| Babam Şerif ve çalıntı bir arabayla yakalanırsam pek hoş olmaz. | Open Subtitles | والدي مأمور ولن يكون المنظر جيد لو قبض عليّ لسرقة سيارة |
| Bana bir kötülüğü dokunmadı. Dünyada fazladan bir kanunsuz Şerif olmuş. | Open Subtitles | هو جيد بالنسبة لي لذلك سأكون مأمور آخر غير شريف في هذا العالم |
| Boşuna beklersin, Şerif. Fazla konuşkan biri değil. | Open Subtitles | لا تعتمد عليه يا مأمور أنه ليس من النوع الذي يتكلم |
| Çok büyük bir yer değil, ama bir avantajı var çok küçük olduğundan şerifi yok! | Open Subtitles | غير ذات أهمية لكنها لفتت انتباهى لشىء واحد إنها صغيرة جدا، فلا يوجد بها مأمور |
| Bu benim uğurum, ...öldürdüğüm ilk Şerif'ten. | Open Subtitles | هذه جاذبة الحظ الجيد لي هذه كانت لي عندما كنت اول مأمور |
| Altında bir not var. Onu, gördüğün ilk Şerif'e ver. | Open Subtitles | هنالك رسالة صغيره بداخلها .اعطها لأول مأمور تقابلينه |
| Çünkü ailem öyle olmamı istedi. Ben Şerif olmak istiyordum. | Open Subtitles | لأن أبواي أرادوا أن أكون هكذا أنا أردت أن أكون مأمور شرطة |
| Bitirdiğimde, daha çok bir Şerif gibi giyinmiş yaşlı bir Albay... | Open Subtitles | عندما أنتهيت قال عقيد عجوز : يرتدى مثل مأمور شرطة |
| Ben Ruggsville Kasabası, Şerif Departmanı'ndan Şerif John Quincey Wydell. | Open Subtitles | أنا المأمور جون كوينسى ويدل مأمور مقاطعة رجسفيلد |
| Şişko bir güneyli Şerif olmama rağmen benim bile zoruma gitti bu. | Open Subtitles | حتى أنني أًُهنت بهذا، وأنا أسمن مأمور بالجنوب. |
| Artık yeni Şerif var burada, seni izleyeceğim. | Open Subtitles | هناك مأمور جديد في المدينة و سأراقبك مثل الصقر |
| Pekiala, ama bu kötüye giderse Ashburn muhtemelen yeni bir Şerif arıyor olacak. | Open Subtitles | لكن لو حدث مكروه اشبورن سوف تبحث عن مأمور جديد |
| Her şey yolunda. Şerif dışarıda. | Open Subtitles | كلّ شيء تحت السيطرة، مأمور الشرطة بالخارج. |
| Ya onun sorularına cevap verirsin ya da Şerif dışarıda ona göre. | Open Subtitles | أما أنّ تجيبوا على أسئلته هنا، أو إلى مأمور شرطة بالخارج. |
| Şehirdeki ve taşradaki işlerle Şerif ilgilenirdi. | Open Subtitles | مأمور الشرطة هو من يحافظ على النظام في كلٍّ من المدينة وضواحيها. |
| Son iki yıl içinde, Albany Şerif bürosunda polislik görevi yapmaktayım. | Open Subtitles | فى السنتين الأخيرتين أصبحت مأمور مكتب الشريف فى ألباني |
| El Paso şerifi şu anda ne yapıyor? | Open Subtitles | ماذا يفعل الآن مأمور إل باسو ؟ الآن؟ يبحث عن النقود التي كانت في المصرف |
| Bugün, seni ceza ile tehdit edecek hapishane müdürü değilim. | Open Subtitles | اليوم أنا لست مأمور السجن الذي ستعمل يهددك مع العقاب. |
| Sana garanti ederim, itfaiye şefi kundaklamayı senin yaptığından daha iyi inceleyecektir. | Open Subtitles | و انا اضمن لك ان مأمور الحرائق امهر فى تحقيقات الحرائق عمدا من ارتكابك لها |
| Kocamı kurtardığın için teşekkürler, Şef. | Open Subtitles | شكراً لك على إنقاذ زوجي يا مأمور |
| Doğu İngiltere'deki topraklarınıza dönmeniz emredildi. | Open Subtitles | أنت مأمور بالعودة فوراً إلى أراضيك في شرق انجلترا |
| Bu kasabanın gelmiş geçmiş en kötü şerifiyim. | Open Subtitles | أنا أسوأ مأمور حظيت به هذه البلدة، |
| Bence yeni bir şerife ihtiyacınız var. | Open Subtitles | أيها السادة أنتم بحاجة الى مأمور جديد |
| Mübaşir, Bay Gardner'ı göz hapsine alın. | Open Subtitles | يا مأمور خذ السيد غاردنر إلى الحجز |
| Kasabamızın polis memurunu duydunuz. | Open Subtitles | لقد سمعتم مأمور المدينة, من الأجدر أن تخرجوا |
| Şunu dinle. 911 santral. | Open Subtitles | مأمور الطوارئ , ما هي حالتك الطارئة ؟ |
| Russel, Sheriff Barnesne zaman başlayacak? | Open Subtitles | "روس" , هل أتصلت بـ "بيرنز" مأمور "سيدار رابيدز" |
| Belki polis şefinin bulamadığını bir anne bulabilir. | Open Subtitles | ربما بوسع أم اكتشاف ما يعجز عنه مأمور شرطة |