Arada bir hayatını daha eğlenceli hale getirmek için özel şeyler gerekir. | Open Subtitles | لذلك نحتاج أحذية مميزة جداً بين حين وآخر لنجعل السير اكثر متعه |
Ama bence psikolog olmak daha eğlenceli. | Open Subtitles | لكن أعتقد بأن دراسة علم النفس ستكون أكثر متعه |
Kağıt uçakları uçurtmak, bankacılarla oturmaktan daha eğlenceli. | Open Subtitles | إن رمي الأوراق الطائره أكثر متعه عندك من لقاء تعيين المصرفيين |
Beni incitmekten zevk mi alıyorsun? Bunu yapmak o kadar da zor değil. | Open Subtitles | لن تجدين متعه فى جرح مشاعرى أنه لأمر سهل |
Başkalarıyla böyle oyun oynamak gerçekten bu kadar zevkli mi? | Open Subtitles | هل هناك أي متعه عندما تخادعين الأخرين هكذا؟ |
Seni daha fazla dikkate alan... biriyle olmak daha eğlenceli olur | Open Subtitles | صحيح ، انها اكثر متعه لو كانت بصحبة شاب يعطيك وقته كله |
- İkimizin, baba ve kız olarak takım halinde yarışacağı bu yarıştan daha eğlenceli bir şey olamaz. | Open Subtitles | ــ لا أستطيع أن أتخيل شيء أكثر متعه ـ ـ ـ من أن أنا و أنت, الأب و إبنته يعملون جنبا إلى جنب كفريق |
eğlenceli çünkü çalışmadan ziyade dans etmek gibi. | Open Subtitles | إنه متعه حقا لأنها تشبه الرقص بعد اختبار.. أنت تعرف |
Böylece sohbetimiz saha eğlenceli olabilir. | Open Subtitles | بهذه الطريقه ربما يكون الحوار بيينا اكثر متعه |
Sadece... Keşke daha eğlenceli bir yere gidebilsek. | Open Subtitles | انا فقط اتمنى ان بااستطاعتنا ان نذهب الى مكـان فيه متعه اكثـر |
Azı dişlerinle bizi öldürmeye kalkana kadar eğlenceli görünüyordu. | Open Subtitles | كا نت مثل متعه حقيقيه حتى الوقت الذى حاولت ان تقتلنا فيه بأنيابك |
Gösterdiklerimden kimseye bahsetme de işimin ne kadar eğlenceli olduğunu bilmesinler. | Open Subtitles | صحيح لا تخبر ايّ احد بما رايته هنا لأني لا اريد ان يعرف احد مدى متعه عملي |
Eğlenmene gerektiğini biliyor olman daha eğlenceli değil mi? | Open Subtitles | اليست هي أكثر متعه عندما تعلم أنك من المفروض لك امتلاكها |
Hayır, eğlenceli bir şeyler yapmayacağız. Buraya yapmacık gülücükler için geldik. Hadi, makineye doğru. | Open Subtitles | كلا, نحن لم نأتي الى هنا للمتعه , نحن هنا لعمل متعه مزيفه والان ابتسم للكامره |
Tabii bir milyar dolar da diyebilirim çünkü söylemesi çok eğlenceli. | Open Subtitles | على الرغم من أنى أحب أن أشير إليها كمليار لطيف لمجرد أنه شىء أكثر متعه لقوله |
Emeklilik seyahatlerinden 48 saatlik izin almışlar. Ne kadar eğlenceli. | Open Subtitles | 48 ساعة اجازة من رحلة التقاعد في الشاطئ متعه |
ama biraz daha özenli olsaydı daha eğlenceli olurdu. | Open Subtitles | لكن ان كان شامل اكثر وموضوعى قليلا سوف يكون اكثر متعه |
Güçlü kadınların ayakları büyük, ve erkeğe verdikleri zevk fazla olur. | Open Subtitles | فكلما كانت قدمي المرأه قويتين كلما حصل الرجل علي متعه اكبر معها أتفهمني؟ |
- İnsanları kendi tarafıma çekmekten zevk duyduğumu bilirsin. | Open Subtitles | تعرفين أنى أحصل على متعه كبيره من إخضاع الناس لإرادتى |
Peki başkalarının fotoğrafını çekmek zevkli mi? | Open Subtitles | وهل يوجد أي متعه عندمما تلتقط صور لأخرين ؟ |
Tatlım, güven bana, göt deliğini beyazlatmak bile bundan daha eğlencelidir. | Open Subtitles | عزيزتي، تأكدي أن تشقير مؤخرتك أكثر متعه من هذا |
- Yatakta daha eğlenceliydin. | Open Subtitles | لقد كنتِ أكثر متعه في السرير _. |