Bu demek oluyor ki, doğada herhangi bir yerde gerçekleşmiyor, fakat bir laboratuvarda farklı endüstriyel ortamlara uygulanmak için insanlar tarafından üretiliyor. | TED | ما يعني أنه لا يتواجد بأي مكان في الطبيعة، لكنه صنع بواسطة بعض الناس في أحد المعامل للتطبيق في إعدادات صناعية مختلفة. |
Bu demek oluyor ki tek bir defa gökyüzünü haritalayamayız. | TED | ما يعني أنه لا يمكننا رسم خريطة للسماء مرة واحدة فقط. |
Bu da demektir ki şiddet ne kadar yıkıcı ve feci olsa da, eğer insanlar onu tek seçenek olarak görürlerse, kullanırlar. | TED | ما يعني أنه مهما كان العنف مدمرًا أو رهيبًا، لو رآه الناس الخيار الوحيد، فسيستعملونه. |
Bu da demektir ki, onun gerçekten nasıl davranacağını veya fiziksel evrenimizle eşleşip eşleşmediğini kestirmek indirgenemez derecede zordur. | TED | وهو ما يعني أنه سيكون من الصعب التعرف على ماهية سلوكها، و مدى تطابقه مع كوننا المادي. |
Bu da demek oluyor ki kurban hayattayken odadaymış. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنه كان في هذه الغرفة عندما كان لدينا الضحية على قيد الحياة. |
Bu da demek oluyor ki, geçmişe gidip zaman çizgisini etkilemeden ZPM'i alabiliriz. | Open Subtitles | ما يعني أنه بإمكاننا العودة وأخذها، دون التأثير بالخط الزمني |
Kendisi hakkinda yaniliyorsak ve gerçekten felçli ise bu yüzden cehenneme gidecegim. | Open Subtitles | ما يعني أنه لو كنا مخطئين بأمره وهو مشلول، فسأذهب للجحيم لفعلي هذا |
Bu da demek oluyor ki mermi o sırada çok hızlı değilmiş. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنه لم يكن السفر في سرعة عالية. |
Bu da demek oluyor ki geçen ay taşındığında kiler çoktan yıkılmıştı. | Open Subtitles | ما يعني أنه عند إنتقالك للمسكن في الشهر المنصرم |
Bu arada bende arabaları önden kayda alıyordum bu da demek oluyor ki benim sürücülerim, aynı ana karakter gibi görünmek zorunda. | Open Subtitles | في الأثناء، كنت أُصور السيارات من المقدمة، ما يعني أنه ينبغي بسائقيَ أن يبدوا تماماً كالممثلَين الرئيسين |
Bu da demektir ki, vurulduğunda camın önünde 45 ile 60 santimetre arasında duruyordu. | Open Subtitles | ما يعني أنه كان واقفاً على بعد بين 45 و60 سنتيمتر أمام الغرض الزجاجي قبل أن يصاب بالطلق الناري |
Bu da demektir ki, sadece biriyle değil, herhangi biriyle konuşmaya dünden razı. | Open Subtitles | ما يعني أنه لم يكن بصدد التحدّث مع شخص ما بل مع أيّ شخص |
Bu da demektir ki, seni kamerada görmemeliydim. | Open Subtitles | ما يعني أنه لم يفترض لي أن أراك على الكاميرا |
O zaman borcumuzu tam olarak ve çabuk ödememiz lazım Bu da demektir ki fonları almam lazım aceleye gerek yok. | Open Subtitles | لذا علينا دفع ديننا باكامل وعلى الفور ما يعني أنه علي كسب بعض المال وبسرعة أيضا |
Bu da demektir ki onu sorgulamak için hazır olmalıydı. | Open Subtitles | للادعاء، ما يعني أنه يجب أن يكون مستعدًا لمساءلتها. |
Kendisi hakkında yanılıyorsak ve gerçekten felçli ise bu yüzden cehenneme gideceğim. | Open Subtitles | ما يعني أنه لو كنا مخطئين بأمره وهو مشلول... |