ويكيبيديا

    "مبدأ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • prensip
        
    • İlkesi
        
    • ilke
        
    • prensibini
        
    • kavram
        
    • kural
        
    • Prensipleri
        
    • kuralı
        
    • Prensipte
        
    • ilkesine
        
    • ilkesinin
        
    • prensibi
        
    • ilkeye
        
    • kavramına
        
    • temel
        
    Kendine prensip sahibi diyebilirsin, ama aslında yaşlı ve inatçı bir aptalsın. Open Subtitles قد تدعو نفسك ذو مبدأ لكن ما أنت حقأ هو أحمق عنيد
    Hayır, Cindy. Bu bir prensip meselesi, insanlar beni itip kakamayacak. Open Subtitles لا سيندي هذه قضية مبدأ وانا لن اتابع الكلام عن هذا
    Bence bu çok güzel temel bir prensip, refah konusunu tutundurmaya çalışan tüm ülke grupları için. TED أعتقد أن ذلك مبدأ أساسي وجيد لأي مجموعة من الدول تركز على تعزيز الرفاهية
    Ancak işin özünde bahsettiğim temel tasarım ilkesi yatıyor, herkesin menfaatinin düşünülmesi tercihi. TED لكن في الجوهر، إنه مبدأ التصميم الأساسي، هذا الاختيار عمّا إذا كنا سنقرر الإعتناء بالجميع.
    Açıklık kavramının birden çok farklı anlama geldiğini söylemek mümkün. Medeniyetin dönüşümü açısından bu anlamlardan her birinin karşılık geldiği bir ilke var. TED حسناً، كما يتبين ، للإنفتاح عدد من المعاني المختلفة و لكل معنى مبدأ متماشي مع تحوّل الحضارة.
    Bazılarınız, ürünlerini görmüş olabilirsiniz. Onlar da, beyin sarsıntısını önlemek için fazladan yer yaratan hava prensibini kullanıyor. TED ربما اتطلع البعض منكم على أعمالهم، حيث يستخدمون نفس مبدأ الهواء لإعطاء المزيد من المساحة للوقاية من الارتجاج الدماغي.
    Son zamanlarda dikkat çeken bir hukuki kavram olduğu için toplanabileceğimizi düşündüm. Open Subtitles لأنه يوجد مبدأ قانوني جديد أخذ في شد الانتباه مؤخرا
    Fakat koruma sorumluluğu, bir anlamda, uluslararası bir prensip olarak, halkların kendi kaderini tayini etmesi fikrinden devralınmış yeni bir fikir. TED و لكن، مسئولية الحماية هي مبدأ جديد قد غطى نوعاً ما على مبادئ تحقيق الذات المسيطرة حالياً على المجتمع الدولي.
    Cezanın miktari önemsiz, Jenkins, bir prensip meselesi. Open Subtitles قيمة الغرامة ليست لها علاقة هذه مسألة مبدأ
    Öyle deme, Dryden. prensip meselesi. Open Subtitles لا تحاول هذا يا درايدن فأنا اتحدث عن مبدأ هنا
    Viyana sosyetesi, politika, felsefe, sanat yada bilimde... bir kesinlik, bir prensip arıyordu. Open Subtitles كانت يسعى المجمتع الفييني عن يقين أو مبدأ ما سواءاً كان في السياسة أو الفلسفة أو الفن أو العلم.
    prensip meselesi, senden beni desteklemeni istiyorum. Open Subtitles ،إنّها مسألة مبدأ و عليك أن تُساندني في هذا
    Eğer şiddeti önlemek için vurgulayabileceğim bir prensip varsa ki o da en önemli prensiptir işte bu Prensipte ancak "Eşitlik" olurdu. Open Subtitles ينظر اليهم نظره فوقية ويقلل من احترامهم. لو كان هناك مبدأ واحد يجب التشديد عليه وهو اهم مبدأ يتضمن
    Belirsizlik İlkesi geçerli, çünkü evrendeki her şey aynı anda hem parçacık hem de dalga gibi davranıyor. TED يتواجد مبدأ اللايقين لأن كل شيء في الكون يعمل كجسيم وكموجة في الوقت نفسه.
    Bunlardan ilkine O-ring(halka) ilkesi diyeceğim ve bu ilke yaptığımız işin türünü belirliyor. TED سأطلق على المبدأ الأول اسم مبدأ الحلقة-O، ويحدد نوع العمل الذي نقوم به.
    Dört yaşında olan bu çocuk, başarının en önemli prensibini anlamıştır bile. Ödüllendirmeyi erteleme gücünü. TED ذلك الطفل، في الرابعة، فهم أهم مبدأ للنجاح وهو القدرة على تأخير المنافع
    Birçok erkek benim bir kavram olduğumu ya da onları bütünlediğimi ya da onlara yaşadıklarını hissettireceğimi düşünürler. Open Subtitles موافق العديد من الرجال يظنونني ذات مبدأ أو أنني أكملهم أو أنني سأجعلهم أحياء
    Yargıçların, bir duruşmaya müdahil olanlarla görüşmemesi gibi bir kural vardır. Open Subtitles بالنسبة للقاضي أنها مبدأ أن لا يلتقي بأحد من الذين يخصون المحاكمة
    Evet, mimetik. Mimetik, evrensel Darwinizm Prensipleri üzerine kurulmuş bir bilim. TED أذن علم الميم تأسس علم الميم على مبدأ الدارونية العالمية
    Ancak ilkin, her sorgumuzun ardındaki, bazen görmeyi unuttuğumuz temel kuralı kısaca açıklamama izin verin. TED ولكن اسمحوا لي أن أعرج أولا، قليلًا فقط، على مبدأ أساسي و هو أننا عند كل طلب بحث أحيانًا ننسى.
    Kökleri cezalandırıcı adalet ya da kısasa kısas ilkesine dayanmaktadır dolayısıyla misilleme cinayetleri bölgede birçok ölüme neden olmuştur. TED لقد تجذر فيها مبدأ العدالة الجزائية، أو العين بالعين، وبالتالي فعمليات القتل الإنتقامي أدت إلى وفيات متعددة في المنطقة.
    Medikal ahlak bunu gerektirir, bilgilendirilmiş onay ilkesinin bir parçasıdır. TED تفرض أخلاقيات الطب ذلك فهي جزء من مبدأ الموافقة عن علم
    Yani, "Üç Numaralı Wilson prensibi": "Silah seslerinin geldiği yönden uzaklaşın!" TED لذلك, مبدأ وبيلسون الثالث: سر بعيدا عن صوت النيران.
    Doğuştan gelen her bir ilkeye ve onur kaidesine ihanet ettin. Open Subtitles ..لقد خنتي كل مبدأ و عمود شرف كان سبب في ظهورك
    Sonra protestolarının oradaki askerlere değil savaş kavramına karşı olduğunu anladım. Open Subtitles أنهم لا يحتجون على الرجال والنساء الموجودين هناك إنهم يحتجون على مبدأ الحرب
    Size en temel dogmayı hatırlatmak isterim, her insan suçu ispatlanana kadar suçsuzdur. Open Subtitles اسمحوا لي أن أذكركم بأن مبدأ القانونية الأساسية هو البراءة حتى تثبت إدانته.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد