Kavramsal bir sanatçı olarak zorlu sohbetleri teşvik etmek için sürekli yaratıcı yollar arıyorum. | TED | كفنان تصوري، أبحثُ باستمرار على وسائل مبتكرة لإثارة المناقشات الجريئة. |
Dünyadaki herkes müzikal fikirleri kopyalayıp, yaratıcı şekillerde kullanmakta serbest. | TED | مسموح لكل شخص في العالم أن يجهّز أو ينسخ أفكاراً موسيقية، ويستخدمها بطرق مبتكرة. |
Maliyet kazanca bağlanırsa, üniversite yöneticileri daha idareli harcamaya ve bunu yapmanın yaratıcı yollarını bulmaya mecbur kalırlar. | TED | بربط التكلفة بالدخل، سيضطر مدراء الجامعات لتحديد التكلفة على نحو أفضل، ولإيجاد طرق مبتكرة لفعل ذلك. |
Bu da normaldir, çünkü aslında bu yaklaşım yenilikçi değildir. | TED | والذي هو مناسب، لأنه في الواقع، هذه المقاربة ليست مبتكرة. |
Günün sonunda, şehirlerinin en büyük problemlerine yenilikçi çözümler üretmeye başlamışlardı. | TED | وفي نهاية اليوم، كانوا قد أوجدوا حلولا مبتكرة لأحد أكبر التحديات التي تواجه مدينتهم. |
Bundan nefret ediyorum. Çok orijinal ve ilgi çekici şeyleri nasıl su yüzüne çıkartabiliriz? | TED | وأنا أكره ذلك. كيف يمكننا نبرز هذه الأشياء إلى السطح وهذه ربما مبتكرة ومثيرة للاهتمام حقاً؟ |
Lovelace'a göre, bir makinenin zeki olarak nitelenebilmesi için orijinal fikirler üretebiliyor olması gereklidir. | TED | وفقاً لـلافليس، يجب أن تكون الآلة قادرة على خلق أفكاراً مبتكرة إذا كان علينا اعتبارها ذكية. |
Birçok banka sadece girişimcilere bu bağışı yapar ama Standard Bank yaratıcı düşündü. | TED | وتبرعت البنوك فقط لرواد الأعمال لكن فكر البنك البريطاني بطريقة مبتكرة |
İronik olarak, gece kulübünün o gürültülü, duman kaplı.... ortamında, Eudora Fletcher davada büyük bir ilerleme sağlayacak, son derece akıl dolu ve yaratıcı bir plan geliştirir. | Open Subtitles | المفارقة ، أنه في هذه الأجواء الصاخبة والمزعجة.. في الملهى إلا أن الدكتورة فليتشر.. خطرت لها فكرة مبتكرة وذكية.. |
Disiplin söz konusu olduğunda bazen yaratıcı olmak gerekir. | Open Subtitles | عندما يصل الأمر للنظام يجب أن تكوني مبتكرة |
Her ziyaretle, bu övgüler giderek daha yaratıcı bir hale geliyordu. | Open Subtitles | و مع كل زيارة تلك المراسم اصبحت مبتكرة أكثر فأكثر |
Prusya'nın hevesi yaratıcı çalışma yöntemleri doğurdu. | Open Subtitles | التطلعات البروسية ولدت أساليب عمل مبتكرة |
yaratıcı veya orijinal düşünmek senin ilgi alanın değil ve tilki avında sürekli kaybetmenin nedeni de bu. | Open Subtitles | .. أن هذه ليست نقطة قوية فيك .. بأن تفكري بطريقة خلاقة ، أو طريقة مبتكرة .. |
Sahalara dönüşümün şerefine hatunlara çakmanın yaratıcı bir yolunu bulamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكير في طريقة مبتكرة لمضاجعة الفتيات والتي بها أكرم عودتي للعبة مرة أخرى |
Gözlerini kapalı tut ve açmadan önce şunu hatırla: 20 senedir bana muhteşem, yaratıcı ve düşünceli hediyeler verdin. | Open Subtitles | ابقى عيناك مغلقة وقبل أن تفتحها تذكر أنه طوال 20 سنة كنت تقدم لي هدايا مبتكرة و مثالية |
Bu sebeple karşı karşıya olduğumuz bu sorunların bazılarını çözmek için yenilikçi yollar bulmak zorundayız. | TED | لذلك يجب ان نجد طرق مبتكرة لحل بعض هذه المشاكل التي نواجهها |
Gerçekten de bu sorunları tanımlamaya ve bunu bu sorunları çözecek yenilikçi ve zarif tasarım çözümlerine bir temel olarak kullanmaya başladığımızı bir düşünün. | TED | لذا تخيلو اذا حقا بدأنا في تحديد المشاكل و استخدمنا ذلك كاساس لايجاد حلول تصميم مبتكرة وأنيقة لحل تلك المشاكل |
Bu yüzden, eğer bu dünyada daha sürdürülebilir bir şekilde yaşamak istiyorsak, bu sorunlara daha akıllı, daha sisteme dayalı, yenilikçi çözümler bulmalıyız. | TED | يجب ان نجد طرق اكثر ذكاء , حلول مبتكرة تعتمد على الانظمة لحل هذه المشاكل اذا اردنا ان نعيش في هذا العالم بطرق مستديمة |
Mikro kredi, piramidin altındakilerin finansal erişimlerini genişletmek için çok iyi ve yenilikçi bir yol oldu. | TED | كانت القروض الصغرى جيدة، وطريقة مبتكرة لتوسيع الاستفادة من التمويل لصالح أسفل الهرم. |
İlk bakışta, bir makinenin böyle yüksek kalitede orijinal müzik yaratması düşüncesi imkânsız gibi görünebilir. | TED | باللمحة الأولى، فكرة آلة تؤلف موسيقى مبتكرة عالية الجودة بهذه الطريقة قد تبدو مستحيلة. |
orijinal kod engelleyici gerçekten çok yenilikçi bir şey. Ama? | Open Subtitles | . مجموعة الاكواد الاصلية كانت حقا مبتكرة |