"مؤمناً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• inanan
• inanıyorsan
• inançlı
• inanıyor
• inanıyordu
• inanıyorum
• sigortan
• inancımı
• inanandım
• inanırdı
• inanacaktı
• Tezgahtarlar
• inanmıyorsan
• inanıyorsundur

Bana inanan ve tedavime yardımcı olmak isteyen biri.
و الذي سيكون مؤمناً بي و يرغب فى مساعدتي باستشفائي

Eğer buna inanıyorsan senin adına gerçekten üzülüyorum.
إن كنتَ مؤمناً بذلك فأنا فعلاً أشفق على حالكَ

Batıl inançlı bir adam değilim ama onu aşağı iskele tarafında, kendi gözlerimle gördüm.
أنا لست مؤمناً بالخرافات ، ولكني رأيته بعينيّ عند رصيف الميناء.

Askeri bir devlete inanıyor ve Batı'nın temsil ettiği değerlerden nefret ediyordu.
لقد كان مؤمناً بالدولة العسكرية وتزايد بالتالي كرهه لما يُمثله الغرب

Bazen bir çözüm bulmak için gözdağı vermek gerektiğine inanıyordu.
كان مؤمناً بأنه أحياناً يتوجب عليك أن تمثل تهديداً حتى يتم إيجاد الحل.

Bu projeyi bulduğumda aşk hayatımın o şekilde olmadığını biliyorum ama yinede hikayeye inanıyorum.
كما تعرفين، قد لا تكون حياتي العاطفية في أحسن حالاتها منذ أن بدأت بتمويل هذا المشروع لكنّي ما زلت مؤمناً بالقصّة

İlk olarak cezai tazminatlara karşı sigortan yok.
قبل كل شيء أنت لست مؤمناً لأضرار إصابة العمل

Tanrı'ya olan inancımı kaybedişim anca bir kitaba sığacak bir muamma belki. Yine de açıklamak gerekirse, vakti zamanında ailem beni defterden silmişti.
الإله لغزٌ ما عدت مؤمناً به , عندما رآني أبواي منكباً على كتابٌ واحد طوال الوقت قررا أنني حالة ميئوس منها

İşimde çok ama çok iyiydim. Gerçek bir inanandım.
كنت جيد جداً جداً فى هذا كنت مؤمناً صادقاً

Bazen kaybedilen bir davayı alırsın ve kendini inanan yaparsın.
أحياناً تُقبِل قضية خاسرة وتجعل نفسك مؤمناً

İronik olan ise bizleri yaratıcıya bu kadar yaklaştıran adamın kendisi bir inanan değil.
ما يثير السخرية هو أن .. الرجل الذي يقربنا من الخالق هو نفسه ليس مؤمناً

Eğer bir hristiyansan ve İncil'e inanıyorsan, ve İsa'ya inanıyorsan,
المسيحبذاتهكانيقومبطرد الأرواح. لذا إن كنتَ مسيحياً و مؤمناً بالإنجيل

İnanıyorsan ve sonunda inanç kuyusunun kendisine ulaştıysan daha ilerisine bakmana gerek yoktur.
إذا كنت مؤمناً و وصلت أخيراً إلى بئر الإيمان عندها لن تظطر للبحث عن أي شيء آخر لأنه ليس هناك أي شيء أفضل من ذلك

Şimdi de beni batıl inançlı olduğum için mi cezalandırıyorsun?
والآن تعاقبني؟ لأنّك تظنّني مؤمناً بالخرافات؟ وما شأنك أنت؟

Ve gerçek bir ateist gerçek inançlı bir insan olabilir.
والملحد الحقيقي ، يمكن أن يصبح مؤمناً حقيقياً

Belki insanlara olan inancını kaybettin, ama hala birşeylere inanıyor olmalısın.
ربما فقدت إيمانك في الناس, ولكن يجب أن تكون لا تزال مؤمناً بشيء.

Hâlâ herkesin sınavı görecek kadar yaşayabileceğine inanıyor musun?
(أمازلت مؤمناً بأننا (كلنا سنعيش إلى يوم الإختبار النهائي ؟

O yaptığı şeye yürekten inanıyordu.
عندما كان هناك كان مؤمناً حقاً بالذي كان يفعله

Pazarlama konusundaki yeteneğinin bir lanet olduğuna inanıyordu. Tekrar kullanmayacağına dair yemin etti.
مؤمناً أن موهبته في التسويق كانت لعنة ميشا أقسم على أن لا يستخدمها مجدداً

O apos yapamazsınız istifa. [Yavaş nefes] Ben hala, efendim ona inanıyorum.
لا يمكنه الاستقالة مازلت مؤمناً به، سيدي

Ama dediğim gibi eğer sigortan varsa böyle şeyler için endişelenmene gerek kalmaz.
لكن ان كنت مؤمناً

Resmetmeye olan inancımı kaybettiğimden böyle bir şeyin hoş olacağı kanaatine vardık.
وبما أني ما عدت مؤمناً بالرسم، - - فظننا أنه سيكون مناسباً أن

Gerçek bir inanandım. Tanrı yardımcım olsun.
لقد كنت مؤمناً حقيقياً، الرب ساعدني

Biliyor musun babam bizi çevreleyen sihirli ve görünmez bir güç olduğuna yeterince dua ederse bir mucize gerçekleşeceğine inanırdı.
أتعرف .. كان والدي مؤمناً بأن هنالكَ قدرةً خفيةً حولنا

Ve son ana kadar olmadığına inanacaktı.
كان مؤمناً وحتى آخر لحظة

Tezgahtarlar takıntılıdır, ya da bankacılar.
لا لست مؤمناً أمناء صناديق البنوك يؤمنون بذلك رجال الدين يؤمنون بذلك

Kutsallığa inanmıyorsan...
إن لم تكن مؤمناً بقداسة الكنيسة

Tanrıların da kendilerine has mizah anlayışları var. Umarım tanrıya inanıyorsundur.
آلهتي لها حس الدعابه الخاص بها و أظنك مازلت مؤمناً بإلهك