ويكيبيديا

    "مئة عام" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yüz yıl
        
    • yüzyıl
        
    • Bir asır
        
    • yüz yılda
        
    • yüz yıldır
        
    • yıllık
        
    • yüz yılı
        
    • yüz sene
        
    Fakat daha henüz yüz yıl önce ilk kaşifler iç kesimlere yürüyüp yeryüzündeki en yüksek, kuru ve soğuk bölgeyle karşılaştılar. Open Subtitles إلا أنه منذ مئة عام فحسب وطأ أوائل المكتشفون اليابسة ووقفوا وجهاً لوجه أمام أعلى وأجفّ وأبرد إقليمٍ على كوكب الأرض
    Fakat daha henüz yüz yıl önce ilk kaşifler iç kesimlere yürüyüp yeryüzündeki en yüksek, kuru ve soğuk bölgeyle karşılaştılar. Open Subtitles إلا أنه منذ مئة عام فحسب وطأ أوائل المكتشفون اليابسة ووقفوا وجهاً لوجه أمام أعلى وأجفّ وأبرد إقليمٍ على كوكب الأرض
    Kontes onu kanatlarınızın altına almanızı istiyor ve ona bu yüzyıl boyunca evindeymiş gibi hissettirin. Open Subtitles تتوقع الكونتيسة منكم جميعاً أن تحسنوا معاملته وأن تجعلوه يشعر كأنه في بيته لأول مئة عام
    Bir asır geçti. Abim ve ben yeni Avatarı keşfettik. Open Subtitles مرت مئة عام واكتشفت أنا وأخي الأفاتار الجديد
    Yalnızca yüz yılda bir, ateşbükücüler böylesi bir güce sahip olabilir. Open Subtitles مرة واحدة فقط كل مئة عام يستطيع أن يستمد فيها مُسخري الناي هذا النوع من القوة
    Avatar'ın yüz yıldır görünmediğini sen de biliyorsun. Open Subtitles أنت تعلم ان الأفاتار لم يره أحد منذ مئة عام
    Bu, insanları yaralayan ve hatta öldüren yaklaşık 100 yıllık bir problem. TED هذه مشكلة تتسبب بإصابة و قتل البشر لمدة تزيد عن مئة عام
    Kilise, yüz yılı aşkın süredir... terk edilmiş durumda. Open Subtitles في الوقت الحالي، هذه الكنيسة قد هُجِرت لأكثر من مئة عام.
    İlk yüz sene çekilecek dert değil, ama gittikçe kolaylaşır. Open Subtitles يا رجل، أول مئة عام لا تطاق لكنها تصبح أسهل
    Biraz üzgün görünüyordu, çünkü yüz yıl önce, onların gelip sahip olunan her şeyi aldığını söyledi. TED كان يبدو حزينا قليلا , لانه قال , انه منذ مئة عام ذهبوا واخذوا كل شيء من من يملكون
    Ve yüz yıl geçse de bu değişmeyecek. Open Subtitles لم يكن ما نفلعه مضحكاً يا صديقي, ولن تتغير هذه الحقيقة ولو بعد مئة عام.
    yüz yıl evvel; 1859 yılında bu odada 41 çocuk oturuyordu ve hepsine, şu anda her sömetr başında sizleri karşılayan soru soruldu. Open Subtitles منذ مئة عام مضت، في 1859 جلس 41 ولداً في هذه الغرفة و سئلوا نفس السؤال
    yüz yıl önce, beyaz çarşaf giyer ve üzerimize tazılarını salarlardı. Open Subtitles . لمن يعذبنا ،منذ مئة عام ... كانوا يضعون ملاءة بيضاء
    Bu yeri cidden ne zaman açtı. Bir yüzyıl önce. Open Subtitles عندما إفتتح جدّي هذا المكان منذ مئة عام مضت
    Bu yeri cidden ne zaman açtı. Bir yüzyıl önce. Open Subtitles عندما إفتتح جدّي هذا المكان منذ مئة عام مضت
    Son bölümde, yüzyıl önceki olayların, Open Subtitles في الحلقة الختامية، سأقتفي كيف ضاهت الأحداث قبل مئة عام
    Ve neredeyse Bir asır önce olanlardan ötürü. Open Subtitles وعلى الأشياء التي حدثت قبل أكثر من مئة عام.
    Elbette! Bir asır da sürse beklerim. Open Subtitles .سأنتظركِ .حتى لو تطلب الأمر مئة عام
    Bir asır önce Ogdy halkımızı günahları için cezalandırdı. Open Subtitles منذ مئة عام "أوغدي" عاقب شعبنا بسبب خطاياهم
    Üç gün içinde mavi ay tekrar ortaya çıktığında ki her yüz yılda bir gerçekleşir, onları bana getirirsen sana olabilecek en mükemmel çocuğu garanti ederim. Open Subtitles وبعد ثلاثة أيام، القمر الأزرق سيظهر مُجدداً، إنه يأتي مرة لكُل مئة عام. أحضروهم..
    "Her yüz yılda bir, küçük bir kuş gelir..." Open Subtitles ،كل مئة عام" "يأتي طير صغير
    Biz yüz yıldır, bunu yapmak istedik. TED أردنا القيام بذلك لأكثر من مئة عام.
    Dört yüz yıldır, sadece düzgün bir şekilde Open Subtitles منذ مئة عام حاولوا بشدة أن يقبلوها فقط
    Doğru, ama gerçekte o savaş yaklaşık 100 yıllık bir öfke birikiminin neticesiydi. Open Subtitles صحيح ، لكن في الواقع المعارك كانت تحشد الطاقات منذ مئة عام تقريبا
    Biliyorsun, üçümüz yüz yılı birlikte çalışarak ve ...Mikaelson'lar olduğumuza inanarak, kaçarak geçirdik ve babanı biliyordun. Open Subtitles لعلمك، أمضى ثلاثتنا مئة عام نتعاون معًا ونفرّ معًا ظانّين أننا آل (مايكلسون)، وإنّك علمت شيمة أبيك.
    yüz sene önce doğmuş olsaydım, yaşamımdaki büyük kararlar benim için verilmiş olacaktı -- yani doğduğum kasabada yaşıyor olacaktım; büyük olasılıkla babamla aynı işte çalışıyor olurdum ve muhtemelen annemin seçmiş olduğu bir kadınla evli olurdum. TED و إن كنت قد ولدت قبل مئة عام من ذلك العام فاني موقنٌ ان قراراتي الكبيرة .. كانت قد اتخذت بدون استشارتي اعني انني كنت حينها سأبقى في قريتي التي ولدت فيها وربما سوف ادخل نفس النطاق الذي يعمل فيه والدي وربما سوف اتزوج امرأة تختارها لي والدتي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد