Bundan, Samanyolu'nda teknolojik olarak ilerlemiş şu ana dek sadece bir tane medeniyet olduğunu sanırım anlıyoruz ki o da biziz, benzerimiz yok. | Open Subtitles | و أعتقد أن هذا يُفضي إلى أن هناك حضارة واحدة فقط متقدمة تقنياً في درب التبانة و لطالما كانت واحدة و هي نحن. |
Ve bugün, 45 yıl sonra, bundan daha az olmayan anlaşırlılık ve perspektife ihtiyacımız var, fakat yaptığımız ilerlemiş bir teknolojiye sahip. | TED | واليوم، بعد 45 عاما نحن بكل وضوح لا نقل حاجة لمثل هذا الصفاء في التفكير والنظرة ولكن لدينا تقنيات متقدمة |
Sona doğru bir noktada, göreceksiniz ki dördüncü ABD'li koşucu Torri Edwards önde. | TED | خلال السباق وقبل النهاية ستشاهدون بأن توري ادواردز المتسابقة الرابعة للمنتخب الأمريكي متقدمة. |
- gelişmiş bir ülkeydi... - Size bunu kim söyledi? | Open Subtitles | لدى أيسلندا مؤسسات جيدة جدا لقد كانت دولة متقدمة جدا |
İşte bu yüzden Bill Gates Çin'de ileri reaktör geliştiriyor. | TED | لهذا السبب فإن بيل جيتس في الصين لتطوير مفاعلات متقدمة. |
İkisinden biri, kimsenin bilmediği yüksek rakamlı bir savaşçının kılıcı. | Open Subtitles | إنه سيف يعود لمحارب ذو مرتبة متقدمة لا يعرفها أحد |
Gelişme evriminde insandan çok daha ileride. | Open Subtitles | شكل متطور من البشر في مرحلة متقدمة جداً من الارتقاء |
Kalıtsal olduğuna şüphe yok, ama ilerlemiş bir durum yok. | Open Subtitles | لإنها حالة وراثية بلا شك و لكنها متقدمة إلى حد ما |
İlerlemiş aldatma, şizofrenik ve narsist istem dışı öfke. | Open Subtitles | شيزوفرينيا هاذية متقدمة مع هياج نرجسى لا إرادى. |
Ameliyat için çok geç, kanser çok ilerlemiş. | Open Subtitles | تاخر الوقت بشدة لاجراء عملية السرطان وصل لمرحلة متقدمة |
Geçen hafta konuştuğum kasabaya kıyasla bu kasaba birkaç ışık yılı önde. | Open Subtitles | عموما هذه المدينة متقدمة كثيراً مقارنة مع التي تحدثت عنها الأسبوع الماضي |
Ama Akeelah 21 puan önde ve sadece birkaç harfi kaldı. | Open Subtitles | لكنها متقدمة ب 21 و لديه فقط بعض الحروف المتبقية |
Babamın kahrolası saatlerinin yarım saat önde olduğunu unutmuş herhâlde. | Open Subtitles | إنها تنسى أن ساعة أبي كانت دائماً متقدمة بنصف ساعة! |
- Tanrım. Bu uçakların teknolojisi çok gelişmiş. Tamamen bilgisayarlı. | Open Subtitles | تقنيات هذه الطائرات متقدمة , كلها يتم التحكم بها بالكمبيوتر |
Bilimsel yetiştirme ve gelişmiş eğitim bu develeri, seçkin yarış makinalarına çevirmiştir. | Open Subtitles | التكاثر بإشراف علمي وتدريبات إحترافية حوّلت هذه الإبل إلى آلات سباق متقدمة |
Mikro devreler çok daha gelişmiş ama bu tuhaf, melezleşmiş bir nano teknoloji. | Open Subtitles | الدوائر الدقيقة متقدمة عن اي شيء موجود الآن ولكنّها غريبة، تقنية دقيقة هجينة |
Üçüncüsü, ileri düzey gönderim araçları kullanacağız, bununla amaç, mevcut ilaçları vücutta tam da gitmesi gereken yere göndermek. | TED | الثالث، نحن نبني وسائل توصيل متقدمة لتوجيه الأدوية القائمة بدقة إلى حيث الأماكن التي تحتاج الوصول إليها في الجسم. |
Sen ve ekibin oldukça ileri bir yabancı kültürden yabancı bir aygıt çaldınız. | Open Subtitles | , أنت و فريقك سرقتم أداة أجنبية . من ثقافة أجنبية متقدمة جداً |
Hedefi teknoloji olarak görülebilir ama yüksek teknoloji değil. | Open Subtitles | الاهداف تبدو انها تكنولوجية، لكنها ليست ذات تكنولوجبا متقدمة متنوعة |
Bu kadar çok kötü adamın yüksek ünvanı olması çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | هل تعلمين، من المدهش امتلاك الأوغاد الممتازين لدرجات متقدمة |
Tek yapmam gereken öğrencimden bir ders ileride olmak. | Open Subtitles | علي أن أبقى متقدمة بدرس عن الطالب |
Benim geldiğim yer, Amerika'nın en liberal, toleranslı ve ilerici yerlerinden birisi: Seattle, Washington'luyum. | TED | أنا من أكثر بقعة متحررة، متسامحة، متقدمة في الولايات المتحدة، سياتل، واشنطن. |
Senden çok öndeyim. | Open Subtitles | انا متقدمة عليك هنا الحمض النووي لرجل مجهول |
Ülkelere en başta, zengin oldukları için, güçlü oldukları için, başarılı oldukları için , modern oldukları için, teknolojik olarak ilerde oldukları için saygı göstermiyoruz. | TED | لا نعجب بالدول لأنها غنية، ولا لأنها قوية أو لأنها ناجحة، أو لأنها عصرية، أو لأنها متقدمة تكنولوجيًا. |
Beş puanla öndesin, insanlar oy verirse tabii. | Open Subtitles | ,أنت متقدمة بخمس نقاط ولكن إذا صوت الناس لك فقط |
Fakat zaman daralıyordu ve doğa her zaman bir adım öndeydi. | Open Subtitles | لكن الوقت كان ينفذ والطبيعة كانت دائما متقدمة بخطوة واحدة |