Olmayabilir. Kozmik noktaların bir yerde kesişmesinin trajik güzelliği de burada. | Open Subtitles | ليس عليه ذلك, ذلك مأسوي للبحث عن الأنتقام الكوني |
Bak ne yazıkki trajik bir kazada öldü,bu yüzden güvenlik olayı önemli | Open Subtitles | الآن ، انظر لسوء الحظ يبدو أن سونيا بيكر حدث لها حادث مأسوي على رصيف محطة المترو |
trajik -Çok gençmiş ve çok şişko | Open Subtitles | انه امر مأسوي لقد كنت ما تزال شاب هذا محبط |
Kızın ölümü trajik olsa da geleceğimizi kurtardı. | Open Subtitles | بالرغم مـن أنْ موتها مأسوي لكنَّه أنقذ مستقبلنا |
Ve gerçekten trajikti. | Open Subtitles | وقد كان حادث مأسوي. |
Akşam baskısı bu beş beyfendinin nasıl trajik bir yat kazasına kurban olduklarını yazacak. | Open Subtitles | صحيفة هذا المساء ستنشر عن كيف أن هؤلاء السادة الخمسة كانوا جزء من حادث مأسوي حدث لهم في اليخت |
Neyse ya, trajik anıları olan gözü yaşlı ajan olmak istemiyorum. | Open Subtitles | على أي حال لا أريد أن أكون العميل الذي بكى على ماضي مأسوي |
Bu prosedür o kadar yaygındı ki, Mississippi appendektomisi (apandisit) adını aldı. Ülkemin tarihinde trajik bir bölüm. | TED | هذا الاجراء كان مشهور جدا انه اصبح معروف بأسم استأصال الزائده الدوديه -- فصل مأسوي في تاريخ بلادي . |
Kardeşi oyuncu ve kocasının başına trajik bir şey gelmişti. | Open Subtitles | وحدث حادث مأسوي لزوجها |
Gerçekten trajik. | Open Subtitles | إنه أمر مأسوي حقآ |
Gerçekten trajik. | Open Subtitles | هذا مأسوي . . حقاً |
trajik bir olay, değil mi? | Open Subtitles | أمرٌ مأسوي ، أليس كذلك؟ |
Sutton, Seine'de trajik bir kazada ölerek beni tek boşta Mercer kadını yaptı. | Open Subtitles | سوتون) قُتِلت في حادث مأسوي لزورق بخاري) في نهر السين (و ذلك جعلني آخر أنثى متاحة في عائلة (ميرسر |
SouthJet 227, ters döndük mü dediniz? Sesler trajik ve inandırıcı. | Open Subtitles | الصوت كان مأسوي و مقنع |
Ne kadar trajik. | Open Subtitles | هذا مأسوي |
Kocasına olanlar çok trajikti. | Open Subtitles | وحدث حادث مأسوي لزوجها |