ne hissettiğimi ve ne düşündüğümü tarif edemem. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع ان اصف ما أشعر به و لا ما أفكر فيه |
Hadi ama Daisy, senin hakkında ne hissettiğimi biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هيا ديزى ، أنتى تعلمين ما أشعر به تجاهكِ أليس كذلك ؟ |
Tek hissettiğim şey kocaman bir kum pudingi içinde tıkılıp kaldığımız. | Open Subtitles | حسب ما أشعر ، فنحن عالقون في صحن كبير من بودنغ الرمال |
Ama son zamanlarda bu meseleyi düşünüyordum ve nasıl hissettiğimi. | Open Subtitles | لكنني فكرت فيها مؤخراً، و هذا ما أشعر به فعلاً. |
- Çünkü Rachel 'la olanların sana karşı hissettiklerimle hiç ilgisi yoktu. | Open Subtitles | لأن ما يجري مع راشيل ديه علاقة مع ما أشعر به عنك شيئا. |
Gerçek anlamda değil tabii, ama öyle hissediyorum. | Open Subtitles | .. أعرف بأنّ هذا غير صحيح و لكن هذا ما أشعر به |
neler hissettiğimi söylersem sizlere garip gelecektir | Open Subtitles | ستفكر بأن هذا غريباً عندما أحاول أن أشرح ما أشعر به |
İnsanlar hakkında ne hissettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنه ملئي بالناس وأنتِ تعلمين ما أشعر به نحو الناس |
ne hissettiğimi bilemezsin bile. | Open Subtitles | أنتَ لا تعرف أي شيء عن كيفية ما أشعر به. |
Daha sonradan bunları yeniden yapılandıracaklar yani, tıpkı benim kendi anılarım, kendi yaşadıklarımmış gibi böylece başka insanlar da gerçekten benim şuan ne hissettiğimi anlayabilecek. | TED | سيتمكنون لاحقًا من اعادة تشكيل هذا مثل، ذاكرتي الفعلية، مثل الخبرات الفعلية، حتى يتسنى للآخرين الشعور بمثل ما أشعر به الآن. |
Bir kez olsun gerçekten ne hissettiğimi söylemek istedim. | Open Subtitles | لهذا الأستعراض اليومي من الجنون الذي يكّـون الأخبار مرة واحدة فقط... عندما أردت قول ما أشعر به حقا |
O zaman ne hissettiğimi anlayamazsınız. | Open Subtitles | إذاً لا يمكنكِ أن تعرفي ما أشعر به |
Hakkında ne hissettiğimi çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف جيداً ما أشعر به ناحيتك |
Hatta hemen şimdi, burada aramızda olanlar bile inan bana arkadaşlarıma karşı hissettiğim şey bu değil. | Open Subtitles | حتى هنا والآن. ما يحدث بيننا أعدكِ،هذا ليس ما أشعر به تجاه أصدقائي. |
Dürüst olursam, hissettiğim şey görünmek ya da görünmemek. Gerçek dışı. | Open Subtitles | ما أشعر به هو أنني غير مرئية كلا، ليس كذلك، بل وهمية |
Şu an hissettiğim şey de bu işte. | Open Subtitles | هذا ما أشعر به ، نوع من التوافق مع حلمى |
Bu konu hakkında nasıl hissettiğimi sana dürüstçe söylemeliyim. - Ne? | Open Subtitles | يجب أن نتكلم يجب أن أكون صادقة في ما أشعر حيال ذلك |
Kayıt için söylüyorum, yüzüme sefil terör senin en iyi arkadaşın hakkında nasıl hissettiğimi bütünüyle söylemen doğru bir yansıması değildir. | Open Subtitles | للعلم ، فموضوع الرعب الظاهرعلى وجهي لا يعكس تماما ما أشعر به اتجاه صديقتك المفضلة |
Martha, o adama karşı hissettiklerimin sana karşı hissettiklerimle bir alakası yok. | Open Subtitles | مارثا، وكيف أشعر حول أن الرجل لديه للقيام مع ما أشعر به عنك شيئا. |
Ben de öyle hissediyorum. Dinle, kapatmalıyım. | Open Subtitles | ذلك ما أشعر به أيضاً إنصت، يجب عليّ الذهاب. |
neler hissettiğimi tartışmak yerine, | Open Subtitles | إسمعي، بدلاً من مناقشة ما أشعر بهِ شخصياً، |
ve büyükannenin köylülerden ısrarla Hyun Sook'a da kendisine davrandıkları gibi davranmalarını talep ettiğini daima hissettim. | TED | وكنت دائما ما أشعر أن الجدة كانت دائما ما تصر على طلب أن يعامل أهل القرية أون سوك بالاحترام نفسه الذي يعاملونها به. |
Siz benimle konuştuktan sonra kendimi çok daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | -إننى دائماً ما أشعر أننى أفضل حالاً حين تتحدث إلى |