Biz bunun büyüyen bir kullanıcı kitlesiyiz. Ve kubbeleri bağlıyoruz. | TED | لدينا قاعدة متنامية ممن يستخدمونه. ونقوم بربط القباب شبكيًا. |
Biliyor musun, burada, giderek büyüyen bir düş kırıklığı hissediyorum. | Open Subtitles | كما تعلمون , ابن الاستشعار متنامية مستوى الإحباط هنا. |
Amerika'ya karsi büyüyen bir nefreti isaret eden video ve dokümanlar yüklemis. | Open Subtitles | وضع فيديوهات وملفات تشير لكراهية متنامية للولايات المتحدة |
LittleBits'in arkasındaki fikir büyüyen bir kütüphane. | TED | الفكرة خلف ليتل-بيتس هو أنها مكتبة متنامية. |
büyüyen bir yatırımcı grubu var, onlara "bilinçli yatırımcı" diyorum. | TED | هناك مجموعة متنامية من المستثمرين، تدعى "المستمثرين الواعين اجتماعيًا." |
Hatta, Afrika'da büyüyen bir hareket var, eğitimli genç kadınların hareketi. Toplumu kalkındırmak için kendi bağlantılarının gücünü ve ''sosyal çıkar'' dediğimiz aracı kullanarak güçlenen bir hareket. | TED | وفي الحقيقة، يوجد حركة متنامية في أفريقيا، لتعليم الشابات، اللاتي يصعدن ويستخدمن قوة شبكتهن وأداة نسميها فائدة اجتماعية لتنمية المجتمع. |
Rahatsız edici sinema büyüyen bir hareket. | Open Subtitles | السينما المزعجة الفيلم في حركة متنامية. |
büyüyen Ailelerin Platin Üyesi olmanın pek çok avantajından biri bu. | Open Subtitles | هذه فقط واحدة من الفوائد الكثيرة لكونكما عضوين مميزين "في شركة "عائلات متنامية |
Selam, Bryan. Ben Gary Snyder. büyüyen Aileler'den arıyorum. | Open Subtitles | "مرحباً "برايان" هذا "جيري سنايدر "شركة "عائلات متنامية |
Çünkü insan kralı Moors'ta büyüyen bir güç olduğunu duymuş ve o gücü yıkmak istiyormuş. | Open Subtitles | لأن الملك البشري سمع بأن هناك قوة متنامية في مملكة "ذا مورس" وسعى لأن يقضي عليها |
Ancak büyüyen sorunlar var. | TED | ولكن هنالك مشاكل متنامية. |
"Bobby Fischer, tek başına satrancın yüzünü değiştiriyor satrancı, dünyada en hızlı büyüyen spor yapı... | Open Subtitles | ، بوبي فيشر منفردا يغير وجه الشطرنج" " ... ويجعل منها أسرع رياضة متنامية |