| Pekâlâ. Herkes kitaplarındaki, dün nerede kaldıysak, o sayfayı açsın. | Open Subtitles | حسنٌ , ليفتح الجميع الكتب وابدأوا فيما كنت نفعله بالأمس |
| Birisi bana o viski şişesini açsın ve kanepenin yerini göstersin. | Open Subtitles | ليفتح أحدكم زجاجة السكوتش تلك وليوجهني إلى الأريكه |
| Biri kapıyı açsın. Kimse var mı? | Open Subtitles | ليفتح أى شخص الباب أهُناك أحد ؟ |
| Anahtarınızı çoğaltmış... ve kapıyı açmak için onu kullanmış olabilirdi ama kullanmadı. | Open Subtitles | حسناّ ، كان بأمكانه صنع نسخة من مفتاحك وكان بأمكانه أستخدامه ليفتح هذا الباب لكنه بالطبع لم يفعل |
| Vega aracın içinde olmazsa kapıyı içeriden kim açacak? | Open Subtitles | لو أن فيجا غير موجود داخل الشاحنة من سيذهب ليفتح الباب من الداخل ؟ |
| Kosanovich, içinde bir vasiyetname olabileceğini düşünerek, kasayı açması için bir çilingir çağırmıştı. | Open Subtitles | طلب من احد الحدادين ان يأتي ليفتح الخزانه الخاصه بتيسلا ظنا منه انه يوجد وثيقه او وصيه فيها |
| Başmüfettiş Japp'ten adayı yeniden dolaşıma açmasını istedim bile. | Open Subtitles | لقد سألت المفتش جاب ليفتح هذه الجزيرة ثانية |
| Ama yeni bir arabası var, yani önemli olan, koşmaya başlamadan önce kapının açılmasını beklemelisin. | Open Subtitles | هو ليس سياره جديده لكن النقطه انت تنتظر الباب ليفتح ثم تهرب |
| Pekala, herkes 121. sayfayı açsın. | Open Subtitles | . حسنا ليفتح الجميع على الصفحة 121 |
| Lütfen, biri kapıyı açsın. | Open Subtitles | . رجاء , ليفتح أى شخص الباب |
| Biri derhal kapıyı açsın. Oh, tanrım. | Open Subtitles | ليفتح أحدكم الباب |
| - Çıkarın beni, birisi kapıyı açsın! | Open Subtitles | دعونى أخرج ، ليفتح أحدٌ الباب |
| Biri şu kasayı açsın artık! | Open Subtitles | ليفتح أحدهم الخزنة |
| Gözlerinin arkasındaki ruhu açmak için anahtar kullandıgını söylerdi. | Open Subtitles | أخبرني بأنه كان يستخدم المفتاح ليفتح الروح من خلف عيونهم |
| Kapıları içeriden açmak için sadece bir kişi yeterli. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر سوى رجل واحد ليفتح البوّابات من الداخل |
| Seslere bakilirsa kapiyi açacak kimse kalmamis olabilir. | Open Subtitles | من صوت هذه الاشياء , ربما لم يتبقى أحد ليفتح الباب |
| Gregor kutuyu açacak kadar aptal değildir. | Open Subtitles | . جريجور " ليس غبياً ليفتح الصندوق" |
| Uzun süredir göle de gitmemiştik belki de bu sayede kendini açması için fırsat vermiş olurum. | Open Subtitles | لم نذهب الى البحيرة منذ فترة و ذلك سوف يعطية فرصة ليفتح قلبة اذا كان يريد ذلك |
| Kan içinde kendi evimin eşiğinde, bir yabancının kapımı açmasını bekliyordum. | Open Subtitles | كنت أنزف أمام بابي أنتظر غريباً ليفتح لي الباب |
| Kapının açılmasını ve Tanrı'nın kendilerine doğru gelmesini bekleyen iyi aydınlık kişiler? | Open Subtitles | هؤلاء ذو الوجوه المشرقة منتظرين الباب ليفتح... لكى يأتى لهم الرب. |
| - Tekmeyi basın, açılsın! - Ne? | Open Subtitles | - يجب أن تركله ليفتح |
| Kapağın Açılması için güvenlik kodunu girdim. | Open Subtitles | لقد أدخلت رمز الأمان ليفتح . |