| Ama bu sefer cam bir kutuda kilitli olmayacağım. | Open Subtitles | فقط هذه المرة لن يكون مؤمنا في صندوق زجاجي. |
| Bu kadar kilitli olmaları çok kötü. | Open Subtitles | أنها سيئة للغاية يجب أن يكون مؤمنا من هذا القبيل. |
| Ne kadar zamandır orada kilitli kaldım bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كم من الوقت كنت مؤمنا هناك. |
| Sadece beni istemedi. Sen de bir Tanrıya, ...ya da birine inanıyor olmalısın. | Open Subtitles | لم يردني أنا فقط لذا، يجب أن تكون مؤمنا بإله ما |
| Bu zırvalara inanıyor musun? | Open Subtitles | وهل كنت مؤمنا بهذا الهراء ؟ |
| Gençliğinde, Beagle Deniz Yolculuğu sırasında bile Darwin hala dünyanın ve dünyadaki her şeyin tanrı tarafından yaratıldığına inanıyordu. | Open Subtitles | وهو شاب، خلال رحلته على متن سفينة البيغل.. كان داروين لايزال مؤمنا بأن الله خلق العالم بكل ما فيه. |
| Her şeyi bulanık bir şekilde gördüğünden güzel resim çizdiğime hiç bir kesin delili olmamasına karşın, yine de çizme yeteneklerime inanıyordu. | TED | كان مؤمنا بقدراتي كرسام كارتوني, مع أنه لم يكن لديه دليل على أنني كنت جيدا على الإطلاق: كل ما رآه هو ضباب فقط |
| Orada kilitli değildim. | Open Subtitles | لم أكن مؤمنا في العلية. |
| Pekala, inanıyor musunuz? | Open Subtitles | حسنا, هل انت مؤمنا بالسحر؟ |
| - Tanrı'ya inanıyor olsaydın tabii. | Open Subtitles | لو أنك كنت مؤمنا بالرب. |
| - Tanrı'ya inanıyor olsaydın tabii. | Open Subtitles | لو أنك كنت مؤمنا بالرب. |
| Daniel, gezegen 888'in tüm Goa'uld'ların türediği yer olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | - دانيال كان مؤمنا بان الكوكب 888 كان -أصل كل سمبيوت الجواؤلد |
| Görünüşe göre Nate de olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | من الواضح أن (نايت) كان مؤمنا بوجودها. |