـكـتِ، عـزيزتـي ليس هنالك ما يمكننا فعله
    Söylenecek birşey yok. Özür dilerim. Open Subtitles ليس هنالك ما يضاف آسف أنّي كذبت
    Hayır, endişelenecek bir şey yok. Dün görüşmemiz gerekiyordu sadece. Open Subtitles ليس هنالك ما تقلقين لأجله ولكن كان من المفترض أن نلتقيها البارحة
    Pekala, Liberty Island feribotu tam vaktinde kalkıyor oyun iptal edilmedi, endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles ‫حسنا هذا هو وقت أخذ ‫العبارة إلى جزيرة الحرية ‫لم يتم إلغاء المباراة ، ‫ليس هنالك ما يدعو للقلق.
    Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Open Subtitles ليس هنالك ما يمكن ان تفعليه من اجله الان
    Çıktığında araba dışarıda seni bekliyor olacak. Korkacak bir şey yok, tamam mı? Open Subtitles السيارة ستكون بانتظارك حين تخرج ليس هنالك ما يدعو للقلق، اتفقنا؟
    İnan bana, özür dilemen gereken bir şey yok Prue. Open Subtitles صدِّقيني "برو" ليس هنالك ما يجب أن تأسفي عليه
    Bunun için yapabileceğin bir şey yok. Open Subtitles ليس هنالك ما يمكنك فعله بشأن هذا
    Penny, endişelenmeni gerektirecek bir şey yok. Bu bir hataydı. Open Subtitles اسمعي، (بين)، ليس هنالك ما يدعوك للقلق، كانت هذه غلطة
    Yutacak bir şey yok. Bu doğru. Open Subtitles ليس هنالك ما يبلع إنّها الحقيقة
    Hayır. Ne yazık ki yapacak bir şey yok. Open Subtitles كلاّ، أخشى أنّه ليس هنالك ما يجب إضافته
    Dinle Larry, ...endişelenecek bir şey yok tamam mı? Open Subtitles ليس هنالك ما تقلق حياله، حسنًا؟
    Terapiden öğrenilecek hiçbir şey yok bu yüzden gidip yatalım? Open Subtitles ليس هنالك ما تتعلمينه في العلاج إذاً لذلك دعينا نمارس الجنس؟
    Ama endişelenmeni gerektirecek hiçbir şey yok. Open Subtitles لكن بالطبع ليس هنالك ما يجب أن تقلقي حياله
    Tüm biletleri sattığınızı anlıyorum ama yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Open Subtitles أعلم أنك مستاء لأن تذاكر ،العرض بيعت بالكامل ولكن ليس هنالك ما نفعله حيال ذلك
    O vücutta donuk olan hiçbir şey yok. Open Subtitles ليس هنالك ما هو ممل بالنسبة لذلك الجسمِ
    "Bak, elimizden gelen birşey yok, ve bu konu hakkında bir daha konuşmayacağız." Open Subtitles ليس هنالك ما يمكننا فعله... ولا نريد التحدث عن ما يجري"

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد