"متابعة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• devam
• takip
• izlemek
• peşinde
• kontrol
• peşinden
• peşini
• izlemekten
• izlemeyi
• kapsamlarında

Hemencecik koluna bir serum yerleştireceğiz... -...sonra da oyununa devam edebilirsin.
سنضع محلولاً وريدياً في ذراعك بسرعة ثم يمكنك متابعة لعبك، اتفقنا؟

Bak, asıl olay ben vazgeçiyorum çünkü babam bana devam etmeyi öğretmedi.
انظر، المغزى هو انا منسحب لأن والدي لم يعلمني كيفية متابعة الأمر.

Duman bulutu dağılana dek hedefe nişan almaya devam etmelisin.
‏‏عليك متابعة التسديد إلى الهدف ‏حتى بعد انقشاع الدخان. ‏

Yalnızca fikirlerini onayladığımız insanlarla iletişim kuruyoruz ve sosyal medya sayesinde kalanları susturabiliyor, takip etmeyi bırakabiliyor ve engelleyebiliyoruz.
نحن نميل للتواصل مع الناس الذين يتفقون معنا، وبفضل وسائل التواصل، يمكننا إخراس، وعدم متابعة ومنع أي شخص آخر.

takip yok, çıkış yöntemi yok, orası bir tedavi fabrikası.
لا متابعة ، و لا خطة خروج انها منظمة ريهاب

Film izlemek falan istersen biraz DVD ve VHS kasetim de var.
وإن أردت متابعة الأفلام فلدي بعضاً منها على اشرطة و قرص ليزري

Pes edemezdim; savaşmaya devam etmek zorundaydım.
أنا فقط لم أستطع الاستسلام، كان على متابعة القتال

AM: 21 günlük bir sayıda bile size karşı çıkardım ama bu konuşmanın amacından dolayı söylediğiniz bir şeyden devam etmek istiyorum, hem çocukları alıkoymanın yanlış olduğu hem de etkili olmadığı konusunda.
آ.م: كنت سأتحداك حتى فيما يخص رقم الـ21 يومًا. ولكن لبلوغ المقصد من هذا الحديث أود متابعة الحديث في أحد الأمور التي ذكرتَها؛ وهو أن احتجاز الأطفال ليس من الصواب ولا يؤتي ثماره،

Ama siz şehrimizdeki gece gezinize devam edebilirsiniz.
يمكنك متابعة جولتك السياحية الليلية لمدينتنا

Söylemek istediğim tam olarak bu değil, ama sen soru sormaya devam edeceksin.
لا أعني هذا بالضبط, ولكنك ستستمر في متابعة الأسئلة

Artık yardım bulana kadar yolumuza devam etmeliyiz. Sanırım gece burada kalmalıyız.
أعتقد أنه علينا متابعة المسير حتى نجد بعض المساعدة

Ve vasiyetini yerine getirmek için onun başlattığı şeylere... devam etmekten daha iyi bir yol bilmiyorum.
ولا أستطيع أن أفكّر بطريقة أفضل لتخليد إرثه سوى متابعة السير على المبادىء التي أسّسها

Hayatımı istediğim gibi yaşamamı ve istediğim hedefleri takip etmemi istedi.
أرادت أن أعيش كيف أختار وأن تكون لي حرية متابعة أهدافي

Ve onlar bunu bölgesel düzeyde yapıyorlar. Bence onları asıl heyecanlandıran artık çocukları takip edebilecek olmaları.
وهم يقومون بذلك على مستوى المنطقة كلها وأعتقد ان الذي يعجبهم هو إمكانية متابعة هؤلاء التلاميذ

Ve herşeyi takip edebiliyoruz. Yani bütün bölge boyunca çocukları takip edebiliyorlar.
ويمكننا متابعة كل شئ لذا فقد اتاح لهم متابعة التلاميذ في كل المنطقة

Ve takip eden çalışmalardan biliyoruz ki bunlar petrole hiç bulanmamış penguenler kadar uzun yaşadılar ve neredeyse onlar kadar iyi üreme gösterdiler.
وعلمنا من دراسات متابعة أنها عاشت لمدة.. تقوق ما عاشته أي بطاريق غمرت بالنفط كما تناسلت بنجاح

ilgili olduğun şeyin peşinde koşmak genelde vaktini ziyan etmez, sonunda pes etsen dahi.
نادرا ما تكون مضيعة للوقت متابعة شيء كان يجذب انتباهك حتى وإن انتهى بك المطاف للإعتزال.

Bu düzenek öğrencilerle birlikte geliştirilmiş. Düzenek öğrencilerin ellerini algılayabiliyor. Bu da onların siyamatik desenleri ve yansımalarını kontrol edebilmelerini sağlıyor.
هذه المنشأة تم تطويرها مع مدرسة أطفال. حيث يتم متابعة أياديهم. وتسمح لهم بالتحكم ووضع أنماط سيماتكس والإنعكاسات التي تحدث بسببها.

Sırf kendi yaşamıyla bize hayallerimizin peşinden koşmanın ne kadar önemli olduğunu kavrattı.
طريقة عيشها حياتها علمتنا مدى أهمية متابعة أحلامنا

Bu haberin peşini bırakmamalısınız, tamam mı?
يجب عليكم يا رفاق متابعة هذا الأمر, اتفقنا؟

Bir hafta boyunca yaşlı bir kadını izlemekten daha zevkli bir şey yapmamıştım.
لم أحظى بمرح أكثر من متابعة مسنة طوال الأسبوع

İnsanlar yaşlandıkça, bu tip bir cerrahi yol izlemeyi seçmeleri gerekmez.
عندما يشيخ الناس، ليس بالضرورة ان يختارو متابعة هذا النوع من العمليات.

Demek ki tipik normal genç yetişkinlerin dikkat kapsamlarında üç ya da dört obje olabiliyor.
إذا فلاعب الفيديو العادي البالغ لديه القدرة على متابعة ثلاث إلى أربع كائنات