-Ben de babam için endişeleniyorum. -Ailemle birlikte olmak için herşeyi verirdim şu an. | Open Subtitles | أنا أعْمَلُ أيّ شئُ لِكي يَكُونَ أبويِّ معى الآن |
...4 ay önce yazar olmak için geldin Paris'e. | Open Subtitles | جاءتْ إلى باريس قبل أربعة شهور لِكي يَكُونَ كاتب، |
Çocuklarının, senin daha iyi bir versiyonun olması için uğraşırsın... | Open Subtitles | تَدْخلُ المشروعَ الذي يَتوقّعُ طفلَكَ لِكي يَكُونَ نسخة أفضل نفسك. |
Hey, Bay hassas çocuk olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | يا، أَنا تارين ' لِكي يَكُونَ السّيد حساس غاي. |
Freddie, onun muhteşem olmasını beklemiyordum. | Open Subtitles | أوه، فريدي، أنا لا أَتوقّعُه لِكي يَكُونَ مثاليَ، |
ve çaresizce normal olmayı istemeyi, ama böyle bir seçenek yok. | Open Subtitles | ولإرادة لذا للغاية لِكي يَكُونَ الوضع الطبيعي، لَكنَّه فقط لَيسَ خياراً. |
Pekala, ben robot olmaktan memnunum. Kim bir çocuk olmak ister ki! | Open Subtitles | حَسناً، أَحْب كوني إنسان آلي من الذي يُريدُ لِكي يَكُونَ ولد، على أية حال |
Ama dürüst olmak gerekirse, bunun kimin hatası olduğunu umursamıyorum. | Open Subtitles | لكن لِكي يَكُونَ صادقَ، أنا لا أُريدُ الذي أَنتقدُ هذا. |
Avrupa'da olmak için çok yanlış zamandı. | Open Subtitles | هذا الوقتُ الخاطئُ لِكي يَكُونَ في أوروبا. |
Burada kimin mutsuz olmak için bir nedeni var ki? | Open Subtitles | الذي لَهُ أيّ سبب هنا لِكي يَكُونَ حزينَ؟ |
Zalim olmak için nüktedan olmak gerekmiyor. | Open Subtitles | حَسناً، أنت ليس من الضروري أن تَكُون ذكيَ لِكي يَكُونَ قاسيَ. |
Belki de sen işçi arı olmak için yaratılmışsındır. | Open Subtitles | لَيسَ كُلّ شخصَ يولد لِكي يَكُونَ رئيسَ الخاصَ. لَرُبَّمَا أنت أكثر مِنْ نحلة عاملِ. |
Ama emin olmak için hastaneye gideceğiz. | Open Subtitles | لَكنَّنا سَنَتوقّفُ عند المستشفى فقط لِكي يَكُونَ متأكّدَ. |
Adamım, bunu hoş olmak için yapmadım. | Open Subtitles | أوه، رجل، أنا ما عَمِلتُ هو لِكي يَكُونَ لطيفَ. |
O bir ABD ajanı, paranoyak olması için para alıyor. | Open Subtitles | هو نا مارشال، لذا هو ذو راتبُ لِكي يَكُونَ مذعورَ. |
Yeterli miktarda olması kâfi. | Open Subtitles | هو فقط سَيكونُ عِنْدَهُ لِكي يَكُونَ بما فيه الكفاية، ذلك كُلّ. |
Bunun bunun gizli bir sır olması gerekiyor ama onlara denediğimizi, önceden söylemiştim. | Open Subtitles | انة يفترضَ لِكي يَكُونَ سرّ أسود لَكنِّي أخبرتُهم بأنّنا كُنّا بنُحاولُ |
Bu, yaşadığım en güzel gün olmaya başladı. | Open Subtitles | أوه، هذا يَظْهرُ لِكي يَكُونَ أفضل يومِ أبداً. |
Biliyorum duyarlı olmaya çalışıyorsun ama.. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك تُحاولُ لِكي يَكُونَ حسّاسَ، |
Phoebe ve Cole'a bak, normal bir çift olmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنظرْ إلى فويب ومُحَاوَلَة كول لِكي يَكُونَ a زوج طبيعي. |
Ray'a bakıp "Onun erkek arkadaşım olmasını istiyorum, ama değişmeli. " dedin. | Open Subtitles | ظرتَ إلى راي وقُلتَ، أريده لِكي يَكُونَ خليلَي |
Affedersin, bir dahaki sefere kardeşimden daha düşünceli olmasını isterim. | Open Subtitles | في المرة القادمة أنا سَأَسْألُه لِكي يَكُونَ أكثرَ مراعاةً لشعور الآخرين. |
Ben de o kadar şanslı olmayı umuyorum. | Open Subtitles | أَنا فَقَطْ أَتمنّى لِكي يَكُونَ ذلك المحظوظِ. |
Ama pislik olmaktan vazgeçirecek özel biriyle tanışınca farklı oluyor. | Open Subtitles | ثمّ تَجتمعُ شخص ما خاصّ الذي يَجْعلُك لا يُريدَ لِكي يَكُونَ يَرْجُّ أكثر. |
Zaman içinde yolculuk yapıyor. Kesin olarak söylemek gerekirse, geleceğe. | Open Subtitles | انه سافر خلال الزمن إلى المستقبلِ، لِكي يَكُونَ مضبوطَ. |