Sonra şişe büyülü olduğu sürece tek yapmak gereken içine bir kibrit atmak. | Open Subtitles | عندها مادامت الحاوية تحتَ التعويذة وكل ماعليكِ فعله بعدها هو رميها في المعركة |
Güneş doğup battığı sürece. Gündüz ve gece olduğu sürece. | Open Subtitles | مادامت الشمس تشرق وتغرب، مادام يوجد النهار والليل |
Sağlıklı olduğu sürece bağışıklık sistemi tenyanın varlığından bile haberdar olmaz. | Open Subtitles | مادامت البيضة سليمة لا يتعرف عليها الجهاز المناعي |
Beklediğim gibi, Ryuk'un ÖIüm Defteri bende olduğu sürece, Rem'in defterini bıraksam da tanıdığım Rem hala hatırımda. | Open Subtitles | كما اعتقدت، مادامت مذكرة ريوك للموت معي فستبقى ذاكرتي عن رم |
Majesteleri kuzeyli kraliçe hayatta kaldığı sürece ihanet senaryoları hiç bitmeyecek! | Open Subtitles | أيُها الملك , مادامت الملكة التي بِجانب الشِمال على قيد الحياة فعندها التخطيط لِلمؤامرات لن يتوقف أبداً |
Komada kaldığı sürece, Serveti o kontrol edecek. | Open Subtitles | مادامت بغيبوبة فإنه من يتحكم بالثروة |
Araştırmam var olduğu sürece, dünya hâlâ benim olabilir. | Open Subtitles | مادامت أبحاثي في حوزتي سيكون العالم كله مُلكي |
Yani sizinle ilişkide olduğu sürece önden gitmesi gerekmiyordu. | Open Subtitles | إذن مادامت في علاقة معكّ لم يُحتم عليها تولي القيادة؟ |
Ve kurt sağlıklı olduğu sürece, bağışıklık sistemi orada olduğunu fark etmez bile. | Open Subtitles | -لكل مكان مادامت البيضة سليمة لا يتعرف عليها الجهاز المناعي |
Son kalan o olduğu sürece bakirenin ölümü seçenekseldir. | Open Subtitles | موت "العذراء" إختياري مادامت بقيت للنهاية |
Sağlıklı olduğu sürece. O zaman ne yapacağız? | Open Subtitles | مادامت سليمة ماذا نفعل؟ |
Top olduğu sürece. | Open Subtitles | مادامت الكره موجوده |
Sağlıklı olduğu sürece. Ne yapacağız? | Open Subtitles | مادامت سليمة ماذا نفعل؟ |
Bebeğimin ihtiyacı olduğu sürece hiç biryere gitmiyorum | Open Subtitles | مادامت ابنتى تحتاج لى لن أرحل |
Onaylayana kadar ona hiçbişey vermicem, Çünkü o New yorkta kaldığı sürece, | Open Subtitles | {\pos(190,210)}،لن أعطيها أيّ شيء لتستنكرهُ لأنّها مادامت في (نيويورك)، |