"مؤلمة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• travmatik
• acıyor
• kötü
• acılı
• acısız
• acıdır
• acıtıyor
• acı dolu
• üzücü
• zor
• acı verici
• acıtır
• acıttı
• sancılı
• acıklı

RG: Ve ne yazıktır ki çok yaygın çok travmatik bir tecrübe.
روفوس جريسكوم : وهو أمرٌ سيء حتماً وهي تجربة شائعة جداً و مؤلمة جداً

Hala çok acıyor aslında.
انها لا تزال مؤلمة جدا في الواقع تعلمين أريد أن أقول

Büyük, kötü görünen morluklar oluşur, ama aslında acımazlar, eğer doğru yapmayı becerirsen.
ويصابون بكدمات فظيعة ولكنّها غير مؤلمة حقاً بشرط أن يقوموا بها بطريقةٍ صحيحة

Bir genç kız için çok korkunç ve acılı bir ölüm şekli.
قد تكون هذه طريقة مروعة مؤلمة لفتاة شابة أن تلقى حتفها بها.

Bir hayvanı öldürmenin en acısız yolu kafasını hızlı bir şekilde kesmektir.
أكثر وسيلة غير مؤلمة لقتل حيوان هي قطع الرأس بضربة قاضية سريعة

Selesi olmayan bir bisiklete atlamak kadar değil, ama acıdır.
الحقيقة مؤلمة تماو زي متنط علي كرسي عجلة ملوش مسند شئ مؤلم

Tam olarak kaşınmıyor, sadece acıtıyor. Kafamda bir zehir var gibi.
ليست فيها حكة انها مؤلمة فحسب وكأن لدي سما في رأسي

Çok büyük ve acı dolu bir ameliyat olmayı düşünüyorsunuz.
أنت على وشك أن تخضع إلى جراحة مؤلمة و صعبة

Fotoğrafçılık aynı zamanda bizi üzücü ve tartışmalı olabilecek konularla yüzleşmeye zorlayabilir.
التصوير أيضاَ يمكن أن يجبرنا على مواجهة قضايا يحتمل أن تكون مؤلمة ومثيرة للجدل.

Tahmin edebileceğiniz gibi, son üç gün çok zor geçti, tüm şube adına acı doluydu.
كماتتصوروا، الأيام الثلاثة الماضية، كانت صعبة جدا، مؤلمة جدا للقسم ككل

Ama her ne kadar tarih boyunca, aldatma her zaman acı verici idi ise de, günümüzde genellikle travmatik, çünkü benlik algımızı tehdit eder.
وعبر التاريخ الخيانة كانت دائما مؤلمة واليوم غالبا ما تكون صادمة لأنها تهدد أحساسنا بذواتنا

Şimdi, bu asker ne zaman travmatik bir anı tarafından rahatsız edilse, çizmeye devam ediyor.
الآن كلما طاردت العسكري ذكريات مؤلمة, يستمر بالرسم.

L onu ne kadar sevdiğini biliyorum. Onu kaybetmiş acıyor ne kadar.
أعلم كم أحببتيه ، و كم كانت مؤلمة خسارته

- Gerçekten acıyor, ne istiyorsun?
حقاً هي مؤلمة , لماذا تفعلين هذا؟

Bu işin sonu senin için çok kötü olacak, fakat acısız geçmesini sağlayabiliriz.
الآن الهدف التالى سيكون أنت ولكن يمكننا أن نجعلها غير مؤلمة نسبيا

Onu ilk gördüğümde, taze yaralarının geçmesi için acılı bir fizyoterapiye gidiyordu.
عند أول لقاء لنا، كان يخضع لعلاجات ترويض طبي مؤلمة لكي يتعافى من جراحه الجديدة.

Hap almak vücuda herhangi bir ilaç vermenin en acısız ve etkili yolu.
تناول الأقراص هي أكثر طريقة فعّالة وغير مؤلمة لإيصال أي دواء للجسد

Bazen acıdır bazen de güzel, ama çoğunlukla her ikisi birdendir.
أحياناً تكون مؤلمة... وأحياناً تكون جميلة... لكن معظم الوقت هي الاثنان معاً

Aslında acısız da değil genelde acıtıyor ama demek istediğim...
حسنا , هي ليست غير مؤلمة, لانها تؤلم احيانا. لكن ما اعنيه هو ...

Evet, sadece söylenenler bazı acı dolu anılarımı hatırlattı.
أجل، ولكن القاء الشكر ذكّرني بذكريات مؤلمة.

Özgürsün. Şüphe duyman gerekmiyor, üzücü kararlar almak zorunda değilsin.
أنت حر ، أنت خالي من الشك ، حر من الإضرار إلى اتخاذ قرارات مؤلمة

Karının karnında kocaman bir delik açıldı, yani ameliyattan sağ çıksa bile uzun ve zor bir iyileşme dönemi olacak.
, لديها حفرة في بطنها , حتى لو أنها نجت من الجراحة ستمر بفترة نقاهة طويلة و مؤلمة

acı verici olması normal bu durum boşanma davalarında çok yaygındır.
حتى وإن بدت تجربة مؤلمة. هذا يحدث في كل حالات الطلاق.

Ben de yapıyorum ama sizin gibi eğilsem acıtır.
أنا أفعل ذلك أيضا لكن الطريقة التي تجثوا بها لابد أن تكون مؤلمة

İlk seferki kadar çok acıttı.
تلك كانت مؤلمة, كما هي المرة الأولى

Brezilya ayrıca dünyada en çok uyuşturucu tüketilen ülkelerden biri ve uyuşturucuya karşı verilen mücadele burada oldukça sancılı geçiyor.
البرازيل هي أيضاً واحدة من أكثر دول العالم استهلاكاً للمخدرات، والحرب على المخدرات كانت مؤلمة هنا.

Başımdan geçenlerin tuhaf son derece tuhaf ve acıklı çok acıklı olduğunu söyledi.
.. و اقسمت انها غريبة للغاية. .. انها غريبة و مؤلمة .. انها مؤلمة بصورة رائعة