Evet, benim duyduğum da buydu. Lastik patlamadan hemen önce. Haklısın. | Open Subtitles | أجل، هذا ما سمعته أنا مباشرة قبل أن ينفجر إطار السيارة |
Bilmiyoruz, efendim. İçeri girmeden hemen önce internet bağlantısını kaybettik. | Open Subtitles | لقد فقدنا وصلة الإنترنت لدينا مباشرة قبل أن يتحرك الفريق |
Trepkos kamerayı yok etmeden hemen önce elimize ulaştılar. | Open Subtitles | هم أرسلوا مباشرة قبل حطّم تريبكوس آلة تصويره. |
9:47'deki transferden hemen öncesinde ve sonrasında kumarhanenin içinde bir telefonu aramış. | Open Subtitles | لقد إتّصلت برقم داخل الكازينو مباشرة قبل وبعد إجراء ذلك التحويل في الـ09: 47. |
Cinayetten hemen öncesinde güvenlik kameraları da kapatılmış. | Open Subtitles | كانت آلات التصوير الأمنية مطفأة مباشرة قبل جريمة القتل |
Ancak 1950'lerin sonunda, Sivil Haklar Hareketi'nin hemen öncesinde, Chubby Checker ve Dick Clark, Twist'i popüler bir hâle getirmişti. | TED | و لكن في أواخر الخمسينات، مباشرة قبل حراك الحقوق المدنية، انتشرت ال(تويست) عن طريق (تشوبي تشيكير) و (ديك كلارك). |
Bu döngü erimeye neden oluyor, ama bozulmadan hemen önce kendi yapılarının bilincine varıyorlar. | Open Subtitles | و تؤدي تلك الحلقة بعد إلى الإنصهار لكن بصورة مباشرة قبل ان يتحطمون حتى يدركوا تركيبهم الخاص |
Nasıl bilemiyorum ama, kazadan hemen önce uyandım. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف لكنّي إستيقظت مباشرة قبل التحطّم. |
Arkadaşım Gary ortağınızdan hemen önce kaçırıldı. | Open Subtitles | رفيقي، غاري، حقّ؟ هو إختطف. مباشرة قبل شريكك. |
Buraya gelmeden hemen önce. | Open Subtitles | حصلت عليها مباشرة قبل أن أتى الى هنا هل كنت معك؟ |
Gelmeden hemen önce olduğunu dü sündüm. 911'i aradım. | Open Subtitles | وفهمت أنه تلقاها مباشرة قبل وصولي لذا اتصلت بالطوارئ |
Ama bu özel bir saat. Annem ölmeden hemen önce vermişti. | Open Subtitles | هذه مميزة، أمي أعطتها لي مباشرة قبل وفاتها |
Beni dışarı çıkarmadan hemen önce. | Open Subtitles | في تلك اللحظة مباشرة قبل أن تسحبني إلى الخارج |
Evet, yeni reçeteyi vermeden hemen önce. | Open Subtitles | نعم مباشرة قبل أن يعطيني هذه الوصفة الجديدة |
Görgü tanıkları çarpışmadan hemen önce ön camın esrarengiz bir şekilde patladığını görmüş. | Open Subtitles | رأى الشهود الزجاج الأمامي مهشما بغرابة مباشرة قبل الحادث |
Veya Nigel Farage'nin, Julian Assange ile toplantılarının tuhaf zamanlaması ve Trump'ın arkadaşı Roger Stone ile -şu an soruşturmada- iki büyük WikiLeaks yayını hemen öncesinde, ikisi de Donald Trump'ın menfaati yönünde oldu. | TED | أو التوقيتات الغريبة لمقابلات "نايجل فاراج" مع "جوليان أسانج" أو مع رجل "ترامب"، "روجر ستون" الاَن متهم، مباشرة قبل اثنين من تبيانات "ويكيليكس" الضخمة، كلاهما حدثوا لمصلحة "دونالد ترامب". |