| geç kaldığımız için özür diliyorum, ama çoğalıcılarla savaşımız kritik bir aşamaya geldi. | Open Subtitles | أنا أعتذر على حضورنا متأخرين لكن حربنا مع الريبليكيتورز تمر بفترة حرجة للغاية |
| Sınıfta geç saatlere kadar yemek yiyor ve oyun oynuyorlar! | Open Subtitles | للملاحظة , لايزالون متأخرين في صفهم يأكلون , يلعبون الالعاب |
| Ve bu arabayı cenazesine götüreceğiz, ki zaten geç kaldık. | Open Subtitles | وسوف نأخذ السيارة الى جنازته, التى نحن متأخرين عليها, الان |
| Tamam, şunları taşıyalım! Bir saat geciktik. | Open Subtitles | حسناَ،دعوا هذا الشئ يتحرك نحن متأخرين بساعة |
| Sana baskı yapmak istemem ama, programdan 15 gün gerideyiz. | Open Subtitles | لا أريد أن أضغط عليك و لكننا متأخرين 15 يوماً |
| Kamp yapmaya gitmiştik, dün gece eve geç döndük. Evdeydi yani. | Open Subtitles | لقد عدنا للمنزل متأخرين من رحلة تخييم ، ولقد كانَ هنا |
| Reuben, o senedi doğum günü partisinde duyduysan artık çok geç demektir. | Open Subtitles | روبن إذا سمعت عن أسهم حفلة عيد الميلاد وقتها سنكون متأخرين جداً |
| O zamana kadar Castillo'ların kızı için geç kalınmış olabilir. | Open Subtitles | في ذلك الوقت قد نكون متأخرين جداً على إبنة كاستيلو |
| Ambulans gelince ellerinden geleni yapmışlar ancak üzgünüm Bea, çok geç kalınmış. | Open Subtitles | فأتى الاسعاف و حاول ما بإستطاعتهم لكن أنا اسفة بي ,كانوا متأخرين |
| Partiye biraz geç kalacağız ama bu çok da önemli değil. | Open Subtitles | نحن ستكون متأخرين قليلاً على الحفله و لكنها ليست مشكله كبيره |
| Ebeveynlerimiz bizi erkenden bırakır eşimiz ve çocuklarımız fazla geç gelir. | TED | يتركنا أبوانا مبكرا، ويأتي أزواجنا وابنائنا متأخرين. |
| geç yatıp geç kalmaya biyolojik bir yatkınlıkları var, o yüzden onları rahat bırakın. | TED | لديهم استعداد بيولوجي للذهاب للنوم متأخرين والاستيقاظ متأخرين، فلتعذروهم. |
| Bence bu hep geç kalan öğrencilerin işi ve çok da zekiler. | TED | أظن أن سبب ذلك هو كون الطلاب دوماً متأخرين وأذكياء جداً. |
| 60 güneş. Bu 2 ay eder. geç gelecekler. | Open Subtitles | . ستون شمساً ، هذا يعني شهرين أنهم متأخرين |
| Benim çocuklarım yemeğe de geç kalmaz. | Open Subtitles | و لا أعرف عن أولادي أنهم ياتون إلى العشاء متأخرين. |
| - Çok geç kaldık. - Sonunda iş başında öldü. | Open Subtitles | نحن متأخرين جدا - على الأقل مات اثناء العمل - |
| İnsanın kardeşine söylemek istediği şeyler için artık çok geç olması. | Open Subtitles | كُلّ الأشياء واحد أراد القَول إلى أَخِّيه انتم متأخرين جداً. |
| Bankaya vardığımızda da, çok geç kalmış olacağız. | Open Subtitles | بحلول الوقت الذي نصل فيه الى المصرف فسنكون متأخرين جداً |
| Tut biraz Neil, zaten geciktik. | Open Subtitles | أمسكها فحسب,نيل نحن متأخرين بما فيه الكفاية |
| Pekala, parayı buluruz, oraya kimin koyduğunu öğreniriz.. ..yine de 15 yıl gerideyiz. | Open Subtitles | حسنا إذا لقد عرفنا أين المال والشخص الذي وضعه ولكننا متأخرين بمقدار خمسة عشر عاما |
| Yani biz geride kalıyoruz çünkü siz çorba almayı unuttunuz. | Open Subtitles | لذا نحن متأخرين لأنكم أنتم . نسيتم أن تحضروا الحساء |
| Zaten programın gerisindeyiz. Ted, haydi. Gece yarısına bir buçuk saat kaldı. | Open Subtitles | نحن متأخرين عن جدولنا عندنا ساعو و نصف قبل منتصف الليل .. |
| Gerçekten olayları biraz geriden takip ediyoruz. | Open Subtitles | أوتعرف أمراً ؟ أنت محق نحن متأخرين قليلاً |
| İkinci yarıda güçlendiler ve yalnız 4 sayı gerideler. | Open Subtitles | نحن الآن فى النصف الثانى, ومازالوا متأخرين بأربع نقاط |
| Bir çalışmada, öğretim geliştirme testinde yoksulluk içinde büyüyen çocukların, akranlarının neredeyse 1 yıl gerisinde kaldığı görüldü. Üstelik sadece 3 yaşındayken. | TED | في إحدى الدراسات، الأطفال الذين نشأوا في الفقر كانو متأخرين بمعدل عام دراسي عن الأطفال الأغنى وكان ذلك في سن الثالثة فقط. |
| Rüzgar esiyordu ve üç puan gerideydik. | Open Subtitles | كانت الرياح قوية وكنا متأخرين بركضة |
| Kalkanlı bir ahmağı yenemediğin için sürekli gecikiyoruz. | Open Subtitles | ونحنُ متأخرين بإستمرار، لأنّك لا تستطيع التفوّق على أحمق يحمل درعاً. |