Bu utanç verici bir kültür. Onların yüzleri asılırsa sen ödersin. | Open Subtitles | هذه شيء مؤسفُ.لا تعطيه الإعتبار،والا أنت سَتَدْفعُ. |
Buraya gelmek zorunda kalman çok utanç verici. | Open Subtitles | لهو شيء مؤسفُ انك اضطررت أنْ تَجيءَ هنا |
Birisine muhtaç olmak utanç verici. | Open Subtitles | إنه لشيء مؤسفُ أن تكُونُ تحت رحمة أحد |
Çok yazık, çünkü sen ve Lowell harika bir çift olurdunuz. Lowell? | Open Subtitles | شيء مؤسفُ ,لأنك انت و لويل لكنتم زوج مناسب وعظيم |
- Geç saate kadar çalışman Çok yazık. | Open Subtitles | هو شيء مؤسفُ أنت كان لا بُدَّ أنْ تَعْملَ متأخراً ثانيةً. |
Bunun gerçekleşmesi için Milt'in ölmesi utanç verici. | Open Subtitles | إنه شيء مؤسفُ أَخذَ مَوت * ميلت * لجَعْله يَحْدثُ |
Buranın kapanmış olması utanç verici. | Open Subtitles | هو شيء مؤسفُ ذلك المكانِ ذَاهِبُ. |
Buraya daha erken gelemememiz utanç verici. | Open Subtitles | شيء مؤسفُ اننا لم نصل مبكراً. |
utanç verici. | Open Subtitles | أوه، ذلك شيء مؤسفُ. |
Böyle bir şeyin oyunu etkilemesi utanç verici, Abasi. | Open Subtitles | - هو شيء مؤسفُ لرُؤية الشيءِ مثل هذا يؤثر على اللعبة ، (عباسي). |
Çok yazık çünkü Liar Liar'ı izleyecektik veya Betrayal'i veya An Affair to Remember'ı seyredecektik. | Open Subtitles | حَسناً، هو شيء مؤسفُ بأنّك سَتَتغيّبُ عن الفلمِ... . . لأننا كُنّا سنَرى، تَعْرفُ، أمّا كذاب كذابِ ... |
- Çok yazık. | Open Subtitles | - ذلك شيء مؤسفُ. |
- Çok yazık. Evet. | Open Subtitles | - ذلك شيء مؤسفُ. |
Çok yazık. | Open Subtitles | أوه , gee، ذلك شيء مؤسفُ. |