ويكيبيديا

    "ليشعر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hissetmek
        
    • hissedecek
        
    • hissetmesini
        
    • hissedemeyecek
        
    • hissetsin
        
    Kendini iyi hissetmek için egzoz kokusu ya da kirli havayı solur. Open Subtitles هو يحتاج لرائحة عادم السيارات والقذارات ليشعر بخير
    Bence bunu, sadece kısa bir süre için kendini tekrar normal hissetmek için yapmıştı. Open Subtitles أعتقد أنه فعل ذلك فقط ليشعر انه طبيعى مره أخرى حتى و لو لفتره قصيره
    Çünkü benim evlendiğim Jack Campbell kendini daha iyi hissetmek için 2 bin 4 yüz dolarlık takıma ihtiyaç duymazdı! Open Subtitles , ربما لست كذلك لأن جاك كامبل الذي تزوجته ما كان ليحتاج إلى بدله ثمنها 2400 دولار ليشعر بتحسن في حياته
    Ve şimdi baltanın,kafasını hain vücudundan ayırışını hissedecek kadar uzun yaşayacak. Open Subtitles والان سيعيش كفايه ليشعر بالفأس يفصل رأسه الكاذب عن جسمه الخائن
    Gördünüz mü, ben arkadaşımın Arby's deki rahibeler gibi hissetmesini istemiyorum. Open Subtitles انظر، أنا لا أريد صديقي ليشعر وكأنه الراهبات في أربي.
    Bu küçük domuzcuğun hiçbir şey hissedemeyecek kadar ilaçlı olması çok yazık. Open Subtitles من المؤسف أن هذا الخنزير مخدّر جداً ليشعر بأيّ شئ.
    Burada dikilip herkes iyi hissetsin diye nehre savuramam. Open Subtitles ولن أجلس هنا وأضع هذا في صندوقي ليشعر الجميع بارتياح
    Yoksa bunları, kendini daha iyi hissetmek için mi söylüyordu? Open Subtitles أم أنه كان يقول هذه الأشياء ليشعر أفضل بنفسه؟
    Onu seven insanları sırf kendini üstün hissetmek için kandırmaktan sıkıldıysa? Open Subtitles القيام بخداع الأشخاص الذين أحبوه فقط ليشعر بأنّه متفوق؟
    Acıyı hissetmek istemiyorsan yoga yapmalısın. Open Subtitles إذا كنت لا تريد ليشعر بالألم، يجب أن كنت قد اتخذت حتى اليوغا.
    Bence sen kendisini daha iyi hissetmek için başkalarını küçük düşürmek zorunda kalan üzgün ve son derece güvensiz küçük bir adamsın. Open Subtitles أظنك حزينًا، وفي أعماقك رجلا غير مستقر، عليه أن يمزق الآخرين ليشعر بشكل أفضل تجاه نفسه. أظنك فعلا شخصًا صالحا،
    Herhangi bir sektör içinde büyük bir değişim sonrası, çevreyi kirleten bir şeyi hissetmek ve kokusunu duymak zaman alır. Open Subtitles بعد تغيير كبير في أي قطاع، يستغرق وقتا طويلا ليشعر ورائحة الأوساخ الخروج من شيء الملوثه.
    Bence kendini iyi hissetmek için marijuana dışında bir şey bulmalı. Open Subtitles أعتقد أنها يجب أن نجد طريقة ليشعر على نحو أفضل، وكذلك الماريجوانا.
    Hayır. 145 saniye boyunca akciğerlerinin suyla dolmasını hissedecek kadar bilinci yerinde kalmış. Open Subtitles لبث واعيًا كفاية ليشعر بامتلاء رئتيه بالماء لـ 145 ثانية.
    James en azından beni incittiği zaman suçluluk hissedecek kadar nazikti. Open Subtitles علي الأقل كان لدي (ويلسون) اللباقة ليشعر بالذنب عندما جرحني
    Yaşlı bir adamın iyi hissetmesini sağlamak güzel bir şey. Doğru dedin. Open Subtitles إنه لمن الرائع أن نُساعد عجوزاً ليشعر بالراحه تجاه نفسه.
    Bu tören evrende kimsenin yalnız olmadığını hissetmesini sağlar. Open Subtitles هذا الحفل... يضمن أنه لن يُترك أحد ليشعر بالوحدة في الكون.
    Lloyd kendini tehdit altında hissedemeyecek kadar başını işinden kaldırmıyor. Open Subtitles لوييد بعيد للغاية و منطوي على نفسه و ليشعر بالتخوف يا جاكي
    Diğer çocuklar güvende hissetsin diye kendi oğlunu önde mi oturttun? Open Subtitles كنت تجعل إبنك يجلس في المقدمة ليشعر الأولاد الأخرون بالأمان؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد