Bir aydır bu fosili inceliyordum, ne olduğunu şimdi anladım. | Open Subtitles | لقد كنت احدق في هذه الاحفورة لاكثر من شهر ثم ادركت اخيرا ما تكون |
Onu canlandırıp yalıtmaya, ne olduğunu anlamaya çok çalıştım. | Open Subtitles | ظللت أحاول إعادة إنشائها وعزلها ، ومعرفة ما تكون |
Aaron, oraya gittiğinde ve arıza güvenlikli makineyi çalışır bulduğunda... onun ne olduğunu tam anlamıyla... bildiğini söyledi. | Open Subtitles | سيفسر آرون أنه عندما ذهب هناك ووجد آلة الفشل هناك علم تماماً ما تكون |
Bu yeni bir fikir değildi Böyle fikirler genelde yeni olmaz. | TED | لم تكن فكرة جديدة. نادرًا ما تكون أفكار مثل هذه جديدة. |
Bu karşılaşmalar genellikle mevsimsel ve çok kısa süreli olduğu için, | TED | عادة ما تكون قليلة, وعادة ما تكون مقيدة بالمواسم |
Durun, sorun yok, sanırım bu şeylerin ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | مهلاً لا بأس، أظنّني أعرف ما تكون هذه الأصوات |
Bence bu cesetlerle katil bize bir şey anlatmaya çalışıyor. - Ama daha ne olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أنّه يُحاول أن يُخبرنا قصّة بهاتين الجثتين، إنّما لا أعرف ما تكون حتى الآن. |
ne olduğunu biliyorum, siz de benim ne olduğumu biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | أعلم ما تكون وأظن أن كلاكما يعرف ما أكون |
ne olduğunu bilmiyorum ama kesin güzel bir şeydir. | Open Subtitles | لا أعرف ما تكون لكنني متأكدة بأنها رائعة |
Bunun ne olduğunu bilmiyorum ama biz yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | لا أدري ما تكون ولكننا لم نفعل أي شيء خطأ |
Planlarını gizlemeye çalışmayı bırak, çünkü onların ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كف عن محاولة إخفائك لمخططاتك لأنني أعرف ما تكون |
Belki onları kandırabilirsin ama ben, senin ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تخدعهم، لكني أعرف ما تكون. |
Eğer içini rahatlatacaksa kimse zaten tatlı barının ne olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | حسناً، لو سيصيبك هذا بشعور جيد، لا أحد يعلم ما تكون حانة الحلويات |
Ben, birilerinin tatlı barının ne olduğunu bilmesine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا اصدق أن هناك أحداً يعلم ما تكون حانة الحلويات |
Numara yapmana gerek yok. ne olduğunu görebiliyorum. Nasıl bu hâle geldin? | Open Subtitles | ليس عليك أن تتظاهر أنا أعرف ما تكون عليه |
İşte böyle oluyor. ne olduğunu unutuyorum. | Open Subtitles | أترى، هذا ما يحدث أنسى ما تكون |
Şehir tankları genelde çok çeviktir ama bu yavaş görünüyor. | Open Subtitles | دبابات المدينة عادة ما تكون رشيقة ولكن هذه تبدو بطيئة |
Bu problemlerin en derinleri de genellikle HIV vakalarının en ağır olduğu ülkelerde. | TED | هذه المشاكل غالبًا ما تكون الأكثر خطورة في البلدان ذات العبء الأكبر لهذا الفيروس. |
Bu her zaman için Spartalı bir ananın en zor anı olmuştur. | Open Subtitles | دائما ما تكون فترة صعبة على كل أم إسبارطية |
Nesin sen, canı istediğinde rahatsız edebileceğini düşünen bir ajan mı? | Open Subtitles | ما تكون محقّق اتحاديّ؟ -أتظنّ أنّ بوسعك مواصلة إزعاجي ... |
Beni olduğun şeye dönüştürmen için sana baskı yaptığımı biliyorum. | Open Subtitles | حسنا, اعرف انني ضغط عليك لتحولني الى ما تكون, |
Gerçek ve güzellik bilimle ilgisi olmayanlar için sıklıkla anlamsızdır. | TED | الحقيقة والجمال هي الأشياء التي غالبا ما تكون مبهمة بالنسبة للأشخاص الذين ليسوا في مجال العلوم. |
Demektir ki, bu büyük bir duygu tepkisi doğuran bir tetiklemedir, genellikle bayağı acı bir duygusal tepki, ama bu yaptığımız şeylerden biri. | TED | إنها تعني شيء يحفز عدة انفعالات عاطفية عادة ما تكون انفعالات حزينة ولكنها جزء من عملنا |
Birinin kalıntıları sık sık yada ilk defa görmesi... ...çok heyecan vericidir. | TED | وهذه الأمور مثيرة جدا، وأنها غالبا ما تكون كذلك فقط، أو للوهلة الأولى، لأي شخص يرى البقايا في أي وقت. |