Felç geçirmişti ve gerçekten çok hastaydı. Bu yüzden bana ne yapacağımı söyleyemiyordu. | TED | حصل السكتة دماغية، وأنه كان حقاً، حقاً مريضة، حتى أنه حقاً لا يمكن أن يقول لي ما يجب القيام به المرة المقبلة. |
İşler kontrolden çıktı ve ne yapacağımı bilemedim ve sonra benim için her şeyi değiştiren bir şey oldu. | TED | كانت الأمور خارجه عن السيطرة ولم أكن أعرف ما يجب القيام به، ولكن شيئ ما حدث أدى إلى تغير كل شيئ بالنسبة لي. |
Mevcut durum göz önüne alındığında kulağa imkânsız geliyor ama insanlık zaten ne yapacağını biliyor. | TED | فبحسب الوضع الحالي يبدو ذلك مستحيلًا، ولكن البشرية تدرك بالفعل ما يجب القيام به. |
Size Ne yapacağımızı karar verene kadar burada uslu uslu durun. | Open Subtitles | كنت الأولاد الجلوس حتى نحن معرفة ما يجب القيام به معك. |
Orada olacağım ve sen ne yapmam gerektiğini söyleyeceksin. | Open Subtitles | أنا ستعمل يكون هناك و كنت ستعمل يقول لي ما يجب القيام به. |
Ne yapılacağını biliyorum. Fakat bir iki konuda yardımın lazım. | Open Subtitles | أعرف ما يجب القيام به، لكنّي أحتاج إلى شيئين منك. |
Yapılması gereken şeyi yaptın, her zaman yaptığın gibi. | Open Subtitles | فعلت ما يجب القيام به، تماما كما تفعل دائما. |
- Burada duracaksın, sana ne yapman gerektiğini söyleyecekler. | Open Subtitles | البقاء هنا. انا اقول لكم ما يجب القيام به. |
Ağladığı için ne yapacağımı bilemiyordum, ona biraz zaman verdim, bu durum William'ı sınıra getirmişti | TED | وبينما كانت تبكي، لم أعرف ما يجب القيام به لذلك أعطيتها مساحتها، و ويليام كان لديه ما يكفي |
ne yapacağımı bilemedim! | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما يجب القيام به أنا لا أعرف ما يجب القيام به |
Tuhaf olan, normalde bana ne yapacağımı söylemesi beni deli ediyor. | Open Subtitles | الشيء الغريب هو عندما يقول لي ما يجب القيام به في الحياة هذا يدفعني للجنون. |
- Ve bebek geliyor.. ..bense ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | ولكن أنا فقط لم يفكر لقراءة الجزء حول ما يجب القيام به عندما يأتي الطفل. |
Leroy mu? O ne yapacağını bile bilmez! | Open Subtitles | يروي لن تعرف حتى ما يجب القيام به مع ذلك. |
Aynı zamanda çerçevelemeye uygun olmayan onca düğün fotoğrafıyla ne yapacağını da bulmuştu. | Open Subtitles | وقالت انها ترد على ما يجب القيام به مع تلك البراهين وليس مناسبة للتأطير. |
ne yapacağını sen daha iyi bilirsin. Hep bildin. | Open Subtitles | تعرفين ما يجب القيام به لطالما كنتِ كذلك |
Elimizdeki tüm bu güç ile Ne yapacağımızı, eğer bir ahlaki çerçevemiz yoksa nasıl bilebiliriz ki? | TED | كيف لنا أن نعرف ما يجب القيام به بكل السلطة التي نملكها إذا لم يكن لدينا إطارا أخلاقيا ؟ |
Eğer bize Ne yapacağımızı söylemezse biz nasıl bileceğiz? | Open Subtitles | كيف يفترض بنا أن نعرف ما يجب القيام به. إذا لم يكن هنا ليخبرنا؟ |
Çünkü seriyi yazma zamanı geldiğinde onunla Ne yapacağımızı bilemedik ve sonunda onu bayılttık. | Open Subtitles | لأنه عندما كان الوقت لكتابة تتمة، لم نكن نعرف ما يجب القيام به معها، ونحن في نهاية المطاف يطرق لها للخروج. |
ne yapmam gerektiğini söyleyen dostlarım vardı. | Open Subtitles | حصلت بعض الأصدقاء يقولون لي ما يجب القيام به. |
Her zaman ne yapmam gerektiğini söyler ve bana istediğini yaptırmaya çalışırdı. | Open Subtitles | تقول لي دائمًا ما يجب القيام به و إجباري على فعل ما تريده |
Yaptığın tek şey bana bir çocukmuşum gibi davranıp sürekli ne yapmam gerektiğini söylemekten ibaret. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو علاج لي مثل طفل، تقول لي ما يجب القيام به في كل وقت. |
Amcam bana gerektiğinde Ne yapılacağını söyledi... Keşke o da olsaydı. | Open Subtitles | عمي قال لي ما يجب القيام به إذا ما قبض عليه فى أي وقت |
Birlikte yürüyeceğiz ve size Ne yapılacağını anlatacağım. | Open Subtitles | سنتجول معا وانا اقول لكم ما يجب القيام به |
Yapılması gereken şeyi gördüm. | Open Subtitles | رأيتُ ما يجب القيام به |
Tanrı'nın mektupları ne yapman gerektiğini söylemesine izin ver. | Open Subtitles | اترك الأمر إلى الله أن يقول لك ما يجب القيام به معهم. |