Dediğim gibi, yanında konuşacak bir kız arkadaşının olmasını gerçekten harika. | Open Subtitles | مثل ماقلت , إنه من الرائع فعلاً .أن أحظى بصديقة هنا لكي أتحدث معها |
Hayır ama herkesi de aynı anda bulamıyoruz. Ama Dediğim gibi, tekrar geleceğiz. | Open Subtitles | كلّا , إنهم غير متواجدين جميعهم، عندما طرقنا, لكن مثل ماقلت, سنعود. |
Ne dediğin hakkında fikrim yok ama, inanıyorum ki onu elde ettik. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة عن ماقلت ولكن اعتقد اننا قدرنا عليه |
dediğin gibi, elektroşok tedavisi reseptörlerdeki ilaçı vurup çıkarması gerekir. | Open Subtitles | العلاج بالصدمات الكهربائية يجب ان تخرج الدواء من المستقبلات, مثل ماقلت. |
- Güreş seyrediyordum. Sana söylediğim gibi kitapları kütüphaneye geri götürdü mü? | Open Subtitles | هل ارجعت هذه الكتب الى المكتبه مثل ماقلت لك؟ |
Ne dediğimi duydunuz mu? Kaldırın dedim. | Open Subtitles | هل سمعتم ماقلت , أرفعوها |
- Lütfen şuan dediğini tekrar et. - Bir çocuğu şehirde büyütmek çok zor. | Open Subtitles | ارجوك كرر ماقلت الان انه من الصعب جدا تربيه الطفل في المدينة |
Yani, ona ne söylediğimi anlatın ve bırakın öyle olsun. | Open Subtitles | لذا ستقول له ماقلت وتنهي الامر |
Geçen sene sana o şarkıyı ithaf ederken Söylediklerimi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر ماقلت عندما أهديت لك تلك الأغنية في السنة الماضية |
Dediğim gibi düşüneceğim birkaç aday daha var. | Open Subtitles | ،مثلَ ماقلت , لديّنا عدة طلباتٍ للعمل لكيّ نفكرَ بها |
Dediğim gibi hiçbiri gerçek değildi. Ama onun için gerçekti. | Open Subtitles | مثل ماقلت, لم يكن حقيقياً - لكن كان حقيقياً بالنسبة لها - |
Fakat, ben, Dediğim gibi demiş miydim? | Open Subtitles | ... لكن , أقصد , مثل , مثل ماقلت هل قلت ذلك ... ؟ |
Çünkü Dediğim gibi, bunu o boru hattı hayali için istifliyor. | Open Subtitles | .لأنه مثل ماقلت , خصصها لذلك الحلم |
Çünkü dediğin gibi 7. Horace vasiyet bırakmadı. | Open Subtitles | لانك ، مثل ماقلت هوارس السابع لم يترك وصية |
dediğin gibi, başka ne olabilirdi ki? | Open Subtitles | انه مثل ماقلت كم من الأشياء يمكن أن يكون؟ |
dediğin gibi adamı kamyona koydum. | Open Subtitles | لقد وضعته في الشاحنه مثل ماقلت |
Geçen hafta partide söylediğim şeyler için üzgünüm. | Open Subtitles | انظر, لقد أردت القول فقط أنني لم أعن ماقلت في الحفلة الأسبوع الماضي |
Bir anlamı var mı bilmiyorum ama dersin hakkında söylediğim her şeyde ciddiydim. | Open Subtitles | لاجل مايستحق لقد عنيت كل ماقلت , عن محاضراتك |
söylediğim miktar bende olsaydı zaten onu alırdım. | Open Subtitles | لو كان لديّ ماقلت أنّه لدي هذا ما سأحصل عليه |
Ne dediğimi duydunuz mu? | Open Subtitles | ماذا قلت ؟ هل سمعت ماقلت لك |
Ne dediğimi hatırlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتذكرين ماقلت لكِ أليس كذلك؟ |
Ne dediğini bilmiyorum ama başlayalım. | Open Subtitles | لااعلم ماقلت لكن فلنبدأ |
söylediğimi yap dostum, yaptığımı değil... | Open Subtitles | افعل ماقلت لك وليس ماقمت به انا |
Söylediklerimi boş ver, şoktayım ben. | Open Subtitles | تجاهل ماقلت لك كنت أتكلم تحت تاثير الصدمة |